17. Hukuk Dairesi 2014/3098 E. , 2015/9779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/09/2013
NUMARASI : 2010/116-2013/367
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda;kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı L.. A.. vekili ve davalı M.. K.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi,gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacıların müşterek oğlu ile davacı eş Müzeyyen"e ,davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada,davacıların oğlunun vefat ettiğini belirtilerek, davacı anne için 30.000,00-TL, baba için 20.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulü ile, davacı M.. A.. için 28.000,00-TL, davacı S.. A.. için 18.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/10/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar M.. K.. ve .... Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı L.. A.. vekili ve davalı M.. K.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı M.. K.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2)İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay"ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür.
2918 sayılı KTK"nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte
olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şartı aranmakta ise de sözleşmenin noter aracılığıyla yapılması şartı aranmamaktadır.
Somut olayda, aracın kayden maliki davalı L.. A.. olup davalı, aracın kazadan önce ihbar edilen Denizbank AŞ."e uzun süreli kiralanmış olduğunu savunmuş ve buna ilişkin olarak kira sözleşmesini ve araç teslim tutanağını delil olarak ibraz etmiştir.Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözönünde bulundurularak, davalı ile dava dışı Denizbank AŞ. arasındaki kiralama sözleşmesi dikkate alınarak taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, kira bedellerinin ödenip ödenmediğinin, gerektiğinde davalı malik ve kiracının ticari defter ve kayıtlan üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin belirtilen bu deliller ile fatura ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı M.. K.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, 2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı L.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2.356,26 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı M. K.dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı .... Otomotiv Servis AŞ"ye geri verilmesine 28/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.