
Esas No: 2022/760
Karar No: 2022/4260
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/760 Esas 2022/4260 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Serik İlçesi'nde bulunan 117 ada 941 parsel sayılı 4857,34 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kullanım kadastrosu sırasında Kadastro tutanağı beyanlar hanesindeki bilgi ve şerhlerinde değişiklik yapılarak Hazine adına tescil edildiği, daha sonra ise satılarak davalı ... adına tescil edildiği belirtilmektedir. Dava, 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Ancak, idari işlem niteliğindeki Hazine'nin satışının ortadan kalkması ya da idari yargıda iptal edilmemesi durumunda dava konusu taşınmazın tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı ifade edilmiştir. Bu nedenle, mahkemece davanın reddi gerektiği, ancak hükmün bu doğrultuda kurulmaması nedeniyle bozulduğu belirtilmiştir. Kararda, 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında ... İli Serik İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 117 ada 941 parsel sayılı 4857,34 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... oğlu 1963 doğumlu ... ...’un kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Maliye Hazinesi adına 16.04.2010 tarihinde tespit edilmişse de itiraz üzerine kesinleşmemiş olup mahkemece davanın kabulü ile kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki ... oğlu 1963 doğumlu ... ...’un kullanımında olduğu şerhinin silinerek ... oğlu 1933 doğumlu ... kullanımında olduğu şerhinin yazılmasına ve Hazine adına kayıt ve tesciline karar verilerek 12.04.2011 tarihinde tescil edildikten sonra 6292 sayılı Kanun uyarınca 09.07.2013 tarihinde ...’a satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
Davacılar vekili; dava konusu 117 ada 941 parselin 1980 yılında görülen davasında muris ... (...) ... zilyetliğinde olduğunun tespit edildiğini, ancak orman boşluğu olduğundan tapu verilmediğini, taşınmaz içerisinde 65 yıllık zeytin ağaçları bulunduğunu, murisin ölümü ile zilyetliğin 8 çocuğuna geçtiğini, taksim yapılarak herkesin kendi payını kullandığını, ancak çalışmalar esnasında davalının taşınmazın tamamı kendisinin gibi tespit ettirdiğini, daha sonra ise diğer davalı olan ...’a muvazaalı olarak devrettiğini, kardeşler arası zamanaşımının işlemeyeceğini ve taşınmazda eşit olarak zilyet olunduğundan taşınmazın tapusunun iptali ile zilyetliğin tespitini, davacıların da adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile dava konusu ... İli Serik İlçesi ... Köyü 117 ada 941 parselde davalı ... adına kayıtlı bulunan hissenin 116576160/116576160 pay kabul edilerek 2914404/116576160 payının tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline, 14572020/116576160 payının tapusunun iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş olup hüküm; davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; 6292 sayılı Kanun gereğince satışı yapılan taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Mahkemece; davanın taraflarının ortak muris ...'ın mirasçıları olduğu, mahalli bilirkişi beyanlarına göre dava konusu taşınmazın öncesinde muris ... tarafından kullanıldığı, tanık beyanlarına göre de dava konusu taşınmazın davalı ... ve davalılar tarafından kullanıldığı, dava konusu olan taşınmazın geldisi olan taşınmaza ilişkin tapu kayıtları geldileri ile birlikte incelendiğinde dava konusu taşınmazın tarafların murisi ...'dan geldiğinin sabit olduğu, aynı zamanda tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından davacıların zilyetliğinin devam ettiğini ispatlamasına rağmen davalı ... adına yapılan zilyetlik tespitinin gerçeği göstermediğinin anlaşıldığı, davacılara davaya konu taşınmazda miras hisseleri oranındaki kısma ilişkin bedeli mahkeme veznesine depo etmelerinin sağlandığı, Mahkeme veznesine davacılar tarafından depo edilen 758,70 TL'nin ve 151,74 TL'nin karar kesinleştiğinde davalı ...'a ödeneceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş olup işin esasına girecek şekilde hüküm kurulmuş olması yerinde görülmemiştir.
Bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacılar eldeki davayı 27.08.2013 tarihinde açmış olup dava konusu 117 ada 941 parselin tamamı 6292 sayılı Kanun uyarınca 09.07.2013 tarihinde davalı ...’a satılarak tapuda adına tescil edilmiştir. Davacılar eldeki bu davayı davalıya yapılan satış işleminden sonra açtığına ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
O halde Mahkemece, az yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine 09.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.