
Esas No: 2015/13165
Karar No: 2015/14205
Karar Tarihi: 08.09.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/13165 Esas 2015/14205 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilâmına uyularak, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, rücûan tazminat istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Yasa"nın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasa"nın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücûan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 26. maddesidir.
Anılan maddedeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücû alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddî zarar (tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazete"de yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. Maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptaline karar verilmiş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı şekilde belirlenmesi yönündeki mahkeme yaklaşımı yerinde bulunmakla birlikte, davanın açıldığı tarihteki mevzuat ve içtihatlara uygun olarak açılan davanın, anılan iptal hükmü nedeniyle oluşan hukuksal durum gereğince, kısmen reddine karar verilmesinde, tarafların sorumluluğu bulunmadığı halde; davacı Kurumun davada haksız çıkan taraf olarak nitelenip, vekalet ücreti ve yargılama gideriyle sorumluluğuna hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi gözetilerek, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hüküm fıkrasının 8. paragrafında yazılı “Davalı ..., davada kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacı kurumdan alınarak davalı ..."e verilmesine,” cümlesinin hüküm fıkrasından silinerek çıkarılmasına; yerine, ““Davanın açıldığı tarih itibariyle mevzuata ve Yargısal uygulamaya uygun olduğu ancak Anasaya Mahkemesi"nin iptal kararı sebebiyle davanın kısmen reddine karar verildiği anlaşıldığından kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına "” cümlesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.