Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/15570
Karar No: 2021/1905
Karar Tarihi: 30.03.2021

Danıştay 4. Daire 2016/15570 Esas 2021/1905 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15570
Karar No : 2021/1905


TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, tefecilik faaliyetinde bulunduğundan bahisle takdir komisyonu kararına istinaden vergi ziyaı cezalı olarak re'sen tarh edilen 2009 yılı gelir vergisi, 2009/4-6,7-9,10-12 dönemleri geçici vergi ile 2009/7,8,9,10,11,12 dönemleri banka ve sigorta muameleleri vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden, 2009 ila 2013 yıllarında POS cihazından para çekimi yapmak suretiyle ikrazatçılık yaptığı hususunun açık olduğu, matrah yönünden ise, sadece ifadesi alınan 25 kişinin beyanlarına başvurularak, davacı tarafından belirli firmalara düzenlenen tüm faturaların sahte olduğu ve bu sahte faturaların tefecilik işini perdelemek için düzenlendiği kanaatine varıldığı, sahte faturalarda yer alan tutar matrah kabul edilerek bu tutar üzerinden ortalama % 2,5 oranında tefecilik komisyonu elde edildiği ve %1 banka komisyonu ödediği kabul edildiği, hangi satışların gerçek hangi satışların tefecilik faaliyetine ilişkin olduğu konusunda somut ve objektif kriterlere dayanan bir ayrım ve yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın varsayımdan hareketle belirlenen rakam esas alınmak suretiyle belirlenen matrah farkı üzerinden yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2009 ila 2013 yılı işlemlerinin incelemeye alındığı ve düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ile mükellefe ait bazı pos cihazlarının amaç dışı kullanımı nedeniyle bankalar tarafından iptal edildiği, pos cihazından işlem yapan 25 kişinin ifadesinde, herhangi bir mal veya hizmet almadan pos cihazından nakit ihtiyacını karşılamak amacıyla para çektiklerini beyan ettikleri, ifadelerin yeterli bir delil olduğu ve gerekli araştırmanın yapıldığı, dolayısıyla davacının pos tefecilik faaliyetinde bulunduğu sabit olduğundan kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin B bendinde, "Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamaz." hükmüne yer verilmiş, 19. maddesinde vergiyi doğuran olay, “vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu ve hukuki durumun tekemmülü ile doğar” biçiminde tanımlanmış, 134. maddesinde ise; vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespit edilmesi ve ödenmesinin sağlanması olduğu ifade edilmiş, 9. maddesinde, Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunmasının mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır. Ziraî faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetinden doğan kazançlarının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun 59. maddesinin son fıkra hükmü de dikkate alınır." düzenlemesi yer almaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinin 1. fıkrasında; her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazanç, ticari kazanç olarak tanımlandıktan sonra maddenin ikinci fıkrasında bu fıkraya bağlı yedi ayrı bentte sayılan faaliyetlerden elde edilen kazançların, Gelir Vergisi Kanununun uygulanmasında ticari kazanç sayılacağı kurala bağlanmıştır.
104 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliğinde de, borç para verenlerin bu işten sağladıkları faizin gelir unsurlarından hangisine girdiğinin tayininde, ikraz işinin mutad meslek halinde ifa edilmiş olup olmadığına bakılacağı, ödünç para verme işi mutad meslek haline getirilmişse, bu faaliyetin ikrazatçılık sayılacağı ve elde edilen gelirin, ticarî kazanç olarak vergiye tabi tutulacağı, herhangi bir kimse, birden fazla yılda tek şahsa veya muhtelif şahıslara borç para vermişse, bu kimsenin ikrazatçılık işini mutad meslek halinde yapmış olduğunun kabulü gerekeceği, bu sebeple, borç para vermeyi itiyat haline getirmiş olanların ikrazatçı sayılarak, haklarında Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hükümlerine göre işlem yapılacağı açıklamalarına yer verilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nun incelenmesinden; … hakkında POS cihazı kullanarak tefecilik yaptığına ilişkin ihbarda bulunulduğu, davacının tekel ürünleri alım satımı işi ile iştigal ettiği, davacının aynı zamanda iki ayrı şirketin daha ortağı ve müdürü olduğu, ortağı olduğu Tas. Hal. … Tek. Gıda İnş. Taah. Ltd. Şti. hakkında da aynı fiil nedeniyle vergi tekniği raporu düzenlendiği, söz konusu tefecilik faaliyetini perdelemek için ortağı olduğu şirketler arasında karşılıklı olarak sahte fatura alışverişi içinde bulunulduğu, mükellefin 2009-2013 yılları arasında 15 adet pos cihazı kullandığı, yaptığı iş ve kapasitesi düşünüldüğünde bu kadar fazla sayıda pos cihazı kullanılmasının ticari, iktisadi ve teknik icaplara uymadığı, davacıya gönderilen defter ve belge isteme yazısının "adresin kapalı olması ve ödevlinin adreste tanınmaması nedeniyle" tebliğ edilemediği, ikamet adresine bırakılan görüşme yazısına cevap vermediği, 2009, 2010 ve 2011 yılı defter tasdik bilgileri bulunduğu ancak 2012 ve 2013 yıllarına ait tasdike rastlanmadığı, mükellefin 2009-2013 yılları arasında fatura aldığı ve fatura düzenlediği mükelleflerden bazıları hakkında sahte belge düzenlemekten ve tefecilik yapmaktan dolayı vergi tekniği raporu düzenlendiği, bu mükelleflerin birçoğunun pos cihazı kullanarak tefecilik yaptığının tespit edildiği, …'ın bu mükelleflerden anılan yıllarda toplam 14.419.483,00 TL tutarında fatura aldığı ve bu mükelleflere toplam 13.083.676,00 TL fatura düzenlediğinin tespit edildiği, davacının POS cihazı ile yaptığı satış tutarının 2009 ila 2013 yılları için toplam 55.253.086,27TL olduğu ve vergi müfettişi tarafından söz konusu yıllarda vergi incelemesi kapsamında davacının POS cihazlarında kredi kartı ile işlem yapan 25 kişinin ifadesine başvurulduğu, bu kişilerin ifadelerinde genel olarak “gerçekten kontör ve hazırkart alışı yapmadıkları, nakit sağlamak, borçlarını ödemek veya taksitlendirmek için %2-3 arasında değişen oranlarda komisyon karşılığında pos cihazından çekim yaptıkları” şeklinde ifadeler verdikleri, davacının bu işlemlerinin klasik anlamda komisyon karşılığı sahte belge düzenleme olmayıp, satış görüntüsü altında yapılan tefecilik faaliyeti olduğu ve bu işlemlerden de ortalama % 2,5 oranında komisyon faiz geliri elde ettiği ve bankalara %1 komisyon ödediği dikkate alınarak anılan yıllarda elde ettiği komisyon geliri ve buna isabet eden Banka ve Sigorta Muamelesi Vergisi tutarlarının hesaplandığı, mükellefin POS cihazı kullanarak yaptığı bir kısım alış-satışlarının gerçek ticari faaliyetine ait olması nedeniyle bu satışlar yönünden işlem yapılmadığı, diğer alış-satışlarının gerçek bir mal alışverişine dayanmayan fiktif işlemler olduğu, tefecilik faaliyetinin organizasyon içinde yer alan şahıs/şirketler tarafından karşılıklı olarak birbirlerine fatura düzenleme suretiyle söz konusu tefecilik faaliyetini perdelemek için sahte fatura alışverişi içinde bulunulduğu, buna göre; 2009 yılında 3.083.777,00 TL, 2010 yılında 1.088.411,00 TL, 2011 yılında 3.004.051,00 TL, 2012 yılında 8.335.798,00 TL, 2013 yılında 3.155.826,00 TL tutarında POS tefeciliği kapsamında işlem yapıldığının kabul edildiği, mükellefin tefecilik faaliyetine ilişkin işlemlerin hangi aylarda gerçekleştiği hususunun net olarak tespit edilememesi nedeniyle, POS cihazı ile yapmış olduğu ve tefecilik faaliyetini perdelemek için düzenlediği sahte fatura tutarının tefecilik faaliyeti kapsamındaki işlem tutarı olduğu kanaatine varılarak bu tutarın 5 yıl içinde aylara eşit olarak bölünmesi suretiyle aylık bu tutarlar üzerinden takdir komisyonu kararına istinaden dava konusu banka ve sigorta muameleleri vergisi, gelir vergisi ve gelir geçici vergisi tarhiyatlarının yapıldığı anlaşılmıştır.
Yargı kararlarıyla içtihat haline geldiği üzere ikrazatçılık faaliyetinden bahsedilebilmesi için aranan koşul, ivaz karşılığı ödünç para verme işinin devamlı ve mutad meslek halinde yapılmasıdır. Aynı takvim yılı içinde birden fazla kişiye ya da birden fazla yılda olmak üzere bir kişiye veya birbirini izleyen yıllarda bir ya da birden çok kişiye ödünç para verilmesi halleri, ikraz işiyle devamlı ve mutad meslek halinde uğraşıldığını göstermektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda; tarafların ifadelerinden ve banka hesap hareketlerinin incelenmesinden ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu anlaşılan davacı adına davalı idare tarafından tespit edilen matrah ve bu matrah üzerinden yapılan tarhiyatlar yerinde olup, aksi yönde cezalı tarhiyatın kaldırılmasına hükmeden Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan yeniden verilecek kararda, geçici vergi aslı yönünden ayrıca değerlendirme yapılması, geçici vergilere bağlı olarak üç kat yerine tek kat vergi ziyaı cezası uygulanmasının hakkaniyete uygun olacağının göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi