Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5581
Karar No: 2022/4036
Karar Tarihi: 26.04.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/5581 Esas 2022/4036 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2021/5581 E.  ,  2022/4036 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Kullanım Kadastrosu, Tapu İptali Ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün Yargıtayca incelenmesi, duruşma yapılması suretiyle davacı ... ve arkadaşları vekili, duruşmasız olarak davacı ... vekili, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08.03.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü temyiz eden Hazine vekili Av. ... ve ... vekili Av. ile karşı taraftan ... ve ... vekili Av. ... katılımıyla duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:


    K A R A R

    Mahkemenin verdiği karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; “çekişmeli 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazın, eldeki dosya ile aynı gün temyiz incelemesine tabi tutulan ... Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/269 Esas sayılı dava dosyasında da davalı olduğu, söz konusu dosyada, farklı davacıların çekişmeli taşınmazda kullanıcı oldukları iddiasıyla dava açtıkları ve davalarının kabul edilerek lehlerine şerh verilmesine karar verildiği, Dairemizce eldeki dosya ile birleştirilmek üzere hükmün bozulmasına karar verildiğinin dosya kapsamından anlaşıldığı belirtilerek; aynı parsel için açılan ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceği davalarda, dosyaların birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi gerektiği, çekişmeli parsel hakkında farklı dosyalarda yapılacak araştırma ve verilecek hükümlerin birbirini etkileyeceğinden, ... Anadolu 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/269 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi”;
    Çekişmeli 119 ada 8 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yönünden; çekişmeli taşınmazın, 1523 parsel numarasıyla Hazine adına tapuda kayıtlı iken 3402 sayılı Kanun'un Ek-4. maddesi kapsamında 2010 yılında yapılan kadastro çalışması sırasında, mahalle taksimatından dolayı 119 ada 8 parsel numarasını aldığı ve kadastro tutanağının beyanlar hanesine; "6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı" şeklinde şerh verildiği, taşınmazın ... Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/99 Esas sayılı dava dosyasında farklı davacılar tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasına konu olduğu ve dosyanın halen derdest bulunduğunun dosya kapsamından anlaşıldığı belirtilerek; aynı parsel için açılan ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceği davalarda, dosyaların birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi gerektiğinden, davanın ... Anadolu 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/99 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak ve dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda davacılar ... ve ... Aydının davalarının kabulüne, birleşen dosya davacıları ..., ... ve arkadaşları ile ...’in davalarının reddine, çekişmeli 119 ada 6 ve 8 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesine "2009 yılından bu yana davacılar ... ve ...'ın ortak zilyet ve tasarrufundadır" şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve arkadaşları vekili, davacı ... vekili, davacı ... vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un "2/A veya 2/B belirtmelerinin terkini ve iade edilecek taşınmazlar " başlıklı 7. maddesinde; "(1) İlgililer tarafından İdareye başvurulması ve İdarece bu başvuru üzerine veya resen yapılan inceleme ve araştırma sonucunda doğruluğu tespit edilmesi hâlinde;
    a. Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır. Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde İdareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.
    b. Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir, aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından İdareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir. Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.
    c. Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.
    (2) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan orman sınırı dışına çıkartılacak yerlerde bulunan ve Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulması gereken taşınmazların tapu kütüklerine 2/B belirtmesi konulmaz ve bunlar hakkında dava açılmaz.
    (3) Birinci fıkra kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde İdareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler İdareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar İdarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
    (4) Bu maddeye göre ilgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, İdarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir." düzenlemesi bulunmaktadır.
    Yukarıda izah edilen 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde, İdareye geniş takdir yetkisinin tanındığı görülmektedir. Zira, İdarece iade başvurusu yerinde görülerek taşınmaz iade edilebileceği gibi onun yerine rayiç bedelini ödeyebileceği veya rayiç bedeline uygun başka taşınmaz verebileceği hatta İdarenin Kanun'da belirtilen gerekçelerle taşınmazı iade etmeyebileceği anlaşılmaktadır.
