Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/313
Karar No: 2021/1438
Karar Tarihi: 11.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/313 Esas 2021/1438 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : ....

DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar ... ile ... tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :Davacı vekili, müvekkilinin "..." ibareli markanın sahibi olduğunu, davalı Şirketin ise 13.09.2017 tarihinde "......" ibareli, 29 ve 43.sınıf ürün ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, ... kod numarası verilen başvuruya müvekkilince yapılan itirazın önce ..., sonrasında ise ... tarafından reddedildiğini, alınan kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markası arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, ürünün ortalama tüketicilerince dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, müvekkili markasının tanınmış olduğunu ve başvurunun tescili halinde müvekkili markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlayacağı gibi bu markanın itibar ve ayırt edici karakterininin de zedeleneceğini, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, ...'in... sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkili Şirketin davaya konu başvurusunun kötü niyetli olmadığını, usule yönelik itirazların kabul edilmemesi halinde davayı kabul ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının idari aşama sonrasında dava konusu markanın kapsamında kalan hizmetler bakımından eskiye dayalı kullanımının bulunmadığı, davacının markasının redde konu mallar bakımından tanınmış olduğuna dair yeterli delilin bulunmadığı, dosya kapsamına göre davalının kötü niyetli olmadığı, taraf markaları arasında dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 43.sınıftaki "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri." yönünden benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, 10.12.2018 tarihli.... sayılı ... kararının, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 43. sınıftaki "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri." emtiası açısından yerinde olmadığı, bununla birlikte davalının 08.04.2019 havale tarihli dilekçesi ile bir kısım usul itirazlarında bulunduğu, usul itirazlarının kabul edilmediği takdirde davayı kabul ettiklerini beyan ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı ... vekili, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, diğer davalının kabul beyanının müvekkili yönünden bağlayıcı olmadığını, öte yandan 43/1. sınıftaki hizmetler yönünden taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olduğunu, davanın kabulüne ilişkin beyanın usulüne uygun olmadığı gibi müvekkilini bağlayıcı nitelikte de bulunmadığını, zira kabul beyanının usulüne uygun olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :1-Dava, ... kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK'nın 294. maddesi uyarınca mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK’nın 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Yine HMK’nın 298/2. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyetine ve kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa’nın 141. maddesine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun ... Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, .... Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun, mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın, kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, 12.12.2019 tarihli duruşmada kısa karar "davanın kısmen kabulüne, ... ...'in 10.12.2018 tarih ve... sayılı kararının 43. sınıftaki "Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri" bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline, belirtilen mal ve hizmetler yönünden markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine" şeklinde tefhim edilmiş, UYAP kaydına göre 06.01.2020 tarihinde oluşturulan tutanakta ise 12.12.2019 tarihli duruşmada kısa kararın davanın kabulüne şeklinde tefhim edilmesine rağmen tapaj hatası sonucu "davanın kısmen kabulüne, ... ... nın 10.12.2018 tarih ve... sayılı kararın "43. Sınıf yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri" bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline, yukarıda belirtilen mal ve hizmetler yönünden markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine," şeklinde yazıldığı belirtilmiş ve gerekçeli kararda da davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Öncelikle belirtmek gerekir ki; HMK'nın 304. vd. maddeleri uyarınca koşulların oluşması halinde hükmün tashihi, tavzihi ve tamamlanması mümkün olup, somut olayda anılan madde koşulları bulunmadığından mahkemece tefhim edilen kısa kararın, tapaj hatası olduğu gerekçesiyle değiştirilmesi mümkün değildir. Buna göre, mahkemece kısa kararda davanın kısmen kabulüne karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu durum, az yukarıda açıklanan kısa karar ile gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırıdır. O halde anılan İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde yeniden bir karar verilmesi zorunlu olduğundan, usul ve yasaya aykırı olan hükmün kaldırılması gereklidir.
Öte yandan, mahkemece kurulan hüküm, HMK'nın 297/2. maddesine de uygun değildir. Zira anılan bentte, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiş olup, ilk derece mahkemesince ise yalnızca davanın kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açık bir şekilde gösterilmemiştir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, hem kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması hem de kurulan hükmün yasaya uygun bulunmaması nedeniyle, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak, 10.04.1992 gün ve .... esas ve .... sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek şekilde ve HMK'nın 297/2. maddesine uygun biçimde yeni bir karar verilmesi için HMK'nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2-İstinaf kararının neden ve şekline göre, davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar ... ile ... vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi'nce verilen 12/12/2019 gün ve...K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davalılar vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davalılar tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40'ar TL maktu istinaf karar ve ilam harçlarının istek halinde taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2021
....



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi