Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2247
Karar No: 2021/1687
Karar Tarihi: 25.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2247 Esas 2021/1687 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2247
KARAR NO: 2021/1687
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2019
DOSYA NUMARASI: 2014/1696 Esas - 2019/165 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 25/11/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... Ltd. Şirketinin, şirketin işlettiği '...' anaokulunun sahibi olduğunu, müvekkili ile davalı firma aralarında 16/06/2014 tarihinde 'Servis Taşımacılığı ' sözleşmesi imzaladığını, iş bu sözleşmenin 01/07/2014 tarihinde yürürlüğe girip 30/06/2015 tarihine kadar geçerli olması gerektiğini, davalı firmanın 01/07/2014 tarihinden itibaren taşıma işlemine başladığını, Temmuz ve Ağustos aylarında sözleşmeye uygun olarak taşıma hizmetlerini yerine getirdiğini, müvekkilinin de ödemesini gerçekleştirdiğini, ancak eylül ayından itibaren davalı firma ile şoförleri arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle servis hizmetlerinde aksama başladığını, bunun üzerine müvekkili firmanın, davalı firmadan yeni bir araç ve şoför görevlendirmesini ve görevlendirilen şoförle de aralarında her hangi bir ihtilaf olmamasına özen göstermesini, aksi taktirde yeni görevlendirilen şoförün de işi bırakması durumunda şirketin ve öğrencilerin sürekli mağdur olduğunu bu nedenden dolayı sözleşmenin 10. maddesi gereği sözleşmenin ayın 3'ü itibarı ile fesih edilmiş sayılacağının belirtildiğini, davalı firma tarafından şoför ve servis aracı atanamayınca şirketi idare eden şoför ...'ın 05/09/2014 tarihinde müvekkili firmadan davalıdan alacağını alamadığını ve şirketi idare ettiği günlerin kendisine söz verdiği gibi ödenmesini istediğini ve faturasını keserek ödemesini aldıktan sonra işi bırakıp gittiğini, bu hususun müvekkili ile şoför arasında tutanak altına alındığını, yine davalı firma tarafından eylül ayında yoğunluğun önlenmesi için 01/09/2014 tarihinde görevlendirilen 2. şoför ...'nin ise davalı firma ile yaşadığı anlaşmazlıktan dolayı 05/09/2014 tarihinde işi bıraktığını ve bu hususun da tutanak altına alındığını, müvekkilinin sözleşmenin 10. maddesi hükmü gereği 3 Eylül itibarı ile sözleşmeyi fesih ettiğini belirttiğini, yine sözleşmenin 5./9maddesi hükmü gereğince davalı firmadan 1573 TL ceza meblağının ödenmesini istediğini, ancak ödenmediğini, bu nedenle sözleşmenin 3/09/2014 tarihi ile fesih edildiğinin tespitini istediklerini, yine davalı firma tarafından haksız yere, müvekkilinden 2 şoförün de eylül ayında tam çalışmış gibi 30/09/2014 tarihli 6.084 TL tutarlı faturayı keserek gönderdiğini, fatura iade edilmiş ise de davalı firma yetkilisinin faturayı tebliğ alarak iadeli taahhütlü tebliğ kâğıdını imzalayıp, sonra silerek kabul etmekten imtina ettiğini, bunun üzerine müvekkilinin 02/10/2014 tarihinde Beyoğlu ... Noterliği'nden davalıya ihtarname çekerek, görevlendirilen servis araçları ve şoförlerin defalarca işi bıraktıklarını kendilerine o an bu durumu ilettiklerini ve bu durumun kendileri tarafından giderilmediğinden sözleşmenin 3/09/2014 tarihi itibarı ile feshedildiğinin hatırlatıldığını, ayrıca sözleşmenin 5.maddesinin 9 bendi hükümleri gereği eksik hizmet ifasından dolayı kararlaştırılan ve hala ödenmeyen 1573TL cezanın kendisine ödenmesini istediğini, davalı firmanın ihtara cevap verdiğini, taraflarınca da yeniden davalının ihtarına cevap verildiğini, bu ihtarlardan sonra davalı firmanın 30/11/2014 tarihli faturayı kesip müvekkiline gönderdiğini, davalı firmanın sunmadığı hizmetin parasını müvekkilinden talep ettiğini belirterek, servis sözleşmesini fesihte haklı olduklarının tespitine ve sözleşmenin eylül ayının ilk haftası itibarı ile fesih edildiğinin tespitine, fesih nedeniyle sözleşmeden doğan cezai şart gereği 1.573 TL tutarında meblağın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davalı tarafından sözleşmenin fesih edildiği tarihten sonra haksız olarak kesilip müvekkiline gönderilen 30/09/2014, 30/11/2014 aylarına ait faturaların iptaline ve geçersiz olduğunun tespiti ile borçlarının olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında servis taşımacılığı sözleşmesi yapıldığını, davacının dilekçesinde sözlü fesih ile iş ilişkisinin sonlandırıldığını söylediğini, davacının iddia ettiği tarihte müvekkili şirket ile aralarındaki sözleşmeyi feshettiğine dair müvekkili şirkete gerek sözlü ve gerekse yazılı bir bildirim yapmadığını, dava dilekçesinde şoför olarak isimleri belirtilen şahısların müvekkili şirketin çalışanı olmadığını ve müvekkili ile hiçbir şekilde ilişkilerinin bulunmadığını, davacının Beyoğlu ... Noterliğinin 29 Aralık 2014 tarih ve ... yevmiyeli ihtarnamesi ile sözleşmeyi fesih iradesini bildirdiğini, bahaneler ileri sürerek müvekkilinin çalışmasını engellediğini, sözleşmenin 9 maddesinde düzenlenen cezai şartın taraflı olup hakkaniyete aykırı olduğunu, iddianın aksine müvekkilinin belirlenen saatte araçları hazır ettiğini, aksinin ispatının davacıya düştüğünü belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/03/2019 tarih ve 2014/1696 Esas - 2019/165 Karar sayılı kararı ile; " ....Davacı ile davalı arasında öğrenci taşınması konusunda bir taşıma sözleşmesi bulunduğu, bunun süresinin 01/07/2014 ile 30/06/2015 tarihleri arasında olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, söz konusu sözleşmenin Eylül 2014 tarihinden itibaren ihlal edilmeye başladığını, davalının taşıma borcunun yerine getirilmediğini, servislerin hazır bulundurulmadığını beyan ederek, sözleşmenin ihlalin başladığı 03/09/2014 tarihi itibariyle sona erdiğinin tespitini ve bu tarihten sonraya ait faturaların iptalini, ayrıca sözleşmede kararlaştırılan cezai şart tazminatının verilmesini talep etmektedir. Sözleşmeye aykırılığın varlığı ve niteliğini, oluşan zararın türü ve miktarını ispat bunu iddia eden davacıya aittir. Mevcut tanık beyanları, tutanak ve ihtarlar birlikte değerlendirildiğinde davalının servis hizmetlerini aksattığı, servisleri hazır bulundurmadığı şeklindeki davacı iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılmakla; haklı nedenle feshin gerçekleşmediği,bu nedenle davacının cezai şart talep tazminatı talep edemeyeceği ve faturaların iptali şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. " gerekçeleri ile; " 1-Davanın reddine, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye uygun olarak müvekkiline servis hizmeti sunulmadığı için davalı tarafa Beyoğlu ... Noterliği'nin 22/10/2014 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, hizmetlerin davalı tarafın kusuruna dayalı olarak aksadığı, bu sebeple sözleşmenin feshedildiği, sözleşmede yer alan cezai şartın ödenmesi gerektiği hususlarının bildirildiğini, ancak davalı tarafın sözleşmenin devam ettiğini belirterek fatura keşide ettiğini ve bu faturalardan kaynaklı olarak müvekkili aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. sayılı dosyası ile 11 631,36 TL'lik takip başlattığını, müvekkilinin de bu takibin haksız olduğunu belirterek, borca itiraz ettiğini, davalı tarafça İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/185 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, bu dosyada faturalar ile ilgili olarak yapılan yargılamada, faturaların haksız bir şekilde keşide edildiği gerekçesiyle davalı tarafın ( o dosyada davacı tarafın ) taleplerinin reddine karar verildiğini, Davalının, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/185 esas sayılı dosyasında iddia ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunup haksız olduğu ortaya çıkınca; en başından beri talep ettikleri cezai şartın ödenmesi, söz konusu faturaların iptali ve sözleşmenin feshi ile ilgili olarak işbu davayı açtıklarını, müvekkilinin haklılığının İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/185 esas sayılı dosyasında ortaya konulup, davalının söz konusu faturalardan dolayı alacaklı olmadığına karar verilmişken, yerel mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğini, aynı olay ile ilgili iki farklı ve birbirine zıt durumun