    Bu noktada kısaca idari eylem ve idari işlemi tanımlamak gerekirse; idari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, İdare Hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir. İdari işlem ise, İdari Kanun'lara dayanılarak yapılan muamelelerdir. İdarenin eylem ve işlemleri, onun Kamu Hukuku alanındaki kamu gücünü (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
    Somut olayda davacı ..., çekişmeli 119 ada 6 parsel sayılı taşınmazın adına kayıtlı tapu kaydı kapsamında kaldığını ve taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını ileri sürerek, Hazine adına olan tapu kaydının iptali ve adına tescilini; davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli 119 ada 8 parsel sayılı taşınmazın miras bırakanları ... ... adına tapu kaydı kapsamında kaldığını ve taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış olması nedeni ile bedelsiz iadeye ilişkin 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesine dayanmak suretiyle taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişler; davacılar ... ve ..., çekişmeli taşınmazların kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek adlarına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle; davacı ... ise çekişmeli taşınmazların kendi fiili kullanımında bulunduğunu ileri sürerek, adına kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle şerhe yönelik ayrı ayrı dava açmışlardır. Dolayısıyla, eldeki birleşen davalardan tapu iptali ve tescil davalarının hukuki dayanakları ve sebepleri 6292 sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacı ... ve arkadaşları, dava öncesinde bu istemle idareye başvurduklarını ancak sonuç alamadıklarını dile getirmektedirler.
    Konuya ilişkin olarak yukarıda değinilen kanun hükümleri ve davacı ... ile davacı ... ve arkadaşlarının eldeki birleşen davalardaki talepleri ile bunun dayanağı birlikte irdelendiğinde; dava konusu taşınmazların 6292 sayılı Kanun kapsamında bedelsiz olarak iade şartlarını taşıyıp taşımadığı, idareye başvurup başvurmadıkları hususlarının saptanması ve sonrasında dayanak tapuların 7/1-a ve b bentlerinde belirtilen nitelikleri taşıyıp taşımadıkları, tapu kayıtları belirtilen nitelikleri taşısalar bile, taşınmazların bedelsiz iade edilebilecek nitelikte olup olmadıkları, taşınmazların yerine rayiç bedelin ödenmesi ya da rayiç bedele uygun taşınmaz verilip verilmeyeceği yönünden ayrıca bir belirleme yapılması şeklindeki faaliyetlerin birer idari işlem olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacılar, tapu iptali ve tescil isteminde bulunsalar da maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek ... aittir (6100 s.lı HMK mad.33 ). İddiaların ileri sürülüş şekline göre davalar, davacılar lehine henüz sicile yansıtılmamış olan mülkiyet haklarının doğmuş olması nedeniyle, tapu iptali ile tescil niteliğinde olmayıp zaten mevcut olan ve tapu sicilinde kayıtlı olan dayanak tapu kayıtları uyarınca bedelsiz iadeye ilişkin idari işlemlerin icrasına yöneliktir. Dolayısıyla işin esasının da idare hukuku ilkelerine göre incelemeye uygun olduğu; davaların kökeninde, çözüme kavuşturulmamış mülkiyet, kadastro vs. gibi hukuki ilişkinin bulunmadığı görülmektedir.
    Bu durumda, birleşen tapu iptali ve tescil davalarının, 2577 sayılı Kanun'un 2. birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtildiği üzere; “İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları” ve “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları” kapsamında, idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesinin 25.02.2019 tarihli ve E.2018/820, K.2019/117 yine 28.05.2020 tarihli ve E.2020/56, K. 2020/309 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Buna göre; Mahkemece, eldeki dava ile birleşen davacı ... ile davacı ... ve arkadaşlarının, çekişmeli taşınmazlara yönelik açmış oldukları tapu iptali ve tescil davaları yönünden yargı yolu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken davanın esastan reddine karar verilmesi; ayrıca dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi istemine ilişkin davacılar ... ve ... ile davacı ...’ün açmış oldukları asıl ve birleşen davalarda ise, usulden ret kararı verilen davalarla ilgili idari yargıda dava açılması halinde, bu davaların sonucunun beklenilmesi, idari yargıda dava açılmaması halinde ise şerhe yönelik davalar yönünden işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi