
Esas No: 2020/339
Karar No: 2021/1896
Karar Tarihi: 30.03.2021
Danıştay 4. Daire 2020/339 Esas 2021/1896 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/339
Karar No : 2021/1896
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu ... Kart Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... takip nolu ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:… sayılı kararda; dava konusu ödeme emrinin ..., … ve …, … ile … plaka/tutanak nolu alacaklardan kaynaklı kısımları bakımından; Mahkemelerinin … ve … tarihli ara kararları ile davalı idareden talep edilen dava konusu ödeme emri içeriği muhtelif vergi borçları için asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin ve tebliğ belgelerinin dosyaya sunulmadığı, buna göre, davalı idarece asıl borçlu ... Kart Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi'nin usulüne uygun olarak takip edildiği hususu ile adı geçen şirketten vergi borçlarının tahsilinin olanaksız olduğu hususunun davalı idarece ortaya konulamadığından, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinin belirtilen plaka/tutanak nolu alacaklardan kaynaklı kısımlarında hukuka uygunluk bulunmadığı, dava konusu ödeme emrinin yukarıda belirtilen alacaklar dışında kalan alacaklardan kaynaklı kısımları bakımından ise; Mahkemelerinin 17/05/2018 ve 21/06/2018 tarihli ara kararları ile davalı idareden talep edilen dava konusu ödeme emri içeriği muhtelif vergi borçları için asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş … tarih ve … takip nolu ödeme emrinin şirkete tebliğine dair tebliğ belgelerinin dosyaya sunulmadığı, bu bağlamda davalı idarece asıl borçlu ... Kart Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi'nin usulüne uygun olarak takip edildiği hususu ile adı geçen şirketten vergi borçlarının tahsilinin olanaksız olduğu hususunun davalı idarece ortaya konulamadığından, davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emrinin yukarıda belirtilen alacaklar dışında kalan alacaklardan kaynaklı kısımlarında da hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu … sayılı ödeme emrinin …. dönemleri dışında yer alan amme alacaklarına ilişkin kısmı bakımından; dava konusu amme alacaklarının asıl amme borçlusu şirket hakkında 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ilişkin yapılan vergi incelemesiyle şirketin katılımcılarından ön ödeme/kismi ödeme/avans alışveriş taahhüd avansı adı altında tahsil ettiği paraları kayıt ve beyan dışı bıraktığının tespiti üzerine yapılan tarhiyatlara dayandığı ve bu şirket adına düzenlenen tarhiyatların dava konusu edildiği, davaların ret edilmesi sonrasında, şirket adına düzenlenen … nolu ihbarnamelerin ve ….,......sayılı ödeme emirlerinin elektronik ortamda şirkete (31.12.2017 ve 04.02.2018 tarihlerinde) tebliğ edildiği, amme alacaklarının şirket tarafından ödenmemesi üzerine, davalı idarece şirket hakkında malvarlığı araştırması yapıldığı ve şirketin borçlarını karşılayacak herhangi bir malı olmadığının görüldüğü anlaşıldığından, ilgili dönemde kanuni temsilci olarak şirketin amme borçlarından sorumlu olan davacıdan amme alacaklarının tahsili için düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı, İstinaf başvurusuna konu kararın dava konusu … sayılı ödeme emrinin … aylarına ait (10. ila 13. sıralar ve 116. ila 127. sıralarında yer alan) amme alacaklarına ilişkin kısmı bakımından ise; davacının 09/04/2013 tarihinde asıl amme borçlusu şirketin kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığı, amme alacaklarının dayanağının asıl amme borçlusu şirketin gelirlerini beyan dışı bırakmasına dayandığı göz önüne alındığında, davacının beyanname döneminde kanuni temsilci olarak görev yapmadığından söz konusu amme borçlarından sorumluluğun bulunmadığından hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI (DAVACI) : Davacı tarafından, asıl borçlu şirketin 02/08/2018 tarihinde 7143 sayılı Kanundan faydalanarak dava konusu borcu yapılandırdığı, dolayısıyla borcun türü ve vadesinin değiştiği, bu nedenle dava konusu borç nedeniyle sorumluluğunun kalmadığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI (DAVALI) : Davalı idare tarafından, kararın kabule ilişkin kısmının hukuka aykırı olduğu ve bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI (DAVACI): Cevap verilmemiştir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI (DAVALI) : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek ve dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinde, limited şirket ortaklarının şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları, 58. maddesinde de, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla dava açabileceği hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına, kanuni temsilcisi olduğu ... Kart Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi'ne ait vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarih ve ... takip nolu ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiği 06/03/2018 tarihinden daha sonra asıl borçlu şirketin dava konusu ödeme emri içeriği borçlarını 02/08/2018 tarihinde 7143 sayılı Kanundan faydalanarak yapılandırdığı davacı tarafından iddia edildiği görülmektedir.
Bu durumda, yapılandırma başvurusu dikkate alındığında yapılandırılarak yeniden vadelendirilen borçların, artık hukuk aleminde yeni bir hukuksal kimliğe büründüğü açık olduğundan asıl borçlu şirket adına yeniden takip yapılarak, kamu alacağının şirketten tahsilinin mümkün olmaması halinde ikinci dereceden sorumlu olan davacı adına takip yapılması gerekmektedir.
Buna göre, aslı borçlu şirketin dava konusu borcu yapılandırıp yapılandırmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden yukarıda belirtilen gerekçeyle verilen kararda yasal isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 30/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinde, tüzelkişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı belirtilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Kanuni temsilcilerin, şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzelkişiliğin varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulmasından sonra kanuni temsilci olarak sorumlu tutulacağı dönemler dikkate alınarak takibi yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Yeniden yapılandırma yasaları olarak da nitelendirilen kimi özel yasalar kapsamında yükümlülere, vergi borcunun, miktarı ve vadesi değiştirilip yeni bir ödeme planına bağlanarak, ödenmesi konusunda kimi koşullarla kolaylıklar sağlanmaktadır. Yeniden yapılandırılan borcun ödenmemesi halinde, diğer bir deyişle yapılandırmaya ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle hakkın kaybedilmesi ve bunun sonucunda yapılandırmanın iptali durumunda tahsil işlemlerine kalındığı yerden devam edilmesi yasa gereğidir.
Amme alacağının özel yasalara göre ödenmek üzere başvuruda bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması, zamanaşımına olan etkisi dışında, asıl borçluya ait amme borcunun ödenmemesi halinde kanuni temsilcinin sorumluluğunu düzenleyen kurallar gereğince, borcun takibinde gelinen aşamayı değiştirmez.
7143 sayılı Kanun kapsamında borcun ödenmesi amacıyla asıl borçlunun başvuruda bulunmuş olmasının, başvuru tarihinden önce amme alacağının tahsili için ilgili yasalara göre başlatılan/yapılan takip işlemlerini durdurmakla birlikte yapılandırma koşullarına uyulmaması ve kanundan yararlanma hakkının kaybedilmesi önceki takip işlemlerini geçersiz hale getirmeyeceği, takibin yeniden başlatılmasını gerektirmeyeceği gibi anlık kesinleşmiş olan amme alacaklarının yapılandırma nedeniyle bir ödeme varsa mahsup edilmekle birlikte kaldığı yerden hem asıl borçlu şirket hem kanuni temsilci ve ortakları için devam ettirilmesi 6183 sayılı Kanun gereğidir.
Davacının temyiz dilekçesi incelendiğinde, asıl borçlu şirketin borcunu 7143 sayılı Yasa gereğince yapılandırdığı, ancak yapılandırma sonrasında borcun ödenmediği belirtilmiş olup, buna göre davacı adına başlatılan takibin devam etmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının yürütmenin durdurulması talebinin reddi gerekirken ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulması yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.