
Esas No: 2019/1640
Karar No: 2021/1304
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1640 Esas 2021/1304 Karar Sayılı İlamı
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
....
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
.....
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI :.....
DAVA TARİHİ : 19/12/2016
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2021
Taraflar arasındaki rücuan alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun mülkiyetindeki dağıtım sistemini işletme hakkını her bir dağıtım bölgesi için ayrı kurulan şirketlere "işletme hakkı devir sözleşmesi ile devrederek taraflar arasında 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen olay nedeniyle Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin (İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)..... Esas sayılı dosyasıyla açılmış olan dava sonucu verilen kararın karar Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin.....Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiğini, işbu ilama dayanılarak İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü'nün...... dosyasıyla başlatılan icra takibine müvekkili şirket tarafından ödeme yapıldığını, davaya konu ödemeye neden olan olayın, ... ile müvekkili şirket arasında akdedilen işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı 24/07/2006 tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla işbu sözleşmenin 7.4 ve 7.6. maddelerine göre müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalıya ait olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekkili şirket tarafından hak sahiplerine ödenmek zorunda kalınan 80.000,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili yargılama sırasında dava değerini 137.788,02 TL üzerinden ıslah etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; rücuya esas Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan davada müvekkili kurum aleyhine de açılan davada taraf sıfatı bulunmadığından reddedildiğini, anılan mahkeme kararı ile tahsil edip iade etmek zorunda kaldığı aydınlatma bedelini müvekkilinden işbu dava ile tahsil etmeye çalıştığını, kaldı ki söz konusu davada 19.04.2004-14.12.2009 tarihleri arasındaki dönem için talepte bulunulmuş olup davanın kabulü halinde taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen olay için müvekkili kurumdan talepte bulunulamayacağını, hisse devrinin 29.05.2013 tarihinde yapıldığı, davacı tarafça ödenerek müvekkili kurumdan rücuan talep edilen bedelin zaten daha önce davacı tarafından talep edilen bedel olması ve taraflar arasında özelleştirme sürecini tamamlayan işlemler ve sözleşmeler yapılmış olması gözetildiğinde davacının talebinin haksız olduğunu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın 20.05.2011 tarihinde ödendiğinin görüldüğünü, bu durumda şirketin hisselerinin devredildiği tarihte şirketin değerinin ve sermayesinin devir tarihi itibarıyla alacak ve borçlarıyla birlikte oluşturulduğu, davacı ...... devre esas bilanço imzalanarak devrinin gerçekleştirildiği tarih 30.06.2013 olup, işbu davaya dayanak oluşturduğu iddia edilen ödemenin tarihinin 12.01.2007 olduğu, dolayısıyla davacının hisselerinin devredildiği tarihte davanın değerinin ve sermayesinin devir tarihi itibarıyla alacak ve borçlarıyla birlikte oluşturulduğunu, sonuçta 2013 itibarıyla oluşan şirket bilançosunun davacı tarafından da kabul edildiğini, müvekkiline ihbarda bulunulmadığını, temerrütün oluşmadığını, icra takibine ilişkin gider, vekalet ücreti, karara ilişkin yapılan masraf ve faizden sorumluluğunun bulunmadığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; taraflar arasında imzalanan İHDS hükümleri gereğince, İHDS'den önce yapılan iş ve işlemlerden davalı ...'ın sorumlu olduğundan bahisle, İHDS'den sonra açılan dava nedeniyle davacının ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği miktarın rücuen tahsili istemiyle açılan davada somut uyuşmazlıkta, işbu davaya dayanak olan Kadıköy 1. ATM'nin davasında, davalı aleyhine hükmedilen alacağın, hem İHDS öncesi dönemi, hem de sonrasını kapsadığı, uyuşmazlık konusu kamusal alan olan cadde ve sokakların aydınlatılması sebebiyle dosya davacısı olan 3. kişiye kesilen fatura bedellerinin davalılar tarafından 3. kişi kooperatiften tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Karar vermeye elverişli bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre, davalı ...'ın, İHDS'nin imzalanması tarihinden önceki döneme denk gelen sorumluluğunun, alacak ve ferileri ile birlikte toplam 137.788,02 TL olduğu, İHDS sonrası kesilen faturalara ilişkin yine İHDS sonrası dava dışı 3. kişi kooperatif tarafından yapılan ödemelerden davalının sorumlu olmadığı, bu durumda davanın kabulü gerektiği, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden alacağa ödeme gününden itibaren tarafların tacir olması sebebiyle avans faizi işletilmesine karar verildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 137.788,02 TL'nin ödeme tarihi olan 05/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacak türünün müvekkili kuruma bırakılan alacaklardan olmadığını, dava dışı ödeme yapılan kişinin İHDS'nin 7. Maddesi anlamında 3. Kişi sayılmasının mümkün olmadığını, zira davacı ile dava dışı şahıs arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas mizan kayıtları esas alınarak devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, dağıtım şirketinin bilançosundaki tüm unsurların özelleştirme bedeli içerisinde değerlendirilmekte olduğunu, müvekkili tarafından tekrar ödenmesi halinde mükerrer ödeme yapılmış olacağını, yapılan ödemelerin özelleşen şirketin şu andaki hissedarları tarafından yapılmadığını, hisselerin tamamının müvekkiline ait olduğu dönemde gerçekleştirildiğini, devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, müvekkiline rücuya esas dava ihbar edilmediğinden İHDS'nin 7.2 maddesi çerçevesinde müvekkilinin icra giderleri, icra vekalet ücreti ve işlemiş faizden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili aleyhine avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuan alacak istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/06/2012 tarihli ve E..... sayılı kararın incelenmesinden; ....... hakkında, 18/03/2010 tarihinde açılan davada davacının, bulunduğu sitedeki cadde ve sokakların kamusal alan niteliğinde olmasına rağmen davalıların bu yolların aydınlatılmasına ilişkin fatura tanzim edip aydınlatma bedelini kendisinden tahsil ettiğinden bahisle yapılan ödemenin istirdatını talep ettiği, Mahkemece davalı ... yönünden davanın pasif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davalı ..... A.Ş. hakkında açılan davanın kabulü ile 19.04.2004-14.12.2009 tarihleri arasını kapsayan toplam 227.932,36 TL aydınlatma bedeli alacağının temerrüt tarihi olan 01/03/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verildiği, kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.05.2014 tarih ve.... Karar sayılı ilamıyla onandığı, taraflarca süresinde karar düzeltme yoluna başvurulmaması üzerine kararın 25.06.2014 tarihinde kesinleştiği, anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğünün .... sayılı dosyasında, ......... sayılı ilamına istinaden davalı ... hakkında ilamlı icra takibinde bulunarak 227.932,36TL asıl alacak, 61.598,00 TL işlemiş faiz, 4.963,70TL yargılama gideri, 302TL işlemiş faiz, 18.125,00 TL vekalet ücreti ve 1.104TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 314.025,026TL alacağın tahsilini talep ettiği, davacı tarafından dosya borcuna karşılık 05/06/2014 tarihinde 379.308,73TL ödenmek suretiyle dosya borcunun infaz edildiği görülmüştür.
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da rücuya esas ödemenin icra takip dosyasına yapıldığı tarihten itibaren bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarına gelindiğinde; rücu talebine konu Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...... Karar sayılı dosyasının davacısı .....vekili tarafından........ aleyhine davacı kooperatifin bulunduğu sitedeki cadde ve sokakların kamu yolu niteliğinde olmasına rağmen bu yolların aydınlatılması için 19.04.2004-14.12.2009 tarihleri arasında düzenlenen ve tahsil edilen 227.932,36 TL fatura bedelinin iadesi istemine yönelik dava açılmıştır...... davalı ... arasındaki İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 24/07/2006 tarihinde imzalanmıştır. Rücuya dayanak dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalanmasından sonra açılmış ise de, davaya konu iadeye konu aydınlatma bedeli faturasının ait olduğu dönem kısmen İHDS'nin imzalandığı tarihten öncesine ait olup, davada iadesi talep olunan aydınlatma bedelinin kapsadığı dönem 19.04.2004-14.12.2009 tarihleri arasını kapsamaktadır. Bir başka anlatımla iadesi istenilen aydınlat faturası bedelinin kapsadığı tarih aralığının bir kısmı İHDS'nin imzalandığı tarihten öncedir.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra takibi nedeniyle yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden aydınlatma bedeli faturasına dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin.... Karar dosyasındaki davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra takibi nedeniyle ödediği miktardan İHDS'nin imzalandığı tarihten öncesine ilişkin aydınlatma bedeli yönünden davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır.
Öte yandan, hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik savunmalarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Ayrıca, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı). Bu nedenle davalının vekilinin buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlık aydınlatma bedeli iadesine ilişkin olup, dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmadığından, İHDS'nin 7.2 maddesi uyarınca davacının davalıya ihbar yükümlülüğü bulunmamaktadır. Yargılama aşamasında alınan bilirkişi ek raporu ile rücuya dayanak ilama ilişkin karar tarihindeki borç miktarı iadeye konu aydınlatma bedeli asıl alacağı, karar tarihine kadar işlemiş faiz, yargılama gideri ve vekalet ücreti ilavesi ile 137.788,02 TL olarak tespit edilmiştir. Bilirkişi raporu bu yönüyle ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişlidir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin, istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu'nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği istinafa başvuran davalı taraftan alınması gereken 9.412,30 TL istinaf nispi karar harcından başlangıçta peşin alınan 2.354,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 7058,3 TL'nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021
....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.