ortaya çıktığını, verilen hükmün hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, servis taşıma sözleşmesi uyarınca düzenlendiği belirtilen faturalardan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/06/2018 Tarih 2015/185 Esas 2018/598 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacının işbu dosyada davalı ... Ltd. Şti., davacının işbu dosyada davacı ... olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 16/06/2014 tarihinde servis taşımacılığı sözleşmesi imzalandığını, davalının, Beyoğlu ... Noterliği'nin 22/10/2014 tarihli ihtarnamesi ile servis şoförü bulunamadığı gerekçesi ile hizmetlerin aksadığını, cezai şart ödenmesini ve sözlü olarak sözleşmenin feshedildiğini bildirdiğini, oysa davalının yazılı fesih bildiriminin bulunmadığını, davalıya gönderilen İstanbul ... Noterliği'nin 31/10/2014 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmenin devem ettiğinin ve alacağın ödenmesinin ihtar edildiğini, davalının ise Beyoğlu ... Noterliği'nin 10/11/2014 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini, fesih üzerine Beyoğlu ... Noterliği'nin 17/12/2014 tarihli ihtarnamesi ile feshe kadar olan hizmet bedeli faturasının davalıya gönderildiğini, ancak davalının futaraları kabul etmeyerek Beyoğlu ... Noterliği'nin 29/12/2014 tarihli ihtarı ile iade ettiğini, bunun üzerine İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının servis hizmetini daha ucuz yapmak için sözleşmeyi haklı sebeple feshetme çabası içinde olduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda; Davacı ile davalı arasında 16/06/2014 tarihinde, 01/07/2014 tarihinden 30/06/2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere servis sözleşmesi akdedildiği, 03/09/2014 tarihli tutanağa göre davacının görevlendirdiği ... adlı şoförün 03/09/2014 tarihinde işi bıraktığı, sıkıntı yaşanmaması için birkaç gün daha çalışmasının istendiği, söz konusu tutanağın şoför ve davalı tarafından imzalandığı, yine dosya içerisinde bulunan 05/09/2014 tarihli tutanağa göre şoför ...'ın 05/09/2014 tarihine kadar çalıştığı ve işi bıraktığı, söz konusu tutanağın yine şoför ve davalı tarafından imzalandığı, davalının 22/10/2014 tarihli ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, davacının 30/09/2014 ve 30/11/2014 tarihlerinde toplam 11.631,36 TL miktarında iki adet fatura düzenleyerek davalıya gönderdiği, davalının süresinde faturalara itiraz ederek kayıtlarına almadığı, davacının sözleşmeye konu edimini 01-05/09/2014 tarihleri arasında toplam 5 günlük süre için gerçekleştirdiği, bu tarihler dışında davalıya hizmet vermediği, bu nedenle davalıdan yalnızca vermiş olduğu 5 günlük hizmet bedelini isteyebileceği, davacının kesmiş olduğu Eylül dönemine ait fatura miktarı 5.547,36 TL olup 5 gün için oranlanması suretiyle davalının davacıdan 720,00 TL ve bu miktara temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak faizi isteyebileceği, bu miktar üzerinden icra inkar tazminatının davalıya verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2019/455 Esas 2021/529 Karar sayılı kararı ile, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 'nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verildiği görülmektedir. Yargılama sırasında davacı vekilince ibraz edilen dilekçe ile; müvekkilinin haklılığının İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/185 esas sayılı dosyasında ortaya konularak davalı tarafın söz konusu faturalardan dolayı alacaklı olmadığına karar verilmiş iken bu dosyada düzenlenen bilirkişi raporunda, müvekkilinin haksız olduğu yönünde görüş bildirildiğini, aynı olay ile ilgili iki farklı ve birbirine zıt durum ortaya çıktığını, bu sebeple yapılacak bilirkişi incelemesinde İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/185 esas sayılı dosyasının, bu mahkemede verilen kararında dikkate alınmasını ve bu bağlamda rapor tanzim edilmesini talep ettiği, Mahkemece, İst. 1 ATM nin 2015/185 esas sayılı dosyasından verilen gerekçeli kararın kesinleşme şerhli karar örneğinin uyap üzerinden gönderilmesi için müzekkere yazılmasına, İst. 1 ATM nin 2015/185 esas sayılı dosyasının gerekçeli kararı geldiğinde, dosyanın önceki bilirkişilere verilerek davacı vekilinin rapora karış beyan dilekçesindeki itirazları da değerlendirilmesi için ek rapor alınmasına karar verilmiş, İstanbul 1 ATM nin 2015/185 esas sayılı dosyasında verilen gerekçeli karar örneği dosya arasına alınarak, ara karar uyarınca bilirkişiden ek rapor alınarak istinafa konu karar verilmiştir. Yukarıda incelenen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/185 Esas 2018/598 Karar sayılı dosyasıyla açılan davada, işbu dosyada borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi talep edilen dava konusu faturalardan kaynaklanan alacağın tahsilinin talep edildiği, dolayısıyla aynı faturaların her iki davanın da konusunu teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece daha önce karar verildiği anlaşılan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/185 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmesi beklenilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, aynı faturalarla ilgili olarak birbirine aykırı sonuç oluşturacak şekilde ve yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu hali ile, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından haklı sebeple 22.10.2014 tarihinde feshedildiği, davalının, dava konusu faturalara konu dönemlerde servis hizmeti edimini 01-05/09/2014 tarihleri arasında toplam 5 günlük süre için gerçekleştirdiği, bu tarihler dışında davalıya hizmet vermediği, bu nedenle davacının 5 günlük hizmet bedeli karşılığı 720,00 TL borçlu olduğu, 30/09/2014 ve 30/11/2014 tarihli faturaların bakiye bedelinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının kesinleşen mahkeme kararı ile tespit edildiği, yine dosya kapsamı ile, taraflar arasındaki sözleşmenin 5.9 maddesinde belirtildiği şekilde, davalının hizmet verdiği süre içerisinde servislerin, hareket başlangıç noktalarına belirlenen saatlerde gelmediğinin ispatlanmadığı anlaşılmakla, dairemizce sonucuna göre karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK'nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01/03/2019 tarih ve 2014/1696 Esas - 2019/165 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; Davacının, dava konusu davalı tarafça düzenlenen 30/09/2014 tarihli ve 30/11/2014 tarihli, toplam 11.631,36 TL bedelli faturalara konu alacağın 720,00 TL'lik kısmı dışında davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-Davacının cezai şart alacağı talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Alınması gereken 794,54 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 198,64TL harcın mahsubu ile bakiye 595,9 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 227,64 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk Derece Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 271,6 tebligat/ posta gideri, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 50,00 TL bilirkişi yol gideri olmak üzere; toplam 1.621,6 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren ( %94 kabul) 1.524,31 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6-İlk Derece Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edildiği anlaşılan 20,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren ( %16 ret ) 3,2.TL'sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı lehine hesap ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı lehine hesap ve takdir olunan 720,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Talep halinde kullanılmayan gider avansının, avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında yatırılan 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 12-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,00 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gidiş-dönüş masrafı olmak üzere; toplam 153,3 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 13-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 14-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/11/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi