
Esas No: 2021/16041
Karar No: 2022/5473
Karar Tarihi: 27.09.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/16041 Esas 2022/5473 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/16041 E. , 2022/5473 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle;
Temyiz edenlerin sıfatları, başvuruların süreleri, kararların nitelikleri ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, sanıkların örgütle iltisaklı gazete ve dergi abonesi olmalarının, yine çocuklarını örgütle irtibatlı eğitim kurumlarına göndermelerinin örgütsel faaliyet olarak kabul edilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;
1- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat, sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, sanıklar ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanıkların eylemlerinin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin ve bölge adliye
mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1.maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle beraat ve mahkumiyet hükümlerinin ayrı ayrı ONANMASINA,
2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
A- Sanıklar ..., ... ve ... yönünden;
İlk derece mahkemesince nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında bölge adliye mahkemesince duruşma açılmaksızın yapılan istinaf incelemesi neticesinde CMK’nın 280/2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmünün kaldırılarak sanığın CMK’nın 223/2-b maddesi uyarınca beraatine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Olayla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
Bölge adliye mahkemesinde inceleme ve kovuşturma:
Madde 280- (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra;
a- İlk Derece Mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303'üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine,
b- Diğer hâllerde, gerekli tedbirleri aldıktan sonra davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına, karar verir.
(2) (Ek: 18/6/2014-6545/77 md.) Duruşma sonunda bölge adliye mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddeder veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurar.
Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi madde 303 - (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
a- Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi, özü itibariyle uyuşmazlık hakkında maddi ve hukuki yönleri tekrar ele alınarak yeni bir karar verilmesi anlamına geldiğinden bir tür “ıslah”tır. (Yenisey İstinaf ve tekrar kabulü sh.189, .../... Ceza Muhakemesi Hukuku sh 359) esas itibariyle istinaf kanun yolunda aslolan bozma yerine ıslahtır.Bu şekilde ıslah olunan karar, bir bütün olarak yeni bir karar olmayıp ilk derece mahkemesi kararında tespit olunan maddi ve/veya hukuki meseleye ilişkin hataların düzeltilmesi sonucunda ortaya çıkan ve ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen kısmi bir hükümdür. (... ... Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararı, kural olarak ilk derece mahkemesi kararı üzerine bina edilen, incelenen kararda kısmi değişiklik yapılarak veya yeni bir hüküm fıkrası eklenerek verilen bir karardır.
Ancak ilk derece mahkemesinin hükmü mahkumiyet iken, istinaf mahkemesi duruşma açılmasına ihtiyaç duymaksızın CMK'nın 303/1-a maddesi gereğince beraat kararı verip hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine kararı vermiş ise bu kararın hüküm niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla CMK 280/1-a,b,c maddesi kapsamında duruşma açılmaksızın verilen istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine ilişkin kararın, maddi vakıanın belirlenmesi bakımından yeni delil ikamesini veya mevcut delillerin yeniden takdir edilmesini gerektirmeyen hallerle sınırlı olduğunun kabulü gerekmektedir.
Doktrinde de, CMK'nın madde 280/1-a (CMK'nın madde 303/1-a) hükmü uyarınca “olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması” gerekçesiyle hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, bu türden durumlarda duruşma açılması ve bir öğrenme yargılaması yapılması gerekeceği görüşü savunulmaktadır. (Kaymaz Seydi Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.132, Balcı/... Ceza Yargılamasında İstinaf ve Temyiz sh.165)
Yargıtayın CMK'nın madde 193/2 (ve CMK'nın madde 223/9) hükmünün uygulanmasında derhal beraat kararı verilmesi) bakımından dahi “delil takdiri gereken hallerde” savunma alınmaksızın ve sanık sorguya çekilmeksizin beraat kararı verilemeyeceğini kabul ettiği nazara alındığında CMK'nın madde 280/1-a hükmü kapsamında duruşma açılmaksızın ve delil takdiri yapılmaksızın sadece dosya üzerinden inceleme yapılarak sanığın savunması alınmaksızın mahkumiyet kararı verilebileceğini kabul etmenin ceza muhakemesinin temel ilkelerine aykırı olacağı izahtan varestedir.(... ... Ceza Muhakemesinde İstinaf sh.235)
Şu hale göre istinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet hükmünü maddi vakıanın sübutu yönünden isabetli bulmakla birlikte, sübutu kabul edilen maddi vakıaya bağlanan hukuki neticenin hatalı olduğunu düşünmekte, mesala eylemin kanunda suç olarak düzenlenmediği ya da suç olmaktan çıkarıldığı kanaatinde ise incelenen hükmün bütünü kaldırılmaksızın sadece hukuki meselenin çözümüne ilişkin mahkumiyet yerine beraat kararı verebilecektir. Yerleşik Yargıtay uygulaması da böyledir.
Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararlarının istinaf edilmesi üzerine, yüklenen suçlar yönünden maddi olayın daha ziyade aydınlanması için bir soruşturmaya, yani istinaf kanun yoluna konu edilen davada değerlendirilecek bir delil, dinlenecek tanık, alınacak bilirkişi raporu ve yapılacak bir incelemeye gerek bulunmadığı gibi, maddi olay bakımından mahkemeye bırakılmış serbest değerlendirme yetkisinin de söz konusu olmadığı, dolayısıyla terör örgütüne üye olma ve terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarına ilişkin olarak duruşma açılmaksızın dosya üzerinden doğrudan beraat kararı verilmesinin mümkün olduğu mülahazasına istinaden 5271 sayılı CMK'nın
223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçesiyle duruşma açılmaksızın sanıkların beraatine karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
B- Sanık ... yönünden;
Sanığın, UYAP sisteminden alınan ve dosya içerisine konulan nüfus kayıt örneğine göre, hükümden sonra 22.11.2018 tarihinde öldüğüne ilişkin kayıt araştırılarak öldüğünün anlaşılması halinde TCK'nın 64/1. maddesi gereğince sanık hakkında düşme kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
C- Sanık ... yönünden;
Silahlı terör örgütüne üye olmak; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Suçun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır.
Bu kapsamda somut olay irdelendiğinde;
Sanığın 2010 yılında Çarşamba ilçesine imam olarak atandığı da gözetilerek sanık hakkında yapılmış bir idari soruşturmanın bulunup bulunmadığının görev yaptığı müftülükten sorulması, var ise soruşturma dosyasının temini, yine UYAP’ta oluşturulan örgütlü suçlar bilgi bankasında sanık hakkında bilgi ve beyan olup olmadığı da araştırılarak var ise ilgili bilgi ve beyanların onaylı örneklerinin dosya içerisine getirtilmesi, gerekirse ilgili şahısların da tanık olarak dinlenmelerinin sağlanması, tüm bu bilgi ve belgelerin CMK’nın 217. maddesi uyarınca duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
D- Sanık ... yönünden;
UYAP'ta bulunan örgütlü suçlar bilgi havuzunda araştırma yapılarak sanık hakkında herhangi bir beyan bulunup bulunmadığı tespit edilip var ise bu beyanlarla birlikte CMK’nın 217. maddesi uyarınca sanık ve müdafiine okunarak ve gerektiğinde bu şahısların duruşmada usulüne uygun olarak tanık sıfatıyla dinlenmesinden sonra tüm dosya kapsamının bir bütün halinde değerlendirilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yetersiz belgelere dayanarak eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.