
Esas No: 2020/10661
Karar No: 2021/4547
Karar Tarihi: 25.03.2021
Danıştay 6. Daire 2020/10661 Esas 2021/4547 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10661
Karar No : 2021/4547
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- …Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALILAR YANINDA) : … İnş. San. Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) :
1- …
...
18- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi Mevkii sınırlarında kurulması planlanan "II-A Grubu Kalker Ocağı, Kırma Eleme Tesisi ve Mekanik Plent Tesisi" projesi için Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Temyize konu kararda; madencilik faaliyetinin 25 hektarın altında 21,29 hektarlık alana ilişkin olması nedeniyle proje tanıtım dosyası üzerinden inceleme yapılarak işlemin tesis edildiği, ancak proje tanıtım dosyasına ekli Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen 3323785 erişim numaralı işletme ruhsatında, ruhsat alanının 87,31 hektar olduğunun anlaşıldığı, ruhsat alanı 87,31 hektar olan ve Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği EK-1 Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler Listesinin 27.maddesinde; belirtilen 25 hektarlık sınırdan daha büyük bir alanı kapsadığı anlaşılan faaliyet konusunun, ÇED sürecine tabi olduğu ve "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : 1- Davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; davanın süresinde açılmadığı, ÇED belgesinin herhangi bir izin niteliğinde olmadığı, tesisin faaliyete başlaması için ilgili kurumdan işyeri açma ve çalışma ruhsatı alması gerektiği, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
2- Davalı idarelerden Bursa Valiliği tarafından: davanın süresinde açılmadığı, Proje için ilgili kurumlardan olumlu görüş alındığı, ÇED belgesinin herhangi bir izin niteliğinde olmadığı, tesisin faaliyete başlaması için ilgili kurumdan işyeri açma ve çalışma ruhsatı alması gerektiği, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz edilen kararın usul ve Yasa'ya uygun olduğu belirtilerek temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kabulü ile süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacılar vekili tarafından, davalı idarelerden Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne 04/12/2019 tarihinde idari başvuru yapılarak; Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi Mevkii sınırlarında kurulması planlanan "II-A Grubu Kalker Ocağı, Kırma Eleme Tesisi ve Mekanik Plent Tesisi" projesi ile yapılan işlemler hakkında bilgi istenilmiştir.
Anılan idarenin … tarih ve … sayılı cevabi yazısında ile söz konusu proje ile ilgili olarak ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı verildiği belirtilmiş ve yazı ekinde dava konusu ÇED Gerekli Değildir kararı davacılara gönderilmiştir.
Davacılar vekili tarafından, 08/01/2020 tarihinde dava konusu ÇED kararının geri alınması istemiyle davalı idareye idari başvuru yapılmıştır.
Davalı idarenin … tarih ve E…. sayılı yazısı ile dava konusu ÇED kararının geri alınması ve ÇED belgesinin iptalinin yürürlükteki mevzuat hükümleri gereğince mümkün bulunmadığı bildirilmiştir.
Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın "Yargı Yolu" başlıklı 125. maddesinde; "... idari işlemlere karşı açılacak davalarda süre yazılı bildirim tarihinden başlar." hükmü yer almış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "Sürelerle İlgili Genel Esaslar" başlıklı 8. maddesinde; "... süreler tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar." hükmüne; 7. maddesinin ilk fıkrasında; "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür" hükmüne; 11. maddesinde; "İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır." hükmüne yer verilmiş; 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendinde; dava dilekçelerinin süre aşımı yönünden inceleneceği, 15/1-b maddesinde ise; davanın süresinde açılmaması durumunda davanın reddine karar verileceği, 6. fıkrasında ise; yukarıda belirtilen usule aykırılığın ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde davanın her aşamasında 15. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, aynı Kanunun 49/1-c maddesinde ise; usul hükümlerine uyulmamış olunması, kararın bozulmasını gerektiren sebepler arasında sayılmıştır.
Aynı Kanunun 20/A maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde ise, 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca idari yaptırım kararları hariç çevresel etki değelendirmesi sonucu alınan kararlar, ivedi yargılama usulünün uygulanacağı işlemlerden doğan uyuşmazlıklar arasında sayılmış ve aynı maddenin 2. fıkrasının; (a) bendinde; ivedi yargılama usulünde dava açma süresinin otuz gün olduğu, (b) bendinde; Bu Kanunun 11. maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan hükümler uyarınca; idari davalarda dava açma süresinin başlangıç tarihi; idari işlemin tebliğ, yayın veya ilân tarihidir. Ancak yasada öngörülen bu durumların söz konusu olmadığı hallerde, davacının dava konusu işlemi öğrenme tarihinin iyiniyet kuralları çerçevesinde, olayın özelliği ve niteliği gözönünde tutulmak suretiyle yargı organınca belirleneceği kuşkusuzdur. İdari işlemin usulüne uygun tebliği ve bütün unsurlarıyla ilgililer tarafından öğrenilmesi; ilgililerin dava açma haklarını kullanmalarını ve açılan davanın da gereği gibi yargı mercileri önüne getirilebilmesini doğrudan etkiler. Bu anlamda; bir idari işlemin iptali istemiyle açılan davada usul ve esas yönünden hukuki denetim yapılabilmesi; işlemin içeriğinin tebliğe veya duyuruya ilişkin olarak düzenlenen belgeden kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça anlaşılabilmesi halinde mümkündür.
Diğer taraftan; idari istikrar ve hukuki güvenlik ilkelerinin ihlali halinde, idareye güven ilkesi doğrultusunda alınan izinlere ve ruhsatlara dayanılarak yüksek maliyetlere katlanılmak suretiyle gerçekleştirilen yatırımlar nedeniyle maddi ve manevi zararların ortaya çıkabileceği, bu zararların tazmin edilebilmesi için adli ve idari davalar açılarak bozulan hukuk düzeninin yeniden oluşturulması yoluna gidileceği, bunun da hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır. Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere, idari işlemlerin belirli bir süre sınırlaması olmaksızın, süreklilik arz edecek şekilde veya makul olmayacak ölçüde uzun bir süre dava konusu edilebilme olasılığının bulunmasının, kamu hizmetlerinin işleyişini aksatacağı ve idarede bulunması gereken istikrarı bozacağı, dolayısıyla, hukuki güvenlik ve idari istikrarın sağlanabilmesi amacıyla dava açma sürelerinin, idarenin işlem ve eylemlerinin özelliklerine göre belli bir süre ile sınırlandırılabileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden; davacılar vekilinin, Bursa ili, ... ilçesi, ... Mahallesi Mevkii sınırlarında kurulması planlanan "II-A Grubu Kalker Ocağı, Kırma Eleme Tesisi ve Mekanik Plent Tesisi" projesi için Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararından en geç, davalı idarelerden Bursa Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün … tarih ve E… sayılı yazısı üzerine, söz konusu kararın geri alınması istemiyle yapılan idari başvuru tarihi olan 08/01/2020 tarihi itibarıyla haberdar olunduğunun kabulü gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, ivedi yargılama usulüne tabi olan işlemler için 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 11. maddesinin uygulanamayacağı dikkate alındığında, davacıların dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" kararını öğrendikleri tarih olan 08/01/2020 tarihini izleyen günden itibaren 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca 30 gün içinde ve en geç 07/02/2020 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 24/02/2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının inceleme olanağı bulunmadığından, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalıların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca DAVANIN SÜRE AŞIMI YÖNÜNDEN REDDİNE,
3. Aşağıda dökümü gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, davalı idarelerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan …-TL ile Bursa Valiliği tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak adı geçen davalı idarelere verilmesine, davalı yanında müdahil tarafından yapılan …-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı yanında müdahile verilmesine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta giderinin istemi halinde taraflara iadesine,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 25/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.