16. Ceza Dairesi 2019/11099 E. , 2020/3673 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme
Hüküm : 1-Sanıklar ..., ve ... yönünden; Sanıkların CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca ayrı ayrı beraatlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi,
2- Sanıklar ... ve ... yönünden; TCK"nın 314/2, 220/7, 3713 sayılı Kanunun 5/1,TCK"nın 62, 53, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi, 3- Sanıklar ..., ve ... yönünden;TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 53, 63, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine dairistinaf başvurularının esastan reddi,
4- Sanıklar ..., yönünden;TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62,
53, 63, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi,
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyizin sebebine göre dosya incelendi gereği düşünüldü;
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinde savunmaya yeterli süre ve kolaylık sağlanarak bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması ve temyiz denetiminde de yazılı savunmanın sınırsız şekilde kullanılabilme olanağının bulunması karşısında, savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
Bir kısım sanıklar müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin yasal şartları oluşmadığından CMK"nın 299. maddesi gereğince REDDİNE,
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-)Sanıklar ..., ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığının 05.08.2016 tarih, 2016/2487 numaralı iddianamesi ile sanık ... hakkında "6415 sayılı Kanuna muhalefet" ile "Nitelikli Dolandırıcılık" suçlarından açılan kamu davası yönünden zamanaşımı süresi içerisinde her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafileri ile sanık ... ve sanık ..."nın temyiz dilekçelerinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davalarının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
II-)Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı ve sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
III-)Sanıklar ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık ..."un 2015 ve 2016 yılları içerisinde örgüt tarafından düzenlenen sohbet toplantılarına katıldığı yönünde beyanda bulunan aynı dosya sanıkları ... ve ..."nun beyanları hükme esas alınarak, sanığın eylemlerindeki süreklilik, çeşitlik ve yoğunluk dikkate alındığında, silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil örgüt üyesi olduğunun kabul edilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, TCK’nın 314/3 ve 220/7. maddelerindeki atfın niteliği ve aleyhe temyiz bulunmaması sebebiyle bozma nedeni yapılmamıştır.
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddine, ancak;
Sanıklar hakkında temel ceza tayin edilirken atıf maddeleri olan TCK"nın 314/3 maddesinin gösterilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun CMK’nın 303/1-c. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkralarındaki " eylemine uyan TCK’nın ” ibaresinden sonra “314/3 ve 220/7 maddeleri yollamasıyla" ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
IV-)Sanıklar ..., ... ve ... hakkındaki hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1-)Sanık ... yönünden;
Sanığın soruşturma aşamasında verdiği ifadesinde "Ben 2006-2007 yıllarından itibaren sohbetlere katılmaya başladım, en son 2016 yılı ... ayında ..."un evinde toplanmıştık, ben son 1 yıl içerisinde 600 TL nakit para, 400 TL bedelli, 1000 TL değerinde de peynir almıştık, 2011-2014 yılları arasında toplanan hayvan derileri benim o dönem işlettiğim hayvan alım -satım yerine gelirdi, burada hazırlanırdı, daha sonra ... parayı alırdı" şeklindeki beyanı, dosya kapsamında mevcut tüm delillerin atılı suçun sübutu için yeterli olduğu görülmekle; sanığın silahlı terör örgütü üyeliğinden, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulama yerinin bulunup bulunmadığı da tartışılarak, mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
2-)Sanık ... yönünden;
Her ne kadar sanıkların kovuşturma aşamasında vermiş olduğu ifadesinde soruşturma aşamasındaki ifadesine nazaran bir kısım çelişkiler görülse de, sanığın tüm aşamalardaki ifadeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde örgütle irtibatlı kişiler hakkında bilgi vermiş olması karşısında sanığın soruşturma ve kovuşturma aşamalarında verdiği ifadeler arasındaki çelişki de giderilip verdiği bilgilerin örgüt içerisinde kaldığı süre, konum ve faaliyetlerine uygun bilgiler olup olmadığı değerlendirilerek, eldeki bilgilerle örtüşüp örtüşmediği ilgili birimlerden sorulup değerlendirilerek sonucuna göre hakkında 5237 sayılı TCK"nın 221/4-2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi,
3-)Sanık ... yönünden;
Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen ve savunması dikkate alındığında mahkemeye yardımcı olduğu anlaşılan sanık hakkında yalnızca yazılı şekilde yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısı ile sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı hükümlerin CMK"nın 302/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık ..."in tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu, atılı suç için kanun maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek tutukluluk halinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.