
Esas No: 2022/752
Karar No: 2022/4253
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/752 Esas 2022/4253 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2022/752 E. , 2022/4253 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün dahili davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında, Sakarya İli Kaynarca İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 145 ada 4 parsel sayılı 2.270,99 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bu parselin 1982 yılından beri fındık bahçesi olarak ... oğlu ... Aydınhan kullanımında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 12.06.2012 tarihinde tespit ve 06.08.2012 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 sayılı Kanun uyarınca 13.11.2013 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir. ... ise 02.03.2015 tarihinde taşınmazı ...’a satmıştır. Aynı yer 145 ada 5 parsel sayılı 5.771,23 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bu parselin 1990 yılından beri fındık bahçesi olarak ... oğlu ... kullanımında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 12.06.2012 tarihinde tespit ve 06.08.2012 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 sayılı Kanun uyarınca 19.01.2015 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
Davacı ... Yanak; dava konusu 145 ada 5 parselin maliki ve 10 yıldır kullanıcısı olduğunu, taşınmazın 19.06.2009 tarihinde zilyetlik devir sözleşmesi ile ...’dan satın alındığını, ancak taşınmazın yaklaşık 300 m2'lik kısmının ... oğlu ... Aydınhan adına yazıldığını, onun ise davalı ...’a sattığını, yapılan tapulama işlemlerinin devir sözleşmesine aykırı olarak kötüniyetli olduğunu, davalı ile aradaki sınırın belli olduğunu, buna göre çapın düzenlenmediğini, sınır üzerinde ağaç kazıklarının da mevcut olduğunu, bu nedenle dava konusu kısmın davalının taşınmazı olan 145 ada 4 parselden iptali ile davacı adına tescilini ve davacının taşınmazı olan 145 ada 5 parsele ilavesini talep etmiştir. Davacı 13.04.2015 tarihinde yapılan keşif esnasındaki beyanında; dava konusu taşınmazın davalı tarafından satıldığının öğrenildiğini, Mahkemece seçimlik hakkın anlatıldığını, davaya tazminat davası olarak devam etmek istemediğini, yeni malike karşı tapu iptal ve tescil davası olarak devam edeceğini beyan etmiştir.
Mahkemece; davacının davasının kabulüne, dava konusu Sakarya İli Kaynarca İlçesi ... Mahallesi 145 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile; dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ... ... tarafından hazırlanan 04.06.2015 havale tarihli rapor ve eki krokide A harfi ile gösterilen 254,12 m² lik kısmın 145 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek geriye kalan 2016,87 m² miktarıyla 145 ada 4 parsel numarası adı altında yüzölçümü değişikliği dışında tüm hususlar aynı kalacak şekilde tapuda malik görünen adına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu Sakarya İli Kaynarca İlçesi ... Mahallesi 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile dava konusu taşınmazın fen bilirkişisi ... ... tarafından hazırlanan 04.06.2015 havale tarihli rapor ve eki krokide A harfi ile gösterilen 145 ada 4 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 254,12 m²'lik kısmın 145 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile birleştirilerek 6.025,35 m² miktarıyla 145 ada 5 parsel numarası adı altında yüzölçümü değişikliği dışında tüm hususlar aynı kalacak şekilde tapuda malik görünen adına tapuya kayıt ve tesciline , fen bilirkişisi ... ... tarafından hazırlanan 04.06.2015 havale tarihli rapor ve ekinin mahkeme kararının eki sayılmasına, İİK'nin 28. maddesi gereğince hüküm özetinin Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiş olup hüküm; dahili davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Mahkemece, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları doğrultusunda dava konusu taşınmazların sınırlarının yanlış tespit edildiği, dava konusu taşınmazların zeminde fiili kullanımının belli olduğu, hüküm kurmaya elverişli fen bilirkişinin raporuna itibar edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olup işin esasına girecek şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı eldeki davayı 06.08.2014 tarihinde açmış olup dava konusu 145 ada 4 parselin tamamı 6292 sayılı Kanun uyarınca 13.11.2013 tarihinde davalı ...’a satılarak tapuda adına tescil edilmiş, Gülümser Yurdabayrak ise 02.03.2015 tarihinde taşınmazı dahili davalı ...’a satmıştır. Davacı eldeki bu davayı davalı ...’a yapılan satış işleminden sonra açtığına, dava devam ederken üzerinde davalı şerhi bulunmayan taşınmazın bu satış işleminden satın alan davalı ... tarafından bir başka 3. kişi olan ve tapuya güvenerek satın alan dahili davalı ...’a satıldığına ve dosya kapsamından da davalı ... adına yapılan idari işlem niteliğindeki satış işleminin daha önce idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
O halde Mahkemece, az yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalı ...’ın temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.