
Esas No: 2021/8464
Karar No: 2021/923
Karar Tarihi: 30.03.2021
Danıştay 2. Daire 2021/8464 Esas 2021/923 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/8464
Karar No : 2021/923
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLLERİ : Av. ... & Av. ... & Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava, Samsun İl Emniyet Müdürlüğü emrinde 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapan davacının, ikinci bölge ikinci görev sırası geldiğinden bahisle Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğüne atanmasına ilişkin 01/07/2014 günlü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararıyla; 3. sınıf emniyet müdürü olup 2. bölge 2. görev sırası gelen 388 personelin bulunduğu, bu listede, ikinci bölge birinci görevinden dönüş yılı ve sicil durumuna göre yapılan sıralamada davacının 244. sırada yer aldığı, ertelemeler yapılması sonucu 2014 yılında toplam 223 personelin atamasının yapılmadığı, ancak aralarında davacının da bulunduğu 165 personelin ise atamasının yapıldığı, ikinci bölge birinci görevinden davacıdan daha önceki tarihlerde dönen personelin büyük bir kısmının hizmet gereği gerekçe gösterilerek atamalarının ertelendiği, bu kişilerin atanmama gerekçesi olarak ise hizmet ihtiyacının öne sürüldüğü görülmekle birlikte, hizmet ihtiyacına dair somut herhangi bir bilgi ve belgenin ortaya konulamadığı, davacının sırası göz önünde bulundurulduğunda bu personelin atamasının yapılması durumunda davacıya atama sırasının gelmeyeceği; bu durumda, birinci bölgeye davacıdan daha önce dönmekle birlikte, atamaları ertelenen ve ertelenme gerekçeleri somut olarak ortaya konulamayan personel bulunmasına rağmen davacının ikinci bölge ikinci görev sırası geldiğinden bahisle, Yönetmeliğin 31. maddesi hükmü de ihlal edilerek tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Anılan karar, Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesinin 21/10/2015 günlü, E:2015/19244, K:2015/6428 sayılı kararıyla; ikinci bölgeye ikinci kez gönderilen personel sayısı 165 olmasına karşın, zorunlu olan ikinci bölge hizmeti sırası daha önce gelmiş ve ataması hukuka aykırı olarak ertelenmiş 10 personel bulunduğu ve davacının ikinci bölgeye ikinci defa atanacak personel arasında 53. sırada yer aldığı göz önüne alındığında, hukuka aykırı olarak ertelemesi yapılan 10 personelin ikinci bölgede görevlendirilmiş olması durumunda dahi ikinci bölge birinci görevinden dönüş yıllarına ve sicil numarasına göre atanan 155 (165-10) personel içinde kalacağı anlaşıldığından, atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği; ayrıca Mahkeme kararında Yönetmeliğin 31. maddesi hükmü de ihlal edilerek tesis edilen dava konusu atama işleminde hukuka uygunluk bulunmadığından bahsedilmişse de, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının görev süresi 10 yıl olan Ankara ilinde 2003 - 2013 yılları arasında görev yaptığı ve 2013 yılı genel atama döneminde Samsun Emniyet Müdürlüğü emrine atandığı, bu atama, Yönetmeliğin 19. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinden Mahkeme kararında bu yönüyle de hukuki isabet görülmediği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesi, bozma kararına uymayarak, dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Israr kararının davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 22/11/2018 günlü, E:2016/3512, K:2018/5156 sayılı kararıyla bozulduğu, anılan bozma kararına uyularak verilen ... İdare Mahkemesinin ... günlü, E: ..., K: ... sayılı temyize konu kararıyla; 2014 yılı atama döneminde, 3. sınıf emniyet müdürü rütbesinde olup, ikinci bölge hizmetine gidebilecek durumda olan 388 personele tebligat yapıldığı; söz konusu personel arasında, ikinci bölge birinci görevinden dönüş yıllarına, dönüş yılları aynı olanlar arasında ise sicil numarasına göre sıralama yapıldığı; öncelikli olarak gitmesi gerekenlerin sıralandığı bu listede, davacının ikinci bölge birinci görevinden dönüş yılına göre 244. sırada yer aldığı; davacının önünde bulunan 243 personelden 10'unun, Yönetmelik hükmüne aykırı olarak, 3 defadan fazla hizmet gereği erteleme suretiyle atamalarının yapılmadığı; duyulan hizmet ihtiyacı nedeniyle, söz konusu listede yer alan (53. sırada bulunan davacı da dahil olmak üzere) toplam 165 personelin, ikinci hizmet bölgesine atamasının yapıldığı; bu durumda, Yönetmeliğin 29. maddesinde yer alan, hizmet nedeniyle 3 defadan fazla erteleme talebinde bulunulamayacağı yolundaki sınır göz önüne alındığında, davacının önünde hukuka aykırı olarak (3 defadan fazla) ertelemesi yapılan 10 personel bulunması karşısında; atananlar arasında 53. sırada olan davacının, ataması yapılan 165 kişilik listenin içinde kalacağı anlaşıldığından, dava konusu işlemin hukuka uyarlı olduğu sonucuna varıldığı; öte yandan, Yönetmeliğin 31. maddesinde ise; bu Yönetmeliğin 19. maddesi hükümleri uyarınca, bölgedeki hizmet süresini tamamlamadan aynı bölgenin diğer bir alt bölgesindeki yere atanan personelden ertesi yıl başka bölgede hizmet sırası gelenlerin atamalarının bir yıl için erteleneceği hüküm altına alınmış olup, zorunlu görev süresi 10 yıl olan Ankara ilinde bu süreyi tamamlayan davacının 2013 yılında Samsun iline yapılan ataması, Yönetmeliğin 19. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğinin de açık olduğu gerekçelerine yer verilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; ikinci bölge ikinci görev sırası gelenlere yönelik sıralamada, kendisinden önce gelenlerin atamalarının yapılması durumunda kendisine sıranın gelmeyeceği, birçok kişinin ikinci bölge ikinci görev sırasının gelmesine rağmen atamalarının hukuka aykırı olarak yapılmadığı, Ankara'daki görev süresini doldurmadan Samsun iline atanması nedeniyle Yönetmeliğin 19. madde hükümlerinin uygulanması gerektiği, zorunlu ve gerekli olmamasına karşın atamasının yapılmasının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmiştir.
KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesi'nce; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 18/06/2014 günlü, 6545 sayılı Yasanın 22. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki "Kararın bozulması" başlıklı 49. maddesinin 4. fıkrasında; mahkemenin bozma kararına uymayarak eski kararında ısrar edebileceği, ısrar kararının ilgili tarafından temyizi halinde, davanın konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulunca inceleneceği, Danıştay'ın ilgili dava dairesinin kararı uygun görülürse mahkemenin kararının bozulacağı, aksi halde onanacağı, Danıştay İdari ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; bozma üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvurularının bozma esaslarına uyulup uyulmadığı yönünden incelenmesi gerektiği Danıştay'ın yerleşik içtihatlarındandır.
Dolayısıyla, ısrar kararını temyizen inceleyen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun vermiş olduğu bozma kararına uymak zorunda olan ilk derece mahkemesince yeniden verilen kararın temyiz edilmesi durumunda, Dairesince yapılacak temyiz incelemesinin, yalnızca bozma kararına uygunluk yönünden ve bu hususla sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararına uyularak verilmiş olan temyize konu karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E: ..., K: ... sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.