
Esas No: 2019/1795
Karar No: 2021/1450
Karar Tarihi: 25.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1795 Esas 2021/1450 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1795
KARAR NO: 2021/1450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12.02.2021
NUMARASI: 2016/799 Esas - 2019/402 Karar
DAVA: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükme karşı, her iki taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun 26.11.2008 tarihli genel kredi sözleşmesi ve ... kart sözleşmesi uyarınca sözleşmede belirtilen limitle sınırlı olarak borçtan müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğunu, takibe konu hesap kat ihtarı ve ekli hesap özeti kesinleşmiş olup içeriğinin gerçeğe aykırılığının iddia edilemeyeceğini, davalının hakkında yapılan ilamsız icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalı borçlunun takibe yönelttiği haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına, % 20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, yargılanma giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; bahse konu ... kart sözleşmesinin dosyaya sunulmadığı gibi ... kart hesabının 26.11.2008 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden açıldığına dair dosyaya sunulmuş herhangi bir delil bulunmadığını, müvekkilinin kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu 26.11.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin 30.01.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ile sona erdiğini belirterek, haksız ve mesnetsiz itirazın iptali davasının reddine, % 20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderlerinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Davalının kefalet imzasının bulunduğu 26.11.2008 tarihli 250.000,-TL tutarlı genel kredi sözleşmesi ve 5.000.000.000,-TL tutarlı ... kredi kartı taahhütnamesindeki hükümlere göre kredi kartı taahhütnamesine kefaleti olan dava dışı kefile teslim olunmak sureti ile kullandırılan şirket kredi kartından sorumluluğuna göre davacı bankanın davalı kefilden 27.07.2015 takip tarihi itibarıyla ... şirket kredi kartından 29.501,74 TL asıl alacak ve 695,59 TL işlemiş gecikme/temerrüt faiz alacağı, 34,77 TL gider vergisi dahil toplam 30.232,10 TL alacağı olduğu, Davacının ... şirket kredi kartı hesabından olan (29.501,74 TL) asıl alacağına tahsile kadar yıllık % 30,24 oranında temerrüt faizi işletilmesinin mümkün olduğu, Takip talebinde kayıtlı 91,60 TL masrafın ise belgelendirilmesi kaydıyla takip alacağına ilave dilmesinin mümkün olduğu tespit edilmiş olup, 04.02.2011 tarih, 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 581 ve devamı maddelerinde kefalet sözleşmesi düzenlenmiş, 583. Maddesinde de kefalet sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şart olup, mahkememiz dosyasına sunulan kefalet sözleşmesinde davalının kefalet imzasının bulunduğu 26.11.2008 tarihli 250,000,-TL tutarlı genel kredi sözleşmesi ve 5.000.000,000,-TL tutarlı ... kredi kartı taahhütnamesindeki hükümlere göre kredi kartı taahhütnamesine kefaleti olan dava dışı kefile teslim olunmak sureti ile kullandırılan şirket kredi kartından dolayı davacı banka tarafından dava dışı firma adına çıkarılan en son 25.05.2015 hesap kesim tarihli hesap özeti kayıtlarına göre dönem borç bakiyesinin ödenmemesi neden dolayı davanın kısmen kabulü ile..." gerekçesiyle, davalının İstanbul ... İcra Müd. ... esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 29.501,74 TL asıl alacak, 695,59 TL temerrüt faizi, 34,77 TL bsmv, 91,60 TL masraf olmak üzere toplam 30.232,10 TL üzerinden aynen devamına, 5.900,34 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir. Bu karara karşı, her iki taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlığın kredi kartı sözleşmesinden kaynaklandığını, bu itibarla 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 24. maddesi gereği müvekkilinin kefilliğinin adi kefalet olduğunu, asıl borçluya başvurup borcun tahsili için tüm yollar denenmeden kefilden borcun ifasının istenemeyeceğini, Mahkemenin gerekçeli kararında hükme dayanak olarak gösterilen kredi kartı taahhütnamesinin tarihi dilekçe ekinde ibraz ettikleri taahhütnamenin sağ alt köşesinde yer aldığı üzere 18.12.2002 olmasına rağmen, söz konusu taahhütnameden yaklaşık altı yıl sonra imza edilen 2008 tarihli genel kredi sözleşmesine göre müvekkilinin borcun tamamından sorumlu olduğu yönünde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında, müvekkilinin dosya kapsamında yer alan kredi kartı taahhütnamesi ve 2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklı olarak borçtan sorumlu tutulduğunun bildirilmesine rağmen her nasılsa taahhütnamenin tarihine kararın hiçbir bölümünde yer verilmemiş olmasının dikkat çekici olduğunu, ... Kart Taahhütnamesi bilirkişinin ve mahkemenin aksine bila tarihli olmadığını, dilekçe ekinde yer alan taahhütnamenin sağ alt köşesinde 18.12.2002 tarihinin yer aldığını, bu hususun davalının da kabulünde olduğunu, taahhütname ile birlikte değerlendirilip hükme esas alınan genel kredi sözleşmesinin ise 2008 tarihli olduğunu, yani taahhütnameden altı yıl sonra imza edildiğini, kaldı ki somut olayımızda GKS kapsamında kullandırılan bir kredi de söz konusu olmadığını, bu hususun dosya kapsamında ve bilirkişi raporu ekinde borcun dayanağı olarak yer verilen kredi kartı hesap ekstresi ile de sabit olduğunu, buna rağmen mahkeme tarafından ... Kart Taahhütnamesi borcun dayanağı olarak gösterilmesine rağmen müvekkilinin borcun tamamından sorumlu olacağı şeklinde hüküm tesis edilmesinin çelişkili olup usul ve yasaya aykırılık içeren mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/8865 E.- 2017/6035 K. sayılı emsal kararında da bu hususun açıkça ifade edildiğini, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkilinin dava konusu ... kart kullanımından kaynaklanan borçtan sorumlu olduğu düşünülse dahi, bu sorumluluğu kredi kartı taahhütnamesinde yazan 5.000,00 TL (5.000.000.000 eski TL) ile sınırlı olduğunu, bunun üzerindeki borçtan müvekkilimin herhangibir sorumluluğu bulunmadığını, tüm bunların yanında dava konusu borcun kredi kartı borcu olmasına rağmen kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı vekilinin iddia ettiği gibi dava konusu ... kart hesabının genel kredi sözleşmesine istinaden açıldığı düşünülse dahi, dava konusu borcun müvekkilinin kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu 26.11.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığına dair sözleşmede açık ve anlaşılır bir hüküm bulunmadığını, yine 26.11.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin de dosya kapsamında davacının delilleri arasında ibraz edilen 30.01.2013 tarihli genel kredi sözleşmesinin imza edilmesi ile sona erdiğini, yeni sözleşme altında da müvekkilimizin imzası bulunmadığını, dava konusu borcun müvekkilinin kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu 26.11.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığına dair 26.11.2008 tarihli sözleşmede açık ve anlaşılır bir hüküm bulunmadığını, dava konusu kredi kartı borcunu genel kredi sözleşmesi içine dahil etmenin dosya kapsamında yer alan ... kart taahhütnamesi karşısında kabulüne yasal olarak imkan bulunmadığını, Mahkemece aleyhe hükmedilen icra inkar tazminatının da alacağın likit olmaması nedeniyle kanuna aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili banka tarafından ... Ltd. Şti. lehine, ...’in müteselsil kefaleti ile Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine istinaden ... Hesabı açıldığını, davalının 26.11.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında 250.000,00 TL limitli ve bila tarihli 5.000.000.000 eski TL ... kredi kartına ilişkin taahhütnamesinde müteselsil kefaletinin bulunduğunu, borcun ödenmemesi sebebiyle ... Hesabının 31.05.2015 tarihinde kat edildiğini ve alacaklarının muaccel hale geldiğini, nitekim faiz ve masraflar hariç olmak üzere 33.123,17 TL alacağına istinaden, asıl borçlular ve müteselsil kefil davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, haksız olarak yapılan itiraz üzerine itirazın iptali davası ikame edildiğini, davalının 26.11.2008 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında 250.000,00 TL limitli ve ... tarihli 5.000.000.000 estki TL ... kredi kartına ilişkin taahhütnamesinde müteselsil kefaleti sebebiyle borçlu olduğu ve ayrıca borç tutarını bildiği ve bilebilecek durumda olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, Hükme esas alınan bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları hesaplama kapsamındaki itirazın ısrarla dikkate alınmadığını, hesaplama hatası yapılarak rapor tanzim edildiğini, yine raporda 18.01.2015 tarihli ödeme ve aynı gün içinde yapılan 3.000,00 TL'lik harcamayı raporunda gözettiğini ve bu şekilde toplam alacağı 25.05.2015 tarihi itibarıyla 29.501,71-TL olarak hesapladığının belirtildiğini, ancak bilirkişi tarafından kök raporda 25.01.2015 tarihinde tespit edilen müvekkili bankanın alacağı 29.908,02 TL olup bu tarihten sonra 25.02.2015 ve 25.03.2015 tarihlerinde 307,14 TL harcama ve 2.903,01 TL gecikme faizi işletilmiş olup bu bedellerin toplamı ile alacağın 33.118,17 TL olduğunu, hükmün işbu miktar üzerinden kurulması gerektiğini, bu kapsamda alınan ek raporda da bilirkişi tarafından söz konusu hesaplama hususuna herhangi bir düzeltme yapılmamış olup hatalı şekilde müvekkili bankanın 25.05.2015 tarihi itibariyle 29.501,74 TL alacaklı olduğunun belirtildiğini, mahkemece söz konusu itirazların değerlendirilmesi için yeni bir bilirkişiden veya bilirkişi heyetinden rapor alınmamış olup aynı bilirkişi tarafından rapor düzenlemesi istendiğini, bu nedenle rapordaki hataların giderilemediğini, bu kapsamda itirazlar dikkate alınmadan yetersiz ve Yargıtay denetimine elverişsiz bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, uygulamanın emsal Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredinin davalı kefilden tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi uyarınca iptali ve inkar tazminatı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Davalı vekilince, müvekkilinin 5.000.000.000 Eski TL tutarla kefil olarak imzası bulunan ... Kredi Kartı Taahütnamesinin 18.12.2002 tarihinde imzalandığını, bu sözleşme uyarınca kredi kartının verildiğini, 26.11.2008 tarihli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesi uyarınca verilmediğini, bu nedenle müvekkilinin takip konusu borçtan sorumlu görülemeyeceğini, aksi halde ise 5.000 TL ile sınırlı olarak sorumlu görülmesi gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir. Davalının 18.12.2002 tarihli ... Kredi Kartı Taahütnamesini kefil sıfatıyla imzaladığı, yine 26.11.2008 tarihli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesini de kefil sıfatıyla imzaladığı, 26.11.2008 tarihli Genel Kredi ve Teminat sözleşmesinin Önceki Sözleşmelerle/ Taahhütnamelerle Bağlantı, Kredinin arttırılması, sonradan İmzalanabilecek Sözleşmeler/ Taahhütnameler başlıklı 54 maddesindeki " Müşteri ve müteselsil kefiller, iş bu sözleşmenin daha önce Bankaya hitaben imzaladıkları ve ileride imzalayacakları tüm kredi Taahhütname ve Sözleşmelerin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunu, bu nedenle işbu sözleşmede yer alan yeni ve farklı hükümlerin ileride imzalanacak yeni sözleşmelerle değiştirilmediği sürece mevcut sözleşmelerle/taahhütnameler ve ekleri için de aynen geçerli olacağını ve Bankanın bunlara dayanarak açmış bulunduğu ve ileride açabileceği kredilerin, bundan böyle işbu sözleşme hükümlerine tabi olacağını ve bankanın bu kredileri bir veya birden fazla cari hesap açmak, cari hesapların limitlerini azaltmak veya arttırmak, bakiyeleri sıfıra inen cari hesapları kapatarak, dilediği miktarda yeni cari hesaplar açmak veya dilediği diğer şekillerde kullandırmak hususlarında yetkili bulunduğunu kabul ve beyan eder" hükmü uyarınca, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Dava ve takip konusu alacağın likit alacak kabulü ile inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı vekilinini bu bu hususa ilişkin istinafı da yerinde değildir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; HMK'nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL'yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle 4.400,00 TL'ye baliğ olmuştur. Dava dilekçesindeki harca esas dava değerinin 33.000,00 TL olduğu, davada İstanbul ... İcra müdürlüğünün ... E sayılı takibine vaki itirazın iptalinin talep edildiği, icra dosyasında takibin 33.123,17 TL asıl alacak, 695,59 TL işlemiş faiz, 34,77 TL BSMV ve 91,60 TL masraf toplamı 33.945,13 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yürütülecek yıllık %30,24 temerrüt faizi ile davalıdan tahsili için yapıldığı, davanın 29.501,74 TL asıl alacak, 695,59 TL işlemiş faiz, 34,77 TL BSMV ve 91,60 TL masraf toplamı 30.232,10 TL üzerinden kabulüne karar verildiği, böylece ilk derece mahkemesince davacının 3.713,03 TL alacak tutarı yönünden isteminin reddine karar verildiği, bu haliyle kararın davacı yönünden istinaf sınırının altında kaldığı ve kesin nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. HMK'nın 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili olarak ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları hakkında aynı Yasa'nın 352/1.b. maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine; davacı vekilinin istinaf başvurusunun ise HMK'nın 341/2, 346. maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-İlk derece mahkemesinin verdiği istinafa konu karar HMK'nın 341/2. maddesi uyarınca karar tarihi itibariyle davcı yönünden kesin olduğundan, davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK'nın 341/2, 346. maddeleri gereğince reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; peşin istinaf karar harcının, karar kesinleştiğine ve talep halinde iadesine, 3-Davacı tarafından sarf edilen istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, B- Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin harçlarının Hazineye irad kaydına; bakiye 1.548,87 TL nispi istinaf karar harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25.11.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU:HMK'nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava değerine göre karar kesindir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.