17. Hukuk Dairesi 2015/2151 E. , 2015/10379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... Gıda ve Tem. Mad. San. Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 24/07/2011 tarihinde ..."ün sürücüsü, ... Gıda ve Tem. Mad. San. Tic. Ltd. Şti."nin maliki, ... ... A.Ş."nin ise sigortalayanı olduğu aracın yapmış olduğu kaza neticesinde müvekkili idareye ait güvenlik elemanları ve eklentilerine 14.034,00 TL hasar verdiğini, kaza sonucunda ..."ün kusurlu bulunmasına rağmen davalılar tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, belirterek kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... Anonim Türk ... vekili, kazanın ..."nün trafiğe kapalı alanda gerçekleşmiş olması nedeniyle müvekkilinin zararları karşılama yükümlülüğünün olmadığını belirterek davanın müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı... İnş. ...Gıda ve Tem. Mad. San. Tic. Ltd. Şti. Vekili, kazada araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu ancak davacının talep ettiği tazminat miktarının fahiş olduğunu, hasar miktarının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, kazaya karışan aracın diğer davalı .... Tarafından sigortalandığını, zararın ... şirketi tarafından karşılanması gerektiğini belirterek müvekkili yönünden davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı ... usulüne uygun tebligata rağmen duruşmalara katılmamış herhangi bir cevap sunmamıştır.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalılardan ...Gıda ve Tem. Mad. San. Tic. Ltd. Şti. Ve ... yönünden KISMEN KABULÜNE, 13.993,94 TL"nin olay tarihi olan 24/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya ödenmesine, Davacı idarenin fazlaya ilişkin isteminin reddine, Davalılardan ... ... A.Ş. yönünden sorumluluk şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... Ltd. Şti. Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı... Ltd. Şti vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davalıların sorumluluğu yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk ve aralarındaki münasebet de ihtiyari dava arkadaşlığıdır. Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup, borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Alacaklıyı tatmin eden bir borçlu, kendisine isabet eden paydan daha fazla bir ödemede bulunduğu takdirde bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabilecektir. Bu durum bir borçlunun alacaklıyı tatmin etmesi halinde diğer borçluların da alacaklı karşısında alacaklının tatmin edilmesi ölçüsünde borçtan kurtulmalarının (BK.m.166/l) doğal bir sonucudur. Buna bağlı olarak yasa koyucu da alacaklıyı tatmin eden borçlunun kendi payından fazla ödemede bulunması durumunda bu fazlalık ölçüsünde diğer borçlulara başvurabileceğini açıkça düzenlemiştir (BK.m.167/2). Bu şekilde belirlenen hak o borçlunun rücu hakkıdır. Yasa koyucu kendi payından fazla ödemede bulunan bir borçluya tanıdığı rücu hakkını kuvvetlendirmek amacıyla (BK.m.168/1’de) halefiyete de yer vermiştir.
Açıklanan maddi hukuk hükümleri usul hukukunda dava olarak tezahür etmektedir. Müteselsil borçlular arasındaki ihtiyari dava arkadaşlığı nedeniyle hükmü temyiz etmeyen davalı hakkındaki ret kararının kesinleştiği düşünülebilir ise de, kesinleşme sorumluluk davasına ilişkin olup, ardından görülecek rücu davası yönünden, yani borçlular arasındaki iç ilişki yönünden hüküm ifade etmez. Rücu davası dikkate alındığında davalıların hükmü temyizde hukuki yararları bulunduğu aşikârdır.
Zira sorumluluk davasındaki bilirkişi raporları, kesin delil ve sorumluluk davasındaki karar kesin hüküm oluşturmaz ise de rücu davası yönünden sorumluluk davasının kararı güçlü delil oluşturmaktadır. Hakkında güçlü delil oluşan davalının rücu davası yönünden sorumluluk davası hükmünü diğer müteselsil borçlular aleyhine temyiz etmesinde hukuki yararı vardır.
İhtiyari dava arkadaşlarının sonradan birbirlerine karşı açacakları rücu davasında, esas alınacak mahkeme kararı ve dayanağı bilirkişi raporları, ihtilaf henüz önünde iken doğru olarak oluşmalı ve mahkeme davalıların hangi eylem ve işlemleri nedeniyle ne oranda sorumlu tutulup tutulmayacaklarını sorumluluk davası sırasında halletmelidir. Bu kabul tarzı rücu davasında haksız yere temyiz edenler aleyhine güçlü delil oluşmaması yönünden doğru olduğu gibi, usul ekonomisi yönünden de tarafları tatmin edecektir. Temyiz etmeyen davalıların usuli müktesep hakları da mahkemece icrai nitelikte bir hüküm kurulmayacağı, bozma sonrası kararın gerekçesinde haklarındaki ret kararı kesinleşen davalıların da sorumluluk derecesinin tespit edilmesiyle yetinileceği dikkate alındığında ihlal edilmemiş olacaktır.
Açıklanan gerekçelerle rücu davası ile borçlular arasındaki iç ilişki ve usul ekonomisi dikkate alındığında ret kararının temyizinde diğer davalının hukuki yararı bulunduğunun kabulü zorunlu olduğu gibi, haklarındaki ret kararı kesinleşen davalı yönünden sorumluluğunun tespitine ilişkin araştırma, inceleme ve değerlendirme ile yetinilerek icrai nitelikte değil, tespit niteliğinde bir hüküm kurulacak olması da diğer davalı yönünden usulü kazanılmış hakkın ihlal edilmeyeceğini göstermektedir.
Hal böyle olunca hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden haklarında kesinleşen karardaki sorumluluklarının, eldeki davanın davacıları yönünden değişmeyeceği gözetilerek, tüm müteselsil borçluların sorumluluklarının tespit edilmesi gerekir.
Somut olayda, mahkemece kazanın meydana geldiği alanın asfaltlama çalışması nedeniyle karayolunun trafiğe kapalı olan kısmında gerçekleşmesi nedeniyle Karayolları Trafik Kanunun uygulanmasının söz konusu olmayacağı gerekçesiyle aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalayanı olan davalı .... yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Tüm dosya kapsamından dava konusu kazanın 07.02.2013 tarihinde Kocaeli ... TEM otoyolunun şirinyalı mevkiinde asfalt çalışması nedeniyle yüklenici firmanın araçları dışındaki araç girişine kapalı olan alanda meydana geldiği, kaza yapan aracın ise yüklenici firmaya ait olduğu anlaşılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 3. maddesinde; "Karayolu: Trafik için, kamunun yaralanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlardır” şeklinde nitelendirilmiştir. Asfalt veya diğer bakım onarım için bu alanın geçici olarak trafiğe kapatılmış olması o alanın karayolu niteliğini ortadan kaldırmaz, dolayısıyla bu alanda meydana gelen kaza nedeniyle sorumlu olması gereken kişilerin sorumluluğunu yok etmez.
Bu durumda mahkemece kazanın meydana geldiği yerin karayolu olduğunun kabulü ile hükmü temyiz etmeyen davalı ... şirketi yönünden hakkında kesinleşen karardaki sorumluluğunun, eldeki davanın davacısı yönünden değişmeyeceği gözetilerek, tüm müteselsil borçluların sorumluluklarının tespit edilmesine ilişkin araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılması ile yetinilerek icrai nitelikte değil, tespit niteliğinde bir hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan gerekçelerle davalı ... Gıda ve Tem. Mad. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Gıda ve Tem. Mad. San. Tic. Ltd. Şti."ye geri verilmesine 12/10/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.