
Esas No: 2021/9006
Karar No: 2022/5481
Karar Tarihi: 07.06.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/9006 Esas 2022/5481 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Hazine tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, 1966 yılında yapılan kadastro sırasında K.Evvel 927 tarihli tapu kayıtlarına dayalı olarak tespite tabi tutulan ve daha sonra 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan 1092 parsel sayılı 10.090,00 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istenmiştir. Davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş, ancak yapılan temyiz sonrası Yargıtay kararı doğrultusunda, 6292 sayılı Yasa'nın 7. maddesi uyarınca davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Yargıtay'a yapılan temyiz itirazları reddedilmiş, hüküm onanmıştır. 5841 sayılı kanunun 2. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı hususunda Yargıtay kararlarının yerleşik içtihat halini aldığı belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş olup, hükmün davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
... ili Tuzla İlçesinde 1966 yılında yapılan kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 1092 parsel sayılı 10.090,00 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, K.Evvel 927 tarih ve 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45 ve 46 numaralı tapu kayıtlarına dayalı olarak, çalılık ve mera niteliğiyle Hazinedar Sadri ... ... Süheyla Vakfı adına tespit ve 24.01.1967 tarihinde tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... vekili, 1092 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastrosuna orman sınırları içinde iken 6831 sayılı Yasa'nın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle 19.08.2003 tarihinde dava açmıştır.
Mahkemece verilen, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar ilişkin hüküm, davacı ... vekilinin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 20.Hukuk Dairesinin 28.03.2012 tarih ve 2011/10541 Esas, 2012/4703 Karar sayılı ilamıyla; “çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü süreler dolmuş ise de, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "Bu hüküm iddianın ve taşınmazın niteliği ile devlet ya da diğer kamu tüzel kişilikleri olsa dahi tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır" hükmünün ve 5841 sayılı Yasanın 3. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasasına eklenen geçici 10. maddesindeki "Bu Kanunun 12'nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" hükmünün, Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih ve 2009/31-77 sayılı kararıyla iptal edildiği, gerek 766 sayılı Yasa'nın 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde, özel mülkiyete konu olamayacak, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler hakkında açılacak davaların 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı konusunda açık bir hüküm bulunmamakta ve bu maddeler özel şahıslar ile Hazine arasında bir ayrım da içermemekteyse de, “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı konusundaki Yargıtay kararlarının yerleşik içtihat halini aldığı açıklanarak, davacı ... tarafından 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan yer iddiasında bulunulduğu ve bu tür iddiaları içeren davalarda, yargısal uygulamada istikrar kazandığı üzere, 10 yıllık hak düşürücü süre ile bağlı kalınmaksızın her zaman dava açılabileceği gözönünde bulundurulmak suretiyle, işin esasının incelenmesi ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi “ gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, 6292 sayılı Yasa' nın 7. maddesi uyarınca davacı Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, harçtan muaf olduğundan Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 07.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.