7. Hukuk Dairesi 2016/6561 E. , 2016/7812 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 15.04.2016 Salı günü belirlenen saatte davalı .... vekili Av.... ile karşı taraftan davacı ... vekili Av.... geldi. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 23/07/2010 tarihinde en son 5.000,00 TL ücret ve şube cirosunun %4 prim ücretiyle .... Şube Müdürü olarak işe başladığını, 13 ay boyunca aylık ücreti için sadece bir kısım ödemeler yapıldığını, maaşının hiçbir zaman tam yatmadığını, hafta içi 07.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, Cumartesi günleri ve tüm resmi tatillerde çalıştığını, müvekkilinin 16/03/2011 tarihinde istifa ettiğini, ilk etapta istifanın işveren tarafından kabul edilmediğini, daha sonra yeni bir kişi görevlendirilinceye kadar istifanın kabul edildiğini, 27/07/2011 tarihinde davalı işverenin iş akdini haksız ve bildirimsiz feshettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, milli bayram ve genel tatil çalışma ücretleri ile aylık ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 23/07/2010-Mayıs 2011 tarihleri arasında plasiyer olarak asgari ücretle çalıştığını, ücret alacağı olmadığını, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, fazla mesai ve resmi tatil alacağının olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, ihbar tazminatına, çalışmasının 1 yılın altında kalması nedeni ile kıdem tazminatına hak kazanmadığını, mesai saatlerini kendisi ayarlayan üst düzey yönetici olması nedeni ile fazla mesai, milli bayram ve genel tatil ücreti talep edemeyeceği, aylık ücretlerinin ise ödendiğinin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm altına alınan aylık ücret alacağı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.
Dava hakkının bir anlamda dava şartı olduğu kuşkusuzdur. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hakime verilmiş ödevlerden olması karşısında Yargıtay Dairesi, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir. Davanın hukuksal niteliği gereği davalı, temyiz aşamasında da borcu süküt ettiren bir belge vermiş ise, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Gerçekten de, yargılamada davayı inkar eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından da söz edilemeyecektir.
Sonuç itibariyle; yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle bir durumda, borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde, dava sonuçlanıp kesinleşmemiş ise, ibraz edilen ve borcu söndüren yazılı belgenin dikkate alınması gerekir.
Somut olayda, davacı vekili davacının çalıştığı süre içinde ücretlerinin ödenmediğini, sadece bir kısım ödemeler yapıldığını iddia etmiş, davalı ise davacının alacağı olmadığını savunmuştur. Mahkemece davacının ödenmediğini iddia ettiği ücretin ödendiğinin ispat edilememesi nedeni ile ücret alacağı hüküm altına alınmış ise de, davalı vekili davacının banka hesabına havaleler yapıldığını, bunların dikkate alınmadığını belirterek karara temyizen itiraz etmiştir. Her ne kadar yargılama aşamasında banka havalesi ile ödeme savunması ileri sürülmemiş, bu hususta mahkemeye bilgi, belge sunulmamış ise de, yukarıda belirtildiği üzere, hakkı ortadan kaldıran ödeme savunmasınınn ve buna ilişkin belgelerin her aşamada hatta temyiz aşamasında dahi resen dikkate alınması gerektiğinden, davalının ve davacının banka hesap ekstreleri getirtilerek davacıdan diyecekleri sorulmalı ve sonucuna göre mahsup hususu değerlendirilmelidir.
O halde davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına takdir olunan 1.350,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.04.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.