11. Ceza Dairesi 2017/6133 E. , 2019/1485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında; Beraat
Sanıklar ..., ... ... haklarında; mahkumiyet
I-Katılan Sağlık Bakanlığının sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde:
Sanıklara yüklenen suçtan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi Sağlık Bakanlığının davaya katılma hakkı bulunmadığı ve bu suç için usulsüz verilen katılma kararının hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceğinden şikayetçi kurum vekilinin vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanıklar ... ve ... hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik sanıklar ..., ... ile sanıklar müdafileri, sanık ... ve katılan SGK vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Çorum Cumhuriyet Başsavcılığının 14.08.2013 tarih ve 2013/2832 esas sayılı iddianamesi ile, 12.07.2011 tarihinde sanık ... tarafından işletilen eczanenin önündeki çöp kutusuna ambalajı açılmamış ilaçların atıldığının ihbar edilmesi üzerine SGK İl Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede, ... isimli kişinin astım rahatsızlığı bulunmamasına rağmen sanık doktor ... tarafından 22.06.2011 tarihinde hastayı görmeden ve muayene etmeden astım teşhisi ile reçete düzenlendiği, sanık doktor ..."nun ise, ... isimli şahsı görmeden ve muayene etmeden 23.10.2009 tarih ve ... nolu astım teşhisi ile rapor düzenlediği, yine sanık ... adına 24.10.2008 ve 23.05.2011 tarihli astım teşhisi ile raporlar ile 23.05.2011 tarihli reçeteyi sanık ..."i görmeden ve muayene etmeden sahte olarak düzenlediği, raporlara ve reçetelere konu ilaçların sanık ..."ın gayri resmi olarak çalıştığı diğer sanık ... "nin işlettiği eczaneden alındığı, bu şekilde sanıkların üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri iddiası ile açılan kamu davasında, sanıklardan doktor ...‘nun savunmasında, suça konu rapor ve reçetelerde yer alan imzaların kendisine ait olduğunu, eczanede çalışan sanık ... tarafından sanık ... adına düzenlenmiş astım ilaçlarının yazılı olduğu bir reçetenin getirildiğini, daha önceden tanıdığı sanık doktor ... selamının olduğunu söylediğini, adı geçen doktorun babasının da koah/astım hastası olduğunu, sanık ..."in de çok sigara içtiğini bildiği için şüplenmediğini ve iyiniyetle raporu düzenlediğini, ... isimli şahsı ise hatırlamadığını ifade etmesi, sanık ..."in ise savunmasında, astım hastası olmadığını, adına düzenlenen rapor ve reçetelerden haberinin olmadığını beyan etmesi, sanık ..."ın da ifadelerinde, yaklaşık 20 yıldır sanıklar ..., .... ve ... isimli kişileri tanıdığını, sanık ..."in uzun süre Çorum ilinde kaldıktan sonra Ordu"ya taşındığını, ancak sık sık Çorum"a gelip gittiğini ve kullandığı ilaçları almak için çalıştığı eczaneye geldiğini, bazen de telefon ile arayarak ilaç istediğini, kullanmış olduğu ilaçların astım ilaçları olduğunu, 5-6 yıldır sanığın astım hastası olduğunu bildiğini, sanık ..."in acil işi olduğunu söyleyerek bazen ilaçları kendisine kargo ile göndermesini istediğini, bu şekilde gönderdiği ilaçların sevk irsaliyelerini aradan zaman geçtiği için bulamadığını belirtmesi, diğer sanık ..."nın ise, ... Eczanesinde ... müdür olarak görev yaptığını, hiçbir zaman ve hiçbir surette bilerek ve isteyerek gerçeğe aykırı reçete ile ilaç satışı yapmadığını, tamamen doktorlar tarafından yazılmış bir reçetelere istinaden ilaçların verildiğini, sanıklar ... ve ... isimli doktorları sadece ismen tanıdığını, kendileri ile mesai saatlerinde gerekli zamanlarda iş görüşmesi dışında hiçbir şekilde görüşmesinin ve konuşmasının olmadığını, maddi veya manevi hiç bir ilişkinin söz konusu olmadığını, sanık ..."ın sadece belirli günlerde yardım amacıyla işyerine gelip gittiğini, sanık ..."in aynı raporla üç ayrı eczaneden daha astım ilaçlarını aldığını tespit ettiğini, ...‘ın eşi ...‘ın astım hastası olması ve ilaçların dozunun yeterli gelmemesinden dolayı kendi adına rapor çıkarttırarak eşine verilen ilaçlarının aynısını kendisi adına yazdırdığını, ... isimli şahsın iş yerine gelerek, oğlunun ilaç mümessili olduğunu ve doktor .... tanıdığını söyleyerek bu durumları samimi olarak kendisine ikrar ettiğini savunması ve sanık doktor ... de savunmasında suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi üzerine yapılan incelemede, adına fatura düzenlenen ...‘ın eşinin astım hastası olması, sanık ... adına sadece sanık ... tarafından değil birden fazla doktor tarafından astım teşhisi ile reçete düzenlenerek farklı eczanelerden ilaçların alındığının anlaşılması ve bu bağlamda sanık ..."ın sanık ..."e adına reçete edilen ilaçları adı geçen sanığa gönderdiğine dair beyanları nazara alındığında, gerçeğin kuşkuya yermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle kurum zararının bulunup bulunmadığı da araştırılarak sanık doktorlar tarafından düzenlenen reçeteler ile suç konusu edilmeyen başka doktorlar tarafından düzenlenmiş reçetelerin celp edilerek incelenmesi, arkalarında ilaçları teslim alan kişilerin isim, yazı ve imzasının bulunup bulunmadığı, var ise yazı ve imzaların sanıklar ..., ..., ... ve ..."ın eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,..."ın tanık olarak bilgi ve görgüsüne başvurulması ve adı geçen ile eşi ..."nın adına tanzim edilen sahte rapora istinaden astım teşhisi ile yazdırılan reçetelerin ve bunlara dayanarak satın alınan ilaçların tarih, miktar ve nevi itibariyle karşılaştırılmasından sonra, toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve sanık ..."nün, sanık ... ve ... isimli hastaları görmeden ve muayene etmeden üç adet rapor ile tek bir reçete düzenlemesinden ibaret eylemlerinde, sahtecilik kastının bulunup bulunmadığı, eylemin görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturup oluşturmadığı karar yerinde tartışılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Aile hekimi olarak görev yapan sanık doktor ..."in, ... adına düzenlenmiş mevcut rapora istinaden tek bir reçete düzenlemesinden ibaret eyleminde, tüm dosya kapsamından sanığın suç kastı ile hareket ettiğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delillerin bulunmadığı gözetilerek, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3-Kabul ve uygulamaya göre de;
a)Sanık ... hakkında TCK"nin 204/2. maddesi uyarınca alt sınırdan belirlenen temel cezanın TCK"nin 43. maddesi uyarınca ¼ oranında artırılıp, TCK"nin 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis yerine, 2 yıl 13 ay 15 gün olarak belirlenmesi,
b)Sanık ..."nun adli sicil kaydında tekerrüre esas başka ilamı bulunmasına karşın, Çorum 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.12.2007 tarih ve 2007/187-2007/447 esas ve karar sayılı ilamı ile hükmedilen kesin nitelikteki 1.500 TL adli para cezasına dair mahkumiyetin esas alınması,
c)Mahkemece sanıklar ... ve ...‘nın iş birliği yaparak SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı"na tabi hastalar adına hasta olmadıkları veya muayene olmadıkları halde düzenlenen sahte reçete ve raporların eczacı ... tarafından faturalandırıp katılan kuruma ibraz ederek bedellerini tahsil ettikleri ve bu şekilde resmi belgede sahtecilik suçunu işlediklerinin kabul edilmesi ve sanık ...‘nun 5237 sayılı TCK"nın 204/2. maddesinde yaptırıma bağlanan “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" suçundan cezalandırılması karşısında, iş birliği yaptığı kabul edilen sanık ...‘nın eyleminin TCK’nın 40. maddesindeki bağlılık kuralı uyarınca bu suça iştirak kapsamında kalacağı gözetilmeksizin yazılı şekilde TCK"nin 204/1. maddesi uygulanmak suretiyle hüküm kurulması,
d)5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ile sanıklar müdafileri, sanık ... ve katılan SGK vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca, sanıkların kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 14.02.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.