Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8641
Karar No: 2020/648
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/8641 Esas 2020/648 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/8641 E.  ,  2020/648 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki menfi tespit-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı ..., davalılara ait düğün salonunu 5 yıl için kiraladığını, ancak dava dışı belediye tarafından ruhsata aykırı yapı nedeniyle ruhsat verilmediğini, kiraya veren davalıların muvafakati ile düğün salonunun ruhsata aykırı kısımlarını yıktığını ve bu nedenle salonun kullanım alanının azaldığını, ayrıca düğün salonunun küçülmesi nedeniyle kira parasının 150.000.000 TL olarak belirlediklerini, ancak davalıların sözleşmenin süresinin bitimine yakın sözleşmedeki kira bedeli üzerinden icra takibi yaptıklarını ileri sürerek, kira bedelinin 5.6.1999 tarihinden itibaren aylık 150.000.000 TL’na indirilmesini, müşteri kaybı nedeniylede oluşan 10.000.000.000 TL maddi tazminatın tahsilini istemiştir .
    Birleşen Ankara 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/164 sayılı davasında ise davacılar ... ve ..., davalı kiraya verenlerin başlattıkları icra takibinden dolayı borçlarının bulunmadığının tesbitini istemişlerdir.
    Davalı kiraya verenler, davaların reddini istemişler, birleşen Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/183 sayılı dosyasında ise kira alacakları olan 70.000.000.000 TL’nın tahsilini istemişlerdir.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen Ankara 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/164 esas sayılı davasında davacıların 35.572,57 TL asıl alacak ve 31.244,77 TL işlemiş faizinden sorumlu olmadıklarının tesbitine, birleşen Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/183 sayılı davasında ise 31.468 TL kira alacağı ile 10.418 TL’nın davalılardan ...’in sorumluluğu 12.382 TL asıl alacak, 5843 TL işlemiş faiz yönünden sınırlı olmak üzere davacı-birleşen dava davalılarından tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Anılan karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2011/8466 Esas - 2011/20762 Karar sayılı ve 27/12/2011 tarihli kararı ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 1.1.2004 ile 14.5.2004 tarihleri arasındaki kira bedelinin hesaplanmadığı, davalı-birleşen davada davacıların hükmedilecek asıl alacak olan kira bedeline faiz işletilmesi yönündeki talepleri hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile bozulmuş, tarafların sair temyiz itirazları reddedilmiştir .
    Mahkemece, bozma kararına uyulmuş, bozma kararında değinilen noktaların açıklığa kavuşturulması için dosyaya birden fazla bilirkişi raporu sunulmuş, en son raporu hazırlayacak bilirkişilerden anılan hesaplamaların yapılması, çelişki ve itirazların karşılanması istenilmiştir. Mahkemece, inşaat mühendisi ve hukukçu bilirkişilerden oluşan kurulun hazırladığı 12/01/2015 tarihli bilirkişi raporu dayanak alınarak hüküm kurulmuştur .
    Mahkemece, asıl dava yerinde görülmediğinden reddine,
    Birleşen Ankara 12.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/164 esas sayılı dava dosyasında; davanın kısmen kabulüne, davacıların (... ve ... "nin) davalılara yönelik 27.323,57 TL asıl alacak ve 34.244,77 TL işlemiş faizden sorumlu olmadıklarının tespitine,
    Birleşen Ankara 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/183 esas sayılı dava dosyasında; davacıların davasının kısmen kabulüne, davalılardan ... "nin asıl alacak yönünden 20.631,00 TL işlemiş faiz yönünden 5.843,00 TL sınırlı sorumluluğu ile 39.717,00 TL asıl alacak ve 10.418,00 TL işlemiş faizin asıl alacağa dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmesine ve davalılardan alınarak bu dosya davacılarına (..., ... ve ... "na) verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir .
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozma kararında gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bozma nedenidir.
    Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme bu uyma kararı ile bağlıdır. Daha sonra bu uyma kararından dönerek direnme kararı veremez; bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır.
    Aynı ilke Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
    Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır.
    Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması karşısında, Yargıtay bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukukça değer taşımayacaktır. Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi’nce iptaline karar verilirse, usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir (HGK’nun 21.01.2004 gün ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 gün ve 2010/4-40 E., 2010/54 K.).
    Bu sayılanların dışında ayrıca görev, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez (Kuru B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü – C. V, 6. b İstanbul 2001, s 4738 vd).
    Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.
    Somut olayda, uyulan bozma kararında 1.1.2004 ile 14.5.2004 tarihleri arasında kira bedelinin hesaplanmadığı belirtilmiştir, bu konu davalı kiraya verenler lehine kazanılmış hak oluşturur. Mahkemece verilen ilk kararda davacı kiracının 35.572,57 TL asıl alacak ve 31.244,77 TL işlemiş faizinden sorumlu olmadığı belirtilmiş bozma kararına uyulduktan sonra yeni oluşturulan hükümde davacı kiracının 27.323,57 TL asıl alacak ve 34.244,77 TL işlemiş faizden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bu durumda davacı kiracının sorumlu olmadığı kira bedeli azalmış, sorumlu olmadığı faiz bedeli artmıştır. Bu hesaplamanın nasıl yapıldığı da hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçesinde açıklanmamıştır; bu konu bozmayı gerektirmiştir.
    Açıklanan nedenlerle, mahkemece bozmaya uyulmakla gerçekleşen usuli kazanılmış hak nazara alınarak hükmüne uyulan bozma gereklerinin yerine getirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
    Mahkemece yapılacak iş, uzman bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak faiz hesabında yapılan hatanın giderilmesini sağlamak ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir. Yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine , 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince her iki taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi