
Esas No: 2019/1785
Karar No: 2021/1453
Karar Tarihi: 25.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1785 Esas 2021/1453 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1785
KARAR NO: 2021/1453
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/04/2021
NUMARASI: 2018/140 Esas - 2019/403 Karar
DAVA: İtirazın iptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi,, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete yaptığı işlerin bedelini tahsil edemediğini, taraflar arasında faturadan kaynaklanan muavin defter alacağı olduğunu, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; müvekkili şirkete ait ticari defterlerin incelenmesi ile tespit olunacağı üzere, müvekkili şirketin davacı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, davacının alacak iddiasının, ayıp nedeniyle uğranılan zarara ilişkin müvekkili tarafından düzenlenen iade ve reklamasyon faturalarının davacı defterlerine kaydedilmemesinden kaynaklandığını, davacının edimlerini ağır kusurlu ve kötü niyetli şekilde ifa ettiğini, ayıplı ve geç teslimde bulunarak müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu belirterek, davanın reddine kararverilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava, faturadan kaynaklı muavin defter alacağına ilişkin olup, davacı ile davalı arasında cari hesap ilişkisi bulunduğundan celbedilen BA ve BS formlarındaki bildirimler tam uyumlu olmamakla dava konusu faturayı kapsayıp kapsamadığının tespiti yapılamadığından ve tanık beyanlarından ayıbın bir kısmının kabul edildiği de dikkate alındığında davacının iddiasının ispatı için defter incelemesi yapılması gerekmekte olup, davacıya verilen ihtaratlı kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı ve defterlerini hazır etmediği, bu haliyle bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı anlaşıldığından...." gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Taraftardan birisinin dayandığı delili süresi içinde dosyaya sanmaması davanın reddi sebebi yapılamayacağını, taraflardan birisinin, dayandığı delili mahkemece verilen kesin süre içinde dosyaya sunmamış olmasına bağlanan yaptırımın, tarafın o delile dayanmaktan vazgeçmiş olması olduğunu, Mahkemenin huzurdaki dosyada davayı ispatlayabilecek başkaca delilleri olduğu halde ve bu deliller toplanarak dosyaya alınmış iken, bu delilleri hiç değerlendirmeksizin doğrudan doğruya defter incelemesinin yapılamamış olmasından bahisle davanın reddi cihetine gittiğini, dosya kapsamında bulunan faturalar, BA/BS Formları ve diğer muhasebe evrakları nazara alındığında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Nitekim, kendilerince dosyaya sunulan 26,03.2019 Tarihli Mali Müşavir, Bağımsız Denetçi ve Hesap Uzmanı tarafından imzalı özel bilirkişi raporu içeriğinde, dosya kapsamında bulunan ve yukarıda da belirtmiş oldukları evraklar üzerinden inceleme yapılmış olup rapor içeriğinde, alacaklarının sübut bulduğu hususunun tespit edildiğini, mahkemece denetime elverişli bir biçimde mahkemeye sunulan özel rapor içeriğine hangi gerekçe ile itibar edilmediği hususu da gerekçeli karar içeriğinde belirtilmediğini, Kabulün davalı tarafça tek taraflı olarak yapılabilecek bir usul işlemi olup, tanık anlatımlarının hukuken mümkün olmadığını, Mahkemenin ret gerekçesine göre, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7. maddesi gereği maktu vekalet ücretine (2725 TL) hükmedilmesi gerekirken 12.205,28 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, alım satıma dayalı açık hesap alacağının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karara verilmiş; bu karara karşı, davacı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalıya satılıp teslim edilen ürünlerin bedelinin ödenmediğini ileri sürerek fatura ve açık hesap alacağının tahsilini talep etmiş, davalı ise davacıdan alınan ürünlerin müşterilere gönderildiğinde ayıplı olduklarının anlaşıldığını, davalıya ürünleri iadesi için gönderilen reklamasyon faturalarının önce kabul edilip sonradan iade edildiğini, bir kısım ürünlere ilişkin iade faturalarının da davacı tarafından kabul edildiğini, kabul edilmeyen ayıplı ürün bedellerine ilişkin faturalar da dikkate alındığında davacıya bakiye borcun bulunmadığını ileri sürmüştür. HMK'nın 190. maddesi uyarınca davacı, davalıya teslim ettiği ürünler nedeniyle alacaklı olduğunu, davalı da davacıya borcun bulunmadığını ispat yükümlülüğü altındadır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde belirtildiği üzere, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında mali müşavir ve tekstil bilirkişinden oluşturulan bilirkişi kurulundan, davacının cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı, davalının ayıp savunmaları kapsamında varsa davacı alacak miktarının tespiti için taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme de yapılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş; davacı vekili, sonucu hatırlatılan ara kararı uyarınca bilirkişi ücret avansı yatırılmadığı gibi, ticari defter ve kayıtlarını da inceleme gün ve saatinde incelemeye sunmamıştır. Bu konuda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince davacı vekilince ihtarlı kesin süre içinde bilirkişi inceleme avanslarını yatırmadığı ve ticari defterlerin incelemeye sunulmadığı gerekçesiyle dava reddedilmemiş olup, davacının dosya kapsamındaki delillerle alacak ve tutarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava dosyası kapsamında sunulan delillere göre davanın ispatlandığından söz edilemez. TTK'nın 83.maddesi uyarınca, ticari davalarda ticari defterlerin incelenmesine talep üzerine veya resen karar verilebilir. Somut olayda taraflar ticari defterlere dayanmış ve mahkemece de inceleme kararı verilmiştir. Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilebilmesi için taraf defterlerinin incelenmesi gerekli olup, davacı vekili kesin süreye rağmen gider avansını yatırmadığı gibi defterleri de mahkemeye ibraz etmediğinden, davacının alacak iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olup, dosyaya sunulan özel raporun sıhhatinin de değerlendirilmesi mümkün olmadığından, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece ispatlanmayan davanın esas yönünden, yani ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Bu ret kararı, usule ilişkin bir ret kararı değildir. Davanın esas yönünden reddi nedeniyle, dava konusunun değerine göre, karar tarihinde geçerli AAÜT hükümleri uyarınca davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli olup, davacı vekilinin davanın reddi gerekçesine göre aleyhlerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir. İlk derce mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25.11.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.