11. Ceza Dairesi 2019/940 E. , 2019/1257 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 08.01.2019 tarih ve 2018/16323 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.01.2019 tarih ve KYB-2019/5033 sayılı ihbarname ile;
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan, iftira ve alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçlarından sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 179/3. maddesi yollaması ile 179/2, 206/1, 268/1. maddesi yollaması ile 267/1 ve 62/1. (üç kez) maddeleri uyarınca 1 ay hapis, 1 yıl 6 ay hapis ve 6 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/05/2018 tarihli ve 2016/118 esas, 2018/491 sayılı kararının "Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/2723 esas, 2018/16683 karar sayılı ilamında "...Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.04.2014 gün ve 542-153 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun işlenme şekillerinden birisi de kişilerin işledikleri suç nedeniyle haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendisiyle ilgili belge düzenleyen kamu görevlisine kimlik bilgilerine ilişkin olarak yalan beyanda bulunmasıdır. Ancak bu halde kimlik bilgileri kullanılan kişinin gerçekte var olmayan hayali veya hayatta olmayan bir kişi olması gerekir. Aksi halde sanığın eylemi "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu değil "başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması" suçunu oluşturacaktır." şeklinde belirtildiği üzere, somut olay kapsamında sanığın suç tarihinde ... plaka sayılı araç ile seyir halinde iken alkol muayenesi için durdurulması sırasında 1,01 promil alkollü olduğunun tespit edilmesi üzerine teyzesinin oğlu ..."un kimlik bilgilerini kullanmak suretiyle anılan şahıs hakkında yasal işlem yapılmasına sebebiyet verdiği ve söz konusu kişinin yargılanmak suretiyle beraat ettiği, sanığın da suçunu ikrar ettiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında yalnızca başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde unsurları oluşmayan resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan da mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
TCK‘nin 206. maddesinde düzenlenen “Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan“ suçunun oluşabilmesi için, kişinin açıklamaları üzerine yetkili bir kamu görevlisi tarafından resmi bir belgenin düzenlenmesi ve düzenlenen resmi belgenin, beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerekir. Yalan beyanın tek başına kanıtlama gücünün bulunmadığı, bu beyana rağmen görevlinin, beyan edilen hususların doğruluğunu araştırıp da belgeyi sonra düzenlemesinin gerekli olduğu takdirde, belgeye dayanak oluşturan bilgi yalan beyan olmayıp görevlinin araştırması sonucu ulaştığı bilgi olduğundan yine beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirirse veya yalan beyan üzerine memurun kandırılamaması neticesinde doğru şekilde belge oluşturulması durumunda anılan suçun oluşmayacağı açıktır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kimliği bildirmeme” başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası “Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir.” 2. fıkrası ise, “... bu kişi kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır.” hükmünü taşımakta olup, bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK’nin 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisine görevi nedeniyle resmi bir belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde, TCK’nin 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için, kamu görevlisinin göreviyle bağlantılı olarak sorması durumunda, kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunulması veya kimlik ve adresle ilgili bilgi vermekten kaçınılması halinde Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekir.
TCK"nin 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması“ suçunun oluşabilmesi için ise; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması gerekmektedir.
İncelenen dosya içeriğine göre; somut olayda ... plaka sayılı araçla seyir halindeyken trafik ekiplerince durdurulan ve yapılan kontrollerde 1,01 promil alkollü olduğu belirlenen, kolluk görevlilerine herhangi bir belge ibraz etmeksizin kendisini akrabası olan “ ...“ olarak tanıtıp, bu kişinin kimlik bilgileri ile 11.08.2015 tarihli trafik idari para cezası tutanaklarının düzenlenmesine neden olan, aynı tarihte trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan şüpheli sıfatı ile ifade veren ve ... hakkında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 20.08.2015 tarihli 2015/25266 Soruşturma ve 2015/8554 Esas sayılı iddianamesi ile kamu davası açılmasına sebebiyet veren sanığın eylemlerinin kül halinde, 5237 sayılı TCK"nin 268/1. maddesinde öngörülen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunu oluşturduğu gözetilmeden, mahkemece sanığın ayrıca TCK‘nin 206. maddesi gereğince resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan da mahkûmiyetine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, ihbarnamedeki kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 29.05.2018 tarihli 2016/118 Esas-2018/491 Karar sayılı ilamının, CMK"nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, yüklenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu unsurları itibarıyla oluşmadığından sanığın bu suçtan BERAATİNE, cezanın çektirilmemesine, hükümdeki diğer kısımların aynen yerinde bırakılmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 11.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.