17. Hukuk Dairesi 2015/10954 E. , 2015/10591 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2013/375-2013/551
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı T.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı K.. M..ne ait olan ve K.. M..nde arazöz şöförü olarak çalışan davalı A.. K.. kullanmındaki araç üzerindeki iş makinasının davacı şirketin Balcılar Kasabasındaki taşyıcı direk ve kablolarına çarparak zarar verdiğini, zararın 4.035,24 TL olduğunu, zararın tahsili için davalılar aleyhine ilamsız icra takibi yapıldığını ancak davalı tarafça icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Orman Genel Müdürlüğü vekili, müvekkil şirket çalışanı davalı A.. K.. tarafından kamyon cinsi araç üzerine iş makinasının usulüne uygun şekilde yüklendiğini, davalı Ali"nin C sınıfı ehliyete ve bu konuda sertifikaya sahip olduğunu, davalı Ali hakkında Hadim Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/7 soruşturma dosyasında koğuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kamyon ile üzerindeki iş makinasının toplam yüksekliğinin 3.90 metre olduğunu, davacı şirketin hattı kazada zarar gören caminin güneş enerjisi sitemine bağlamak suretiyle tekniğe aykırı olarak çektiğini, bunun da hat yüksekliğini düşürdüğünü, zararı kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı A.. K.."ün Konya Orman Bölge müdürlüğünde memur olarak görev yaptığı, zararın şöfor olarak görevli olduğu esnada ve idari hizmetin yürütüldüğü esnada maydana geldiği, davanın idareye karşı idari yargıda açılması gerektiği, davalı A.. K.."e husumet yöneltilemeyeceği
gerekçesiyle davalı A.. K.. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine; kazanın iş makinasının nakli sırasında meydana geldiği , hizmet kusuru niteliğinde olduğu, idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle davalı Orman Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın yargı yolu nedeniyle görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı T.. A.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği gözönünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gereğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11/01/2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür." şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, “işleten” sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir.
Bu durumda mahkemece, davalı K.. M..ne yöneltilen husumetin hizmet kusurundan değil işletenin sorumluluğuna, davalı sürücüye yöneltilen husumetin ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 49. vd. maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna dayandığı, bu nedenle davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği, davalı sürücü
A.. K.. ile davalı idare aleyhine haksız fiil sorumluluğu gözetilerek zarar veren olarak birlikte dava açılabileceği gözetilerek işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.