Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2020/4704
Karar No: 2021/1899
Karar Tarihi: 30.03.2021

Danıştay 4. Daire 2020/4704 Esas 2021/1899 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/4704
Karar No : 2021/1899

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu ... Kart Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip nolu ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının şirketin 2009 yılında kuruluşunda kanuni temsilci olarak atandığı, 10/04/2013 tarihli genel kurul kararıyla ise kanuni temsilcilik sıfatının sona erdiği, dava konusu ödeme emrinin 11 ila 13, 39 ila 41, 104, 105, 116 ila 120 ile 125 ila 127. sırasında yer alan vergiler ve cezalar yönünden, verginin tarh edilmesi ve vergi cezası kesilmesinin nedeni olan fiillerin asıl borçlu şirket tarafından 2012 ve 2013 yıllarında elde edilen bir kısım ticari kazancın beyan edilmemesinden ve zamanında tahakkuk ettirilmemesinden kaynaklandığı, beyanname verilmesi gereken tarihlerden evvel ise davacının kanuni temsilcilik sıfatının sona erdiği anlaşıldığından, bu vergilerin tarh edilmesi ve cezaların kesilmesi yönünden, davacının vergilendirmeyle ilgili ödevleri yerine getirmemesi söz konusu olmadığından, bu vergi ve cezalar yönünden dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin 10, 14, 19, 38, 91, 100, 103, 108 ile 115. sırasında yer alan yargı harçlarının davacının kanuni temsilcisi olduğu ... Kart Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.'nin, ... Vergi Mahkemesi'nin …, …, …, … ve … ile … ila … E. sayılı dosyalarından görülen davalar neticesinde verilen kararlar uyarınca 30/11/2017, 05/12/2017 ve 20/12/2017 tarihlerinde, yani davacının kanuni temsilcilik sıfatının sona erdiği tarihte tahakkuk ettiğinden, yargı harçları yönünden davacının bir sorumluluğu bulunmayıp, bu nedenle dava konusu ödeme emrinin bu kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin 1 ila 9, 15 ila 18, 20 ila 37, 42 ila 90, 92 ila 99, 101, 102, 106, 107, 109 ila 114, 122, ve 123. sırasındaki vergilerin resen tarh edilmesi ve vergi cezalarının kesilmesi üzerine açılan davalar ... Vergi Mahkemesi'nin …, …, …, … ve … ile … ila … E. sayılı dosyalarından görülen davalar neticesinde anılan mahkemece davaların reddedilmesinden sonra düzenlenen iki no'lu ihbarnamelerin elektronik posta yoluyla tebliğ edildiği, bu ihbarnamelere karşı dava açılmadığı ve vergi borçlarının ödenmediği, bunun üzerine bu vergi ve vergi cezalarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin düzenlendiği, elektronik ortamda tebliğ edildiği ve ödeme emirlerine karşı da dava açılmadığı, akabinde şirket hakkında yapılan mal varlığı araştırmasında borcun tahsil edilebileceği mal varlığına rastlanmaması üzerine de kanuni temsilci sıfatıyla davacının takibine geçildiği, davacı, asıl borçlu şirkette kanuni temsilci olarak görev yaptığı şirketin kuruluşundan 10/04/2013 tarihine kadarki dönemde beyan edilmesi gereken, şirketin elde ettiği bir kısım ticari kazancın beyan edilmemesinden kaynaklanan ve kesinleşen vergi ve vergi cezalarından, vergilendirmeyle ilgili ödevi yerine getirmediğinden dolayı 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca sorumlu olup, bu kısım yönünden düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; İstinaf başvurularına konu kararın, dava konusu 27/02/2018 tarih ve 2018/1 sayılı ödeme emrinin 14, 19, 38, 91, 100, 108 ve 115. satırında yer alan yargı harcının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusu yönünden;
davacının, kuruluşundan 09/04/2013 tarihine kadar kanuni temsilcisi olduğu ... Kart Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.'nin, elde ettiği bir kısım ticari kazancın beyan edilmemesinden kaynaklanan vergi ve cezaların iptali için ... Vergi Mahkemesi'nin …, …, …, … ile …, …, … Esas sayılı dosyalarında görülen davalarda verilen Ret kararları uyarınca hesaplanan yargı harçları için düzenlenen iki nolu ihbarnamelerin elektronik posta yoluyla tebliğ edildiği, bu ihbarnamelere karşı dava açılmadığı ve yargı harçlarının ödenmediği, bunun üzerine yargı harçlarının tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin elektronik ortamda tebliğ edildiği ve ödeme emirlerine karşı da dava açılmadığı, düzenlenen haciz varakalarına istinaden şirket hakkında yapılan malvarlığı araştırmasında borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine, 213 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca, vergilendirmeyle ilgili ödevlerini yerine getirmemesi nedeniyle sorumlu olduğu amme alacağının tahsili için davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin 14, 19, 38, 91, 100, 108 ve 115. satırlarında hukuka aykırılık bulunmadığından kabulü gerektiği, ödeme emrinin kalanı bakımından istinaf talebinin ise reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçeyle dava konusu ödeme emrinin 10 ila 13, 39 ila 41, 103 ila 105, 116 ila 121 ve 125 ila 127. satırlarında yer alan vergi, yargı harcı ve vergi cezalarına isabet eden kısımları yönünden kabulüne, 1 ila 9, 14 ila 38, 42 ila 102, 106 ila 115, 122, 123, 124. satırlarındaki vergiler ve cezalara isabet eden kısımları yönünden reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI (DAVACI) : Davacı tarafından, asıl borçlu şirketin 02/08/2018 tarihinde 7143 sayılı Kanundan faydalanarak dava konusu borcu yapılandırdığı, dolayısıyla borcun türü ve vadesinin değiştiği, bu nedenle dava konusu borç nedeniyle sorumluluğunun kalmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI (DAVALI) : Davalı idare tarafından, kararın kabule ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI (DAVACI): Cevap verilmemiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI (DAVALI) : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava açabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu ... Kart Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … takip nolu ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği 06/03/2018 tarihinden daha sonra asıl borçlu şirketin dava konusu ödeme emri içeriği borçlarını 02/08/2018 tarihinde 7143 sayılı Kanundan faydalanarak yapılandırdığı davacı tarafından iddia edildiği görülmektedir.
Bu durumda, yapılandırma başvurusu dikkate alındığında yapılandırılarak yeniden vadelendirilen borçların, artık hukuk aleminde yeni bir hukuksal kimliğe büründüğü açık olduğundan asıl borçlu şirket adına yeniden takip yapılarak, kamu alacağının şirketten tahsilinin mümkün olmaması halinde ikinci dereceden sorumlu olan davacı adına takip yapılması gerekmektedir.
Buna göre, aslı borçlu şirketin dava konusu borcu yapılandırıp yapılandırmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden yukarıda belirtilen gerekçeyle verilen kararda yasal isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzelkişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Kanuni temsilcilerin, şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzelkişiliğin varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulmasından sonra kanuni temsilci olarak sorumlu tutulacağı dönemler dikkate alınarak takibi yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen kimi özel yasalar kapsamında yükümlülere, vergi borcunun, miktarı ve vadesi değiştirilip yeni bir ödeme planına bağlanarak, ödenmesi konusunda kimi koşullarla kolaylıklar sağlanmaktadır. Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi yasa gereğidir.
Amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, zamanaşımına olan etkisi dışında, asıl borçluya ait amme borcunun ödenmemesi halinde kanuni temsilcinin sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmez.
7143 sayılı Kanun kapsamında borcun ödenmesi amacıyla asıl borçlunun başvuruda bulunmuş olmasının, başvuru tarihinden önce amme alacağının tahsili için ilgili yasalara göre başlatılan/yapılan takip işlemlerini durdurmakla birlikte yapılandırma koşullarına uyulmaması ve kanundan yararlanma hakkının kaybedilmesi önceki takip işlemlerini geçersiz hale getirmeyeceği, takibin yeniden başlatılmasını gerektirmeyeceği gibi anlık kesinleşmiş olan amme alacaklarının yapılandırma nedeniyle bir ödeme varsa mahsup edilmekle birlikte kaldığı yerden hem asıl borçlu şirket hem kanuni temsilci ve ortakları için devam ettirilmesi 6183 sayılı Kanun gereğidir.
Davacının temyiz dilekçesi incelendiğinde, asıl borçlu şirketin borcunu 7143 sayılı Yasa gereğince yapılandırdığı, ancak yapılandırma sonrasında borcun ödenmediği belirtilmiş olup, buna göre davacı adına başlatılan takibin devam etmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının yürütmenin durdurulması talebinin reddi gerekirken … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulması yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.






Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi