
Esas No: 2015/18673
Karar No: 2015/18673
Karar Tarihi: 18/7/2019
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
M.Y. BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2015/18673) |
|
Karar Tarihi: 18/7/2019 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Hasan Tahsin GÖKCAN |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Zehra GAYRETLİ |
Başvurucu |
: |
M.Y. |
Vekili |
: |
Av. Mehmet Bülent TOKUÇOĞLU |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu mahkûmiyete
karar verilmesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/11/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu 1962 doğumlu olup bireysel başvuru konusu olayların
geçtiği tarihte Aydın"da ikamet etmektedir.
8. Kuşadası Cumhuriyet Başsavcılığının 7/4/2014 tarihli
iddianamesi ile başvurucu hakkında konut dokunulmazlığını ihlal etme ve
kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçlarından kamu davası açılmıştır.
9. İddianamenin başvurucunun eylemleri ile ilgili kısmı
şöyledir:
"Yukarıda açık kimlik bilgileri yazılı
şüphelinin olay günü olan 30.10.2013 günü sabah saat 10:00 sıralarında
müştekinin ikamet etmekte olduğu "Kuşadası ilçesi (...)" daire kapısını
zorladığı, kapı ziline bastığı, bu sebeple atılı konut dokunulmazlığını ihlal
etmeye teşebbüs ettiği, nitekim eylemin tamamlanmadığının anlaşıldığı, ayrıca
şüphelinin olay tarihinden 1 sene öncesine değin aynı zamanda komşusu olması hasabiyle müştekinin babası [H.] müştekinin yukarıda adresi yer alan evinde bulunduğu
esnada şüphelinin buraya misafir olarak sohbet etmeye geldiği, ancak geldiği
zaman dilimlerinde banyo içerisinde yer alan çamaşır sepetini karıştırdığı,
nitekim müştekinin sütyen ve iç çamaşırlarını buradan
aldığının anlaşıldığı, bu sebeple şüphelinin aynı zamanda müştekiye karşı huzur
sükun bozma suçunu işlediği..."
10. Kuşadası 4. Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülen
davanın 1/7/2014 tarihli celsesinde başvurucu hükmün açıklanmasının geri
bırakılması hükümlerinin uygulanmasına rıza gösterdiğini açıkça beyan etmiştir.
11. Mahkemenin 23/6/2015 tarihli kararı ile başvurucunun atılı
suçlardan mahkûmiyetine hükmedilmiş; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına
karar verilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Sanığın olay günü olan 30.10.2013 günü
sabah saat 10:00 sıralarında katılanın ikamet etmekte olduğu "Kuşadası ilçesi
(...)" daire kapısını zorladığı, kapı ziline bastığı, bu sebeple atılı konut
dokunulmazlığını ihlal etmeye teşebbüs ettiği, eylemin tamamlanmadığının
müşteki anlatımı ve tanık [İ.K.A.nın] apartmanın içinden gelen sesleri duyduğuna müştekinin
korkmuş bir ses tonu ile konuştuğunu anladığına ilişkin beyanından anlaşıldığı,
ayrıca sanığın olay tarihinden 1 sene öncesine değin aynı zamanda komşusu
olması sebebiyle katılanın babası [H.nin] katılanın yukarıda adresi yer alan evinde bulunduğu
esnada sanığın buraya misafir olarak sohbet etmeye geldiği, ancak geldiği zaman
dilimlerinde banyo içerisinde yer alan çamaşır sepetini karıştırdığı, nitekim
katılanın iç çamaşırlarını buradan aldığının katılanın ve tanık [H. Y.nin] şüphelenmeleri
üzerine koydukları işaretlerden sonra anladıklarına ilişkin beyanları ile
anlaşıldığı, bu sebeple sanığın aynı zamanda katılana karşı huzur sükun bozma
suçunu işlediği (...) "
12. Başvurucunun itirazı Söke 2. Ağır Ceza Mahkemesinin
14/9/2015 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
13. Nihai karar 2/11/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 30/11/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 18/7/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu; uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
17. Anayasa"nın 36. ve 141. maddeleri bağlamında bir suç
isnadına dayalı yargılamaların makul sürede karara bağlanması gerektiğine dair
temel ilkeler Anayasa Mahkemesince daha önce incelenmiş ve bu konuda kararlar
verilmiştir (B.E., B. No.:
2012/625, 9/1/2014; Ersin Ceyhan,
B. No.: 2013/695, 9/1/2014). Başvuru konusu olayda bu ilkelerden ayrılmayı
gerektiren bir husus bulunmamaktadır.
18. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., § 34).
19. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken
yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili
makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle
sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).
20. Başvuruya konu yargılama süreci incelendiğinde; davanın, iki
dereceli bir yargılama sisteminde toplam 1 yıl 9 ay sürdüğü, yargılama
sürecinin bütünü dikkate alındığında başvurucunun haklarını ihlal edecek bir
gecikme olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
21. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
1. Başvurucunun İddiaları
22. Başvurucu; mahkûmiyet kararının bariz takdir hatası ve açık
bir keyfîlik içerdiğini, suçların hatalı
vasıflandırıldığını, kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçuna ilişkin şikâyet
süresi geçtiği hâlde bu suçtan yargılama yapılarak varsayıma dayalı bir şekilde
hüküm verildiğini, itiraz incelemesi neticesinde verilen kararın gerekçeden
yoksun olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının, masumiyet karinesinin, özel
ve aile hayatına saygı hakkı ile kişilik haklarının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
2. Değerlendirme
23. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, sanığa yüklenen suça
ilişkin yargılama sonunda cezaya hükmedilmesi hâlinde hükmün açıklanmasının
belirli koşulların gerçekleşmesine bağlı olarak ertelenmesi anlamına
gelmektedir. Kanunda belirtilen koşulların gerçekleşmesine karşın sanığın kabul
etmemesi hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesinin (6)
numaralı fıkrasının son cümlesinde ifade edilmektedir. Bu kapsamda sanığın
yargılamanın hukuki kesinliği ifade eden bir hükümle sonuçlanmasını ya da
cezaya hükmedilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını tercih
etme imkânı bulunmaktadır (Ali Gürsoy,
B. No: 2012/833, 26/3/2013, § 19).
24. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, yargılamayı
hükümle sonuçlandıran bir karar niteliğinde olmayıp ceza yargılamasını sona
erdiren düşme nedenlerinden biridir. 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (10)
ve (11) numaralı fıkralarında belirtildiği üzere denetim süresi içinde kasten
bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere
uygun davranıldığı takdirde davanın düşmesine, denetim süresi içinde kasıtlı
bir suç işlenmesi veya öngörülen yükümlüklere aykırı davranılması hâlinde
hükmün açıklanmasına karar verilir (Ali
Gürsoy, § 21).
25. 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (12) numaralı
fıkrasında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı itiraz kanun
yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte ancak denetim süresi
içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmesi hâlinde hükmün açıklanmasıyla veya bu
süre içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmemesi hâlinde düşme kararıyla yargılama
nihai olarak sona erdiğinde hüküm niteliği olan bu kararlara karşı kanun yoluna
başvurulabilir ve esasa ilişkin itirazlar bu aşamada ileri sürülebilir (Ali Gürsoy, § 22).
26. 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasına
göre sanık kabul etmediği takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılması
kararı verilmez. Bu durumda ilk derece mahkemesince istinaf/temyiz kanun yolu
açık olarak karar verilebilecektir. Başka bir deyişle haklarında hükmün
açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesini kabul eden sanıklar, verilen
kararın istinafta/temyizde yapılacak esas ve usul incelemesini talep etme
hakkından vazgeçmişlerdir. Somut olayda başvurucu, yargılama sonunda hakkında
hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesine rıza göstermiştir
(bkz. § 10). Dolayısıyla başvurucu, söz konusu karar ile ortaya çıkan
menfaatlerden yararlanmayı tercih etmiştir (Adnan
Erkuş/Türkiye (k.k.), B. No: 61196/11,
4/12/2012, § 22).
27. Somut olayda yargılamalar sonunda verilen kararların temel
hakları ihlal ettiği iddiası -somut başvurunun özelliği de nazara alındığında-
istinaf/temyiz incelemesinde de ileri sürülebilecek iddialardandır.
Başvurucunun kabulü üzerine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
verildiği ve istinaf/temyiz yoluna başvurmayı mümkün kılan bir karar
verilmesinin tercih edilmediği anlaşılmaktadır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının
açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
18/7/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.