
Esas No: 2019/3589
Karar No: 2021/1478
Karar Tarihi: 30.03.2021
Danıştay 10. Daire 2019/3589 Esas 2021/1478 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/3589
Karar No : 2021/1478
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
4- …
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı / …
VEKİLİ : …
2- … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİLLER (DAVALI YANINDA) : 1- … 2- … 3- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılardan ...'ün eşi, diğer davacıların annesi olan 1967 doğumlu olay anında 44 yaşında ...'ün bel fıtığı rahatsızlığı nedeniyle ameliyat olmaya hazırlanırken 28/11/2011 tarihinde vefat etmesi olayında Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve Sivas Numune Hastanesi çalışanlarının hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı öne sürülen (müteveffanın eşi … için 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, çocukları … için 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, … için 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, … için 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi olmak üzere) toplam 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi zararın tazmini istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olaya ilişkin olarak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim dalından alınan rapor ve bu rapor yeterli görülmeyince Göğüs Hastalıkları, Enfeksiyon Hastalıkları ve Acil Tıp Anabilim Dalında görevli hekimlerden alınan ek raporların sonuç kısmında; bel fıtığının ölümcül bir hastalık olmadığı, hastanın hayatını kaybetmesinin bel fıtığı yüzünden olmadığı, hastanın kendi rızasıyla ameliyat gününe kadar izinli çıkarılmasında herhangi bir ihmal ya da kusur saptanmadığının belirtildiği, hastanın Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi beyin ve sinir cerrahisi bölümünde değerlendirilirken tespit edilen yüksek kan sonuçları nedeniyle önerilen enfeksiyon konsültasyonunun yapılmadığı, ancak ölümle illiyet bağı kurulamayacağı, Sivas Numune Hastanesi acil servisinde semptomatik tedavi verilmiş olduğu, idrar yolu enfeksiyonunun ayırıcı tanısı için idrar tahlili dışında tetkik istenmediği, ancak ölümle illiyet bağı kurulamayacağı, C.Ü. Tıp Fakültesi acil ve anestezi-reanimasyon yoğun bakım anabilim dallarında gereken tüm tıbbi müdahalelerin yapılmış olduğu ve ölümle illiyet bağı kurulamayacağından ve doğal olarak kusur oranları da belirlenemeyeceğinin bildirildiği, anılan raporlarda, 16/11/2011 tarihinde Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde, hastaya yapılan kan tetkiklerinde, hemogram değerlerinin normalin üzerinde olduğu ve vücutta bir enfeksiyon olabileceğine işaret ettiği, operasyon düşünülen bir hastada bu yüksek değerlerin enfeksiyon kaynaklı olup olmadığının araştırılması gerekirken bunun yapılmadığı, 17/11/2011 tarihinde de enfeksiyon hastalıkları bilim dalından da konsültasyon istendiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, 26/11/2011 tarihinde (Numune Hastanesinde) acil servise başvuran hastaya sadece semptomatik tedavi önerildiği, reçete düzenlenmediği, yapılan tam idrar tetkiki sonucundaki normal olmayan değerlerin idrar yolu enfeksiyonunu düşündürttüğü ancak yüksek ateşi, bulantısı olan ve idrar yolu enfeksiyonu olduğu düşünülen bir hastada bu enfeksiyonun basit sistit mi? yoksa komplike idrar yolu enfeksiyonu mu? olduğunun anlaşılabilmesi için ve hastanın ileri tedavisinin planlanabilmesi için tam kan sayımı, eritrosit sedimantasyon hızı, crp ve idrar kültürü istenmediği, 27/11/2020 tarihinde 12.35 de Üniversite Hastanesi acil servisine başvurulması sonrasında gerekli tetkik ve incelemelerin yapılarak solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği ve septis tanılarıyla aynı gün 17.30 da anestezi ve reanimasyon yoğun bakım ünitesine transfer edildiği ve acil serviste başlanan tedaviye devam edildiği, ancak, enfeksiyon hastalıkları bilim dalının önerdiği Tazocin isimli antibiyotiğin doktor orderında görülmesine rağmen epikrizde eczaneden çekilen ilaçlar arasında yer almadığı, order kağıdında saat 21.00 dozu için YOK (-) ibaresinin bulunduğu, sepsis düşünülen bir hastada mümkün olduğunca erken (hatta ilk bir saat içinde) başlanılması gerektiği fakat bunun anlaşılamadığı yolunda davalı idarelerin sunduğu sağlık hizmetini kusurlandırıcı