
Esas No: 2020/309
Karar No: 2021/1425
Karar Tarihi: 11.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/309 Esas 2021/1425 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
...
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2019
NUMARASI ...
DAVANIN KONUSU : Tasarıma Tecavüzün Giderilmesi, FSEK sahipliğinden
kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06/11/2019 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin 10.04.2018 tarihli ..../.. sayılı tasarım başvurusunu yaptığını, davalı şirketin işbu tasarımı müvekkilinin iznini almadan ve herhangi bir bedel ödemeksizin çoğaltarak internet sitesinