
Esas No: 2021/3212
Karar No: 2022/4035
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3212 Esas 2022/4035 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme, çekişmeli taşınmazın paylarına ilişkin tapu kaydı ve vergi beyannameleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacılar, müdahil davacılar ve davalı Hazine adına tescil ve kayıt yapılmasına karar vermiştir. Ancak, Yargıtay'ın bozma ilamında belirtildiği gibi, delillerin yeterli olmadığı ve mahallinde yeniden uygulamalar yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, davacılar ve müdahil davacılar ile ilgili kısımların reddedilmesi, Hazine adına tescil ve kaydın yapıldığı bölüm hakkında usuli kazanılmış hak oluştuğundan kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir.
440/I: Dairenin karar vermesinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabilir.
428: Usulü kazanılmış hak müessesesi için kullanılan madde.
3402: Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, kayıt miktar fazlası bölümü hakkında düzenlemeler içermektedir.
6100: Hukuk Muhakemeleri Kanunu.
1086: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “toplanan delillerin hüküm vermeye yeterli olmadığı belirtilerek; davacı tarafın dayandığı tapu ve vergi kaydının yöreyi iyi bilen yaşlı ve tarafsız 3 kişilik yerel bilirkişi kurulunun katılımıyla ve teknik bilirkişisinin yardımıyla mahallinde yeniden uygulanması, tüm komşu taşınmazların tutanak örnekleri ve dayanağı belgelerin getirtilip bunlardan yararlanmak suretiyle yerel bilirkişi sözlerinin denetlenmesi, teknik bilirkişisine keşif izlemeye olanak veren harita düzenlettirilmesi, kayıtların kapsamlarının belirlenmesinde tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı 353 parsel sayılı taşınmazın göz önünde tutulması, vergi kaydının batı sınırını oluşturan serkut taşınmazının neresi olduğunun duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanılması, uygulama sonunda tapu ve vergi kaydının kapsamlarının içi içe girmesi halinde yüzölçümü fazla olan vergi kaydına göre kapsam belirlenmesi, kayıt miktar fazlası bölüm yönünden 3402 sayılı Kanun’un 14. maddesi hükümlerinin göz önünde bulundurulması, sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 354 parsel sayılı taşınmazın hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacılar, müdahil davacılar ve davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tamamının hüküm yerinde gösterilen payları oranında davacılar, müdahil davacılar ve davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, Mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; Mahkemenin bozma ilamına konu olan 18.12.1987 tarihli ve 1976/220 Esas, 1987/128 karar sayılı önceki kararında hükme esas alınan 17.07.1986 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (C) harfi ile gösterilen 61.500,00 metrekarelik bölümünün davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olup, bu karar sadece davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Önceki kararın sadece davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi nedeniyle, önceki kararla Hazine adına tesciline karar verilen bölüm yönünden Hazine yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş olup, Mahkemece kurulan hükümde, oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmeden karar verildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan Mahkemece yine önceki tarihli kararında hükme esas alınan bilirkişi raporuna ekli krokide çekişmeli taşınmazın (D) harfi ile gösterilen bölümü içinde kalan 34.500,00 metrekarelik (A) bölümünün, 16.07.1986 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve zilyetlik tanığı beyanlarından; 40 yılı aşkın süredir dava dışı ...’un zilyetliğinde bulunduğu, davacı ve müştereklerinin bu bölümle ilgilerinin bulunmadığı belirtilmiş olması karşısında, davacı ve müdahil davacıların çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümü üzerinde herhangi bir zilyetliklerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davalı Hazine yararına usuli kazanılmış hak oluşan ve çekişmeli taşınmazın teknik bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölümü ile davacılar ve müdahil davacılar lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı anlaşılan ve teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne yönelik davanın reddi ile bu bölümlerin tespit gibi davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle ve usuli kazanılmış hak ihlal edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 26.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.