tespitlerin yer aldığı, gerek bilirkişi raporundaki anılan tespitler, gerekse rızasının alınmaması ve hatta ameliyatı reddettiği yolundaki belge de dikkate alındığında, müteveffaya yapılan tıbbi uygulamaların, Hasta Hakları Yönetmeliğine aykırı yürütülmesi yönüyle de hizmet kusurunun varlığının kabulü gerektiği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 36,098,93 TL maddi, 65,000,00 TL manevi olmak üzere toplam 101,098,93 TL tazminatın davalı idareler tarafından müteselsilen davacılara ödenmesine, fazladan talep edilen 63,901,07 TL maddi tazminat ile 35,000,00 TL manevi olmak üzere toplam 98,901,07 TL'lik tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacılar tarafından (Sağlık Bakanlığı'nın temyiz dilekçesine verilen cevap ile temyiz talebinde bulunulduğu) , manevi tazminatın miktar olarak davacıların yaşadığı acıyı ve olayın ağırlığını ortaya koymaktan uzak olduğu, reddedilen tazminat miktarları üzerinden maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davalı Sağlık Bakanlığı tarafından, yapılan yargılama neticesinde sağlık personelinin beraat ettiği, Mahkeme tarafından olaydaki tıbbi konularda değerlendirme yapıldığı, hakimin yetki ve bilgisinin aşıldığı, uzman bilirkişilerden alınan raporlarda, idareyi kusurlandırıcı herhangi bir kanaat belirtilmezken, Mahkemece aksi yönde yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğu, sunulan hizmet ile meydana gelen ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, diğer davalı Cumhuriyet Üniversitesi ile Bakanlığın kusur oranlarının ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği, bu yönüyle de dosya kapsamına yeniden rapor aldırılması gerekirken Mahkemece bu yöndeki itirazlarına da itibar edilmediği, davalı Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, 27/11/2011 tarihinde hastanın şuuru kapalı ve entübe edildiği için eşinin onamları imzaladığı Mahkeme kararının hatalı olduğu, Tazocın isimli ilacın 21.00 da kaydının olmaması ilacın dozunun temin edilemediği doğru olmakla birlikte bunun başlı başına hizmet kusuru olmadığı, sepsis durumunda, antibiyotiğin ilk saatlerde, en kötü ihtimal olarak ilk 6 saat içinde uygulandığında mortalite (ölüm riski) üzerinde etkili olduğu, hastanın Hastaneye geldiğinde sepsis aşamasını saatler, belki de günler öncesinde aşmış olduğundan antibiyotik kullanımının bu aşamada hayatta kalma adına öncelikli bir uygulama olmadığı, Mahkeme tarafından antibiyotiğin saat 21.00 dozunda yok gözükmesi sonucu sorumluluğa hükmetmesinin hatalı bir değerlendirme olduğu, antibiyotiğin uygulanmamış olmasının hizmet kusuru sayılamayacağı, o saatte uygulansa dahi tıp bilimi ışığında hastanın vefatıyla sonuçlanan durumun değişmeyeceği, ayrıca hasta yoğun bakıma alındığında tansiyonunun olmadığı, bunun kan dolaşımı olmadığı ya da son derece yavaş olduğu anlamına geldiği, hastaya ilaç verilseydi dahi, ilacı dolaştıracak kan akışı olmadığından, vefat sonucunun değişmeyeceği, müdahiller tarafından, Cumhuriyet Üniversitesi tarafından düzenlenen raporda, hekimlerin kusuru olmadığı, izinli olarak ayrılan hastanın tekrar gelişinde zaruret nedeniyle bir başka servise yatırılabilmesi için resmi belge düzenlenirken yapılan maddi hatanın hastanın sağlığını olumsuz yönde etkilemediğinin bildirildiği, yapılan yargılamada beraat edildiği, bel fıtığının ölümcül bir rahatsızlık olmadığı, hastada gelişen tablo ile sunulan sağlık hizmet arasında illiyet bağının bulunmadığı, Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda da gelişen tablo ile illiyet bağı kurulamayacağının vurgulandığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı Sağlık Bakanlığı tarafından, davacıların temyiz istemlerinin reddi ile, Mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması, harçtan muaf olunduğundan aleyhlerine harca hükmedilmemesi gerektiği, davacılar tarafından, Mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımlarının bozulması gerektiği savunulmaktadır. Davalı Cumhuriyet Üniversitesi Rektörlüğü ve müdahiller tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca müdahillerin duruşma istemleri yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların ve davalı idarelerin ve davalı yanında müdahillerin temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde müdahillere iadesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.