
Esas No: 2020/233
Karar No: 2021/1457
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/233 Esas 2021/1457 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI ....
DAVANIN KONUSU :... Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2019 tarih ve ... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin ...sayılı “.... ....” markasının sahibi olduğunu, davalı şirketin “... ...” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak ... tarafından reddine karar verildiğini, oysa dava konusu başvurunun müvekkili markaları ile iltibas doğuracak mahiyette olduğunu, müvekkili şirketin ... Holding bünyesinde bulunduğu, müvekkilinin “...” tanınmış markası ile birlikte kendi markasının da tanınmış hale geldiğini, müvekkiline ait marka ile tescili talep edilen markanın ortak olarak “...” ibaresini içerdiğini, ... kelimesi ile görsel olarak benzeyen ... ibaresine de markada yer verildiğini, markanın tek harf hariç geri kalan tüm ibareleri bakımından müvekkili markası ile benzer olduğunu, başvuru kapsamındaki emtiaların müvekkili markası ile benzer olduğunu, ... ibaresinin tescil edilmek istenilen emtialar açısından zayıf bir marka olmadığını, kaldı ki zayıf dahi olsa asgari bir korumaya haiz olacağını, “...” markası ile karşılaşan tüketicinin “... ...” markasını gördüğünde markaların aynı firmaya ait olduğu izlenimine kapılacaklarını, ayrıca müvekkilinin tescilli ticaret unvanın da “... ...” şeklinde başladığını, dava konusu markanın ise “... ...” olduğunu, 6/6 maddesi uyarınca da müvekkili markasının korunması gerektiğini ileri sürerek dava konusu ... kararının 16, 28, 35 ve 41. sınıflar açısından kısmen iptaline ve dava konusu markanın anılan sınıflar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; taraf markalarının benzer olmadığını , Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, süresinde davaya cevap vermemiş, yargılama sırasındaki beyan dilekçelerinde, dava konusu marka ile davacının itirazına mesnet marka arasında benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin markası ile davacının ticaret ünvanı arasında da benzerlik olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece davaya konu... sayılı ve “... ...” ibareli marka ile... sayılı davacı markası arasında 6769 sayılı SMK arasında 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas ihtimalinin mevcut olmadığı, davacının ticaret unvanının kılavuz unsurları ile dava konusu markayı oluşturan unsurların benzer bulunduğu, ancak davacının ticaret ünvanını uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerde kullandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dava konusu markanın müvekkilinin itirazına mesnet markası ile benzer olduğunu, zira müvekkilinin markasında yer alan ... ibaresinin dava konusu markada aynen yer aldığı gibi müvekkili markasında yer alan ... ibaresinin görsel olarak benzeri olan ... ibaresinin de dava konusu markada yer aldığını, müvekkilinin markasının asıl unsurlarından olan "..." ibaresi dava konusu markada da aynene esas unsur olarak bulunduğunu, bu durumun iki markanın ilişkilendirilmesine ve karıştırılmaya neden olacağını, uyuşmazlık konusu mal ve hizmetlerinde aynı ve benzer bulunduğunu, dava konusu markanın aynı zamanda müvekkilinin ticaret ünvanını da kapsadığını, SMK'nın 6/6 koşullarının oluştuğunu, zira anılan maddeden doğan hakkın kullanımı için ticaret ünvanının tescilli olmasının yeterli olduğunu, kullanım şartı aranamadığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ... Kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre "... ..." ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "... ..... çözümleri" ibareli markası arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, diğer taraftan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 22.06.2017 tarih,...Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından, 6769 sayılı SMK'nın 6/6 maddesi anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığı, dava konusu marka ile davacının ticaret unvanının çekirdek unsurunu oluşturan "... ..." ibaresi arasında benzerlik bulunmasına rağmen davacı tarafça ticartet ünvanının uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler yönünden fiilen kullanıldığı iddia ve ispat edilmediğinden mahkemenin SMK'nın 6/6 maddesindeki koşulların oluşmadığı yönündeki kabulünde de bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 4,90.TL'nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2021
....
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.