4. Hukuk Dairesi 2018/3604 E. , 2019/2211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat .... tarafından, davalı ... aleyhine 24/11/2015 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 08/03/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının avukat olduğunu ve dava dışı müvekkili ile davacı adına iki ayrı dava açtığını, yargılamalar devam ederken davacının davadan feragat ettiğini, davalının avukatlık ücretini alamadığı iddiasıyla 1136 sayılı Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesi uyarınca davacı ve dava dışı müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, yapılan icra takibine davacının borçtan sorumlu olmadığını düşünerek itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti isteminde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek davacının davalıya 6.000,00TL borcu olduğu, 6,00 TL işlemiş faiz borcu olmadığının tespit edildiği belirtilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde; “İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar.” hükmü düzenlenmiştir.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 05/10/2018 tarihli ve 2017/6 E. - 2018/9 K. sayılı kararında ; Avukatlık Kanunu’nun 165. maddesinde düzenlenen “ ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk ” hallerinden olan sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücretinin dahil olmayacağı belirtilmiştir.
Açıklanan yasal düzenleme ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun yukarıda anılan kararı uyarınca; her iki tarafın müteselsilen sorumlu olduğu avukatlık ücreti, davanın kazanılması ya da takibin sonuçlanması halinde, yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek olan ücrettir. Davacı, İBK uyarınca yargılama sonunda yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek yasal vekalet ücretinden sorumlu iken; davalının kendi müvekkili ile arasındaki akdi vekalet ücretinden sorumlu değildir.
Şu durumda, davalı sadece yargılama gideri olarak hasma tahmil edilecek yasal vekalet ücretini isteyebileceğinden davacının akdi vekalet ücretinden de sorumlu tutulması doğru değildir.
Mahkemece, davacının, davalının kendi müvekkilinden isteyebileceği akdi vekalet ücretinden borcu olmadığının kabulü gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.