
Esas No: 2022/724
Karar No: 2022/4262
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/724 Esas 2022/4262 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Davacı, 173 ada 24 parsel sayılı taşınmazın kendisine ait olduğunu ve tapu kaydının davalı tarafından hileli bir şekilde alındığını iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulundu. Mahkeme ve istinaf mahkemesi, davacının iddialarını reddetti ve davanın reddine karar verdi. Temyiz konusu ise vekalet ücretine ilişkindi ve bölge adliye mahkemesi, avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen nispi vekalet ücretine hükmedildiğini onadı. Ancak temyiz eden tarafın bu konuda yaptığı talep kabul edilerek, davalı tarafın kendisini vekille temsil ettirdiği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle maktu vekalet ücretine hükmedildiği kararı verildi. Kararın dayandığı kanun maddeleri ise 6292 sayılı Kanun'un 2/B, 6831 sayılı Kanun, ve HMK'nin 353/(1)-b.1 ve 370 inci maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında ... Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olup, bu kez davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kullanım Kadastrosu sırasında ... İli Sultanbeyli İlçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan 173 ada 24 parsel sayılı 259,79 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın bahçe ve üzerindeki 2 katlı kargir evin 1990 yılından beri ... evladı Durmuş Bademcinin fiili kullanımında olduğu şerhi yazılarak bahçe vasfıyla Maliye Hazinesi adına 02.08.2010 tarihinde tespit ve 07.10.2010 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 sayılı Kanun uyarınca 24.03.2014 tarihinde ...’ye satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
Davacı vekili; tarafların kardeş olduklarını ,davalının dava konusu 173 ada 24 parseldeki haklarını davacıya devrettiğini ve satış bedelini aldığını, taşınmazın başta davacının babasının zilyetliğinde iken 129,79 m2'lik kısmını davacının babasından satın aldığını, bu taşınmaz üzerine ev yapıp yerleştiğini, taşınmazın 130 m2 sini ise 2005 yılında davacının davalıdan satın aldığını ,satış bedeli olarak da babadan kalma miras payı ve beş milyon verdiğini ancak davalının taşınmazı vermeye yanaşmadığını, daha sonra yapılan kadastro çalışmalarında ise davalının kendi adına yazdırdığını, satın almak için de davalı kardeşin başvuruda bulunduğunu ve satın alarak taksitlendirdiğini, bu taksitlerin davacı tarafından ödendiğini, ilk başvuru için istenen ve peşin ödenen miktarı da davacının ödediğini, buna rağmen davalının tapunun kendi adına çıktığından bahisle kötü niyetli olarak taşınmazı vermediğini, halen taşımazda 1989 yılından beri davacının oturduğunu , bu nedenle davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince ... Anadolu 30. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/420 Esas, 2017/342 Karar sayılı 09.11.2017 tarihli kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bu kez davacı vekili Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz etmiştir.
Dava; 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescile ilişkindir.
1.Davacının esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinde yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre davacının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, işin esası yönünden usul ve yasaya uygun olan bölge adliye mahkemesinin esastan ret hükmünün onanması gerekmiştir.
2. Davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazına gelince; Mahkemece, davalı adına yapılan satış işleminin zilyetliğe değil Hazine tarafından 6292 sayılı Kanun gereği yapılan satış işlemine dayandığı , bu satış işleminin idari bir işlem olduğu kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinmeye olanak sağlmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve davalı lehine hükmün 5. fıkrasında 5728,78 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davacı vekili esasa ilişkin istinaf talepleri yanında verilen bu nispi vekalet ücretini de istinaf etmiş olup ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince davanın tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olduğu dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden karar tarihindeki avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle vekalet ücreti yönünden istinaf taleplerini esastan reddetmişse de bölge adliye mahkemesinin bu kararı yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere kullanım kadastrosuna dayalı taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe veya tapusunun iptali ve tesciline ilişkin davalarda, harç ve vekalet ücretleri maktu olup Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesi uyarınca kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine davanın nitelendirmesi de dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir. O halde bölge adliye mahkemesinin vekalet ücretine ilişkin esastan ret kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün 5. fıkrasındaki “davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.728,78 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca belirlenen 1980 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin eklenmesi gerekmiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının sadece bu yönden düzeltilerek onanması, HMK'nin 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Davacı vekilinin işin esasına ilişkin temyiz itirazları 1. bentte açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Daresinin davanın esası yönünden verdiği esastan ret kararının ONANMASINA; davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazları ise 2. bentte açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi hükmünün 5. fıkrasındaki “davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.728,78 TL avukatlık ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine” cümlesinin hükümden çıkarılarak yerine “Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi olan 2017 yılında yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi uyarınca belirlenen 1980 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin eklenmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.