8. Hukuk Dairesi 2018/15176 E. , 2018/20040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil, Eski Hali Getirme
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalı vekili ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin ... İli ........ İlçesi ........ ........ sınırlarında kain 186 parsel sayılı taşınmazın paydaşı ........ Soral’ın mirasçısı olduğunu, 2005 yılında 186 parsel sayılı taşınmazın üzerinden araçların geçebileceği üç metre genişlikte yol geçirilmesi konusunda davalılarla şifahi olarak anlaştıklarını, davalıların anlaşmayı bozarak ........ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/309 Esas sayılı dosyası ile elatmanın önlenmesi davası açtıklarını, davalıların 186 parseli yol olarak kullanmaları nedeniyle mahrum kalınan kar ve taşınmazın eski hale getirilmesi bedeli olan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve ..., anlaşma çerçevesinde açılan yol için genişlik belirtilmediğini, yol açma çalışmalarının iş makinesi ile yapıldığını, çalışmalar sırasında davacının da hazır bulunduğunu ve herhangi bir müdahalede bulunmadığını, ........ Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda 1998/158 Esas ve 1999/277 Karar sayılı ilamı ile 295 metrekarelik 186 ve 184 parseller arasında geçen tapuda mevcut patika yolda davacıların hak sahibi olduğunun mahkeme kararı ile hüküm altına alındığı belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.996,05 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken, müteselsilen alınarak davacıya verilmesine ve fazlaya ilişkin talebi reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza yönelik ecrimisil ve eski hale iade bedeli istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı ........ Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK"nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). Öte yandan; ecrimisile hükmedilebilmesi için, taşınmazdan davacı tarafın ne şekilde ekonomik gelir elde ettiği hususunun ispatı zorunlu olmadığı gibi haksız olarak kullanılan taşınmazın ekonomik tahsis amacı itibariyle gelir getirmeye özgülenmemiş olması dahi sonuca etkili değildir.
Somut olaya gelince, dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 186 parsel sayılı taşınmazda davacının dedesi ........ Soral’ın 24/120 oranında paydaş olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında mevcut sözlü anlaşma uyarınca dava konusu 186 sayılı taşınmazdan araçların geçebileceği kadar yol açıldığı sabit ise de bu anlaşma ........ (...) Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/309 Esas ve 2013/594 Karar sayılı dosyası ile açılan elatmanın önlenmesi davası ile son bulmuştur. Bu durumda davacı, haksız eylemi gerçekleştiren davalılardan miras payı oranında ecrimisil talep edebilir. Öte yandan taraflar arasından sözlü anlaşma son bulduğuna göre anlaşma öncesinde bulunan kullanım durumuna dönerek davacı tarafından çay ekimi yapılan yerden elde edilecek ürün bedelinin dava konusu 186 sayılı parselin yol olarak kullanılan kısmından elde edilecek ürün bedelinden mahsup edilmesi doğru değildir. Kaldı ki davalıların, mahsup talebi de bulunmamaktadır. Mahkemece, dosyaya ........ Soral’a ait mirasçılık belgesi kazandırıldıktan sonra izah edilen hususlar üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı ...’ın temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK"un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 12.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.