13. Hukuk Dairesi 2013/10634 E. , 2013/21114 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, hisseli taşınmazını davalı şirkete sattığını ancak taşınmaz üzerinde haciz olması nedeniyle haciz kalkıncaya kadar davalının ödemesi gereken 324.000.00.TL’ nin teminat olarak davalıda bırakıldığını ancak 324.000.00.TL" nin davalı tarafından piyasa koşullarında değerlendirilerek kendisine ödenmesi hususunda protokol düzenlediğini, taşınmaz üzerindeki haczi kaldırmasına rağmen davalının piyasa koşullarına göre parasını değerlendirmeden 01.07.2011 tarihinde sadece 4.000.00.TL ilave ederek toplam 328.000.00.TL ödediğini ileri sürerek 324.000.00.TL’ nin piyasa koşullarında değerlendirilerek ödenmesi gereken miktarın belirlenerek aradaki farkın şimdilik 25.000.00.TL olarak tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile aralarındaki protokole göre taşınmaz satışından dolayı bakiye kalan 324.000.00.TL" nin davalı tarafından piyasa koşullarında değerlendirilerek ödenmesi gerekirken bunun yapılmadığını ve eksik ödendiğini ileri sürerek aradaki farkın tahsilini talep etmiştir.
Davalı, protokole göre kalan paranın hazine bonosunda değerlendirileceğinin kararlaştırıldığını ve 6 aylık hazine bonosu faizi üzerinden ödeme yaptığını savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak hükme esas alman bilirkişi raporu yetersizdir. Taraflar arasında imzalanan protokolün 4. maddesinde, ödenmeyen paranın mevcut piyasa koşullarında değerlendirilerek muhafaza edileceği belirtildikten sonra “(hazine bonosu alınacaktır.)” yazıldığı ve böylece paranın hazine bonosu ile değerlendirilmesinin yapılacağının kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, yapılan protokole göre, davalıda bulunan 324.000.00.TL’ nin, taşınmazın satış tarihi olarak belirtilen 03.09.2010 tarihi ile ödemenin yapıldığı 01.07.2011 tarihleri arasında davacının lehine olacak şekilde davalı tarafından hazine bonosu alınarak elde edilecek gelirin, alanında uzman yeni bir bilirkişi tarafından taraf ve yargı denetimine elverişli şekilde hesaplama yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 371.25 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.