8. Hukuk Dairesi 2016/12000 E. , 2018/20049 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili, davalının ........ Şirketinin 25.05.1995 tarihinden beri ortağı olup %25 hissesi bulunduğunu, şirketin yıllık kazancı ve öz sermayesinin fazla olup şirkete ait çok sayıda araç ve taşınmaz olduğunu, davalının şirket hissesini boşanma davasının açılmasından sonra yeğenine devrettiğini, davalının kardeşi ........"tan ........ya bağlanan 400.000 TL alacağı bulunduğunu, davalının mal kaçırma kastıyla bu ........yu diğer kardeşi ........"e, onun da eşi ........"ye ciro yoluyla devrettiğini, davalının ........ Akyıldız isimli şirketin işletmecisi konumunda olup çok yüksek kazanç sağladığını açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 30.000 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 13.04.2016 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 41.192,22 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının her ne kadar davalının 400.000 TL"lik ........sundan dolayı katılma alacağı hakkının olduğunu belirtmiş ise de bu ........nun davalının boşanan diğer kardeşine ilişkin boşanma protokolünden kaynaklanan bir borç nedeniyle davalının aracı kılınarak verildiği, bu miktar ........nun davalının malvarlığında olmadığı, bu nedenle davacının da bir alacak hakkının bulunmadığı, mali müşavir tarafından ........ Ekin adlı şirketteki davalı hissesinden dolayı şirket sermayesinin artışı ile ilgili olarak 6.323,92 TL ve dağıtılmayan kar payı olarak 19.875,30 TL olmak üzere toplam 26.199,22 TL katılma alacağı olduğunun bildirildiği gerekçesiyle, davacının dava konusu ........ ile ilgili talebinin reddine, davacının şirket hissesi yönünden talebinin kabulüne, 26.192,20 TL"lik katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin şirket hissesinin değerlendirme yöntemine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.
Eşlerin malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına (nitelik, ........ vb.) göre, tasfiye anındaki, sürüm değerleriyle hesaba katılır (4721 Sayılı TMK mad. 228/1, 232, 235/1 ve 239/1). Yargıtayın ve Dairemizin uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir. Buna göre, tasfiyeye konu şirketin mal rejiminin sona erdiği andaki durumu esas alınarak, tasfiye (karar) tarihindeki sürüm değeri belirlenmelidir.
Şirketin mal rejiminin sona erdiği andaki durumu ve değeri; o tarihteki ekonominin genel durumu, şirketin faaliyet gösterdiği sektörün konumu, büyüklüğü ve büyüme hızı, tasfiyeye konu şirketin sektördeki yeri, pazar payı, varlık ve sermaye yapısı, şirketin kullandığı teknoloji, makina ve tesisatın durumu ile araştırma geliştirme (........) faaliyetleri, ürettiği hizmet ve ürünleri pazarlama gücü, büyüme potansiyeli, şirketin değerlendirme anındaki ve gelecekteki satışlarına, kazançlarına, nakit akışlarına ve finansal durumuna ilişkin 5-10 yıllık tahminler, kar dağıtım politikası, gelecekte planlanan sabit kıymet yatırımları, stratejisi, rekabetçi konumu, müşteri portföyü, organizasyonu ve yönetim kadrosu ile gelecekte şirketin ortaya çıkarması beklenen nakit akışlarının analizi, ekonominin genel arz ve talep kuralları göz önünde bulundurularak belirlenir.
Bundan sonra, yukarıda açıklanan yöntem ve kriterlere göre dava konusu şirketin mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla belirlenen piyasa sürüm (rayiç) değeri, ........ (Tüketici Fiyat Endeksi) göz önünde bulundurularak tasfiye (karar) tarihindeki değeri belirlenmelidir.
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Mahkemece 05.03.2015 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu ile 09.10.2015 tarihli hesap bilirkişi raporu hükme esas alınarak, tarafların boşanma tarihi itibariyle davalının 12.647,71 TL ödenmiş sermaye payı alacağının bulunduğu, bunun yarısı olan 6.323,92 TL"nin davacının katılma alacağı olduğu kabulünden hareketle yazılı miktara hükmedilmişse de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davalının kuruluş tescil tarihi 27.12.1991 ve kuruluş sermayesi 50,00 TL olan ........ Şirketine 20.02.1995 tarihinde şirket ortaklarından ........ Akyıldız"a ait %25 hisseyi devralarak ortak olduğu, şirket sermayesinin 1997 yılında 50,00 TL"den 500,00 TL"ye ve 2007 yılında ise şirket sermayesinin 500,00 TL"den 50.000,00 TL"ye çıkarıldığı, davalının yine %25 hissesinin bulunduğu, davalının söz konusu %25 hissesini ... 20.Noterliğinin 28.08.2012 tarihli devir belgesine ve 10.09.2012 tarihli ortaklar kurulu kararına istinaden Koray Akyıldız"a devrettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan 05.03.2015 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda davalının şirketteki %25 hissesi ile 2007 yılında yapılan sermaye artışı gözetildiğinden, bilirkişi raporunda bu hususlarda herhangi bir hata bulunmamaktadır. Ne var ki, mali müşavir tarafından değerlendirme ve hesaplama yapılırken şirkete ait ticari defter ve belgeler ile dosyaya sunulan kurumlar vergisi beyannameleri incelenerek yıllar itibariyle öz varlık hareketleri değerlendirilmek suretiyle hesaplama yapılmış ve boşanma dava tarihi itibariyle ödenmiş sermayenin 58.972,64 TL ve davalının %25 hissesine düşen miktarın 12.647,71TL olduğu bildirilmiştir. Bu itibarla, yapılan değerlendirme ve hesaplamalar Dairenin yukarıda belirtilen ilke ve uygulamalarına uygun bulunmamaktadır. Mahkemece, davalının şirkette %25 oranında hissesi bulunduğu ve sermaye artışının taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 2007 yılında yapıldığı dikkate alınarak, Dairenin yukarıda belirtilen ilke ve uygulamalarına uygun değerlendirme ve hesaplama yapılması için konusunda uzman bilirkişiden tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık, gerekçeli rapor alınarak, talep ve kazanılmış haklar da gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre davacının şirket nedeniyle katılma alacağı belirlenerek bu miktara hükmedilmesi gerekirken Daire ilke ve uygulamalarına uygun değerlendirme ve hesaplama içermeyen söz konusu bilirkişi raporları esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene 12.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.