17. Hukuk Dairesi 2015/3994 E. , 2015/9420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/10/2014
NUMARASI : 2014/417-2014/417
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında, Hakem Heyetince verilen 30.05.2014 gün 2014/1182-2 Esas ve 2014/1732 sayılı Karara ilişkin İtiraz Hakem Heyeti"nin 08.09.2014 tarihli 2014/473-2014/579 sayılı kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davalı vekili, müvekkilinin desteğinin davalıya sigortalı aracın sürücüsü iken gerçekleşen kazada öldüğünü açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 50.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep etmiş, ıslah ile talebini 77.792,79 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Hakem Heyetince iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; başvurunun kabulü ile 77.792,79 TL"nin tahsiline karar verilmiş, karara davacı vekilinin itirazı üzerine itiraz hakem heyetince itirazın reddi ile ilk kararın aynen tekrarına karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda hakem heyetince alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, çalışmakta ve sahibi olduğu şirketin şirket hisselerinin mirasçılara intikal edeceğinden şirket gelirinin değerlendirmeye alınmayarak aile bütçesine katkısının asgari ücretin neti düzeyinde olduğu kabul edilmiş ve bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapılmış ise de, davacı vekili müteveffanın şirketin müdürü olduğunu, bu pozisyondaki bedeni çalışmasının karşılığının daha yüksek bir miktar olduğunu iddia etmiş ve bu hususa ilişkin delillerini dosyaya ibraz etmiştir. Buna göre desteğin yaptığı iddia edilen müteveffanın işletmesine ilişkin bilgileri, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde desteğin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı göz önüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden destek zararının hesaplanması gereklidir. Bu bakımdan böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, desteğin gelirinin daha net kriterle ortaya konulması gerekmekte olup, açıklanan hususlar göz önüne alınarak desteğin çalıştığı pozisyon ve kişisel katkısı değerlendirilerek hakkaniyete uygun muhtemel bir gelirin belirlenmesi ile uzman aktüer bilirkişiden yeniden bilirkişi raporu alınması gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 2.7.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.