
Esas No: 2022/893
Karar No: 2022/4189
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2022/893 Esas 2022/4189 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme tarafından görülen bir dava sonucunda, taşınmazın kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edildiği ve daha sonra 6292 sayılı Kanun uyarınca başka bir kişiye satılarak tapuya kayıt ve tescil edildiği belirlendi. Davacı, taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında olduğunu ileri sürerek, bu kısım için kullanıcı şerhi verilmesini talep etti ve daha sonra tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle dava açtı. Ancak mahkeme, kullanım kadastrosu kesinleşip tapuya tescil edildikten sonra tapu iptali ve tescil isteğinin dinlenemeyeceğine karar verdi. Çekişmeli taşınmazın daha önce başka bir kişiye satılarak tescil edildiği anlaşıldı ve idari işlem niteliğindeki satış işleminin geri alınmadığı ya da idari yargıda iptal edilmediği belirlendi. Bu nedenle, davanın reddi gerektiği halde hükmün yazılı şekilde kurulduğu belirtildi ve yerel mahkeme kararı bozuldu. Kararın temel dayanağı, 6292 sayılı Kanun'un 2/B maddesi olduğu belirtildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : 6292 Sayılı Kanun Gereğince Satışı Yapılan Taşınmaza Yönelik Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Kullanım kadastrosu sırasında Erdemli İlçesi ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 42 ada 155 parsel sayılı 10.413,65 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın üzerindeki bahçe ve kargir binanın ...'in kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak Hazine adına tespit ve 05.07.2010 tarihinde tescil edildikten sonra 16.07.2013 tarihinde tarihinde 6292 sayılı Kanun gereğince ...'e satılarak bu kişi adına tapuda kayden intikal ettirilmiştir.
Davacı ..., 03.07.2013 tarihinde taşınmazın bir bölümünün kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek bu kısımda lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemi ile dava açmış, yargılama sırasında 31.03.2014 tarihinde ise davasını iddiasına konu kısmın satış bedeli karşılığında tapu kaydının iptali ile adına tescili istemine yönelik olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne, çekişmeli 42 ada 155 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile fen bilirkişisi ... ...'nun 27.02.2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı kuru kalem ile taralı bulunan 626,44 m2'lik kısmın davacı ..., (B) harfi ile gösterilen toplam 9.787,21 m2'lik kısmın ise davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı ... hakkında açılan dava ve talep ile ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, satış bedeli olarak depo edilen 752,00 TL'nin karar kesinleştiğinde davalı ...'e iadesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Şöyle ki; bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazinenin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescil edilmelerine esas olan hukuki işlem 6292 sayılı Kanun uyarınca Hazinenin satışına dayanan idari işlem olup, Hazinenin satış işlemi ortadan kaldırılmadıkça, başka bir ifade ile idari işlem niteliğindeki Hazinenin satışı idarece geri alınmadıkça ya da idari yargıda iptal edilmedikçe 3. kişi adına oluşan tapu kaydının yolsuz tescil olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Dolayısı ile kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmaz/taşınmazların Hazine'nin mülkiyetinden çıkıp, 3. şahıs/şahıslar adına tescilinden sonra tapu iptali ve tescil isteğine yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; davacı ..., 03.07.2013 tarihinde şerh istemi ile açmış olduğu eldeki davayı, 31.03.2014 tarihinde tapu iptali ve tescil isteğine yönelik olarak ıslah etmiş olup, çekişmeli taşınmaz ise ıslah tarihinden önceki tarih olan 16.07.2013 tarihinde 6292 sayılı Kanun uyarınca ...'e satılarak bu kişi adına tescil edilmiştir.
Davacının ıslah tarihi itibari ile taşınmaz 6292 sayılı Kanun uyarınca satılarak davalı ... adına tescil edildiğine ve dosya kapsamından da idari işlem niteliğindeki satış işleminin idarece geri alındığı ya da idari yargıda iptal edildiği anlaşılamadığına göre eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e iadesine 27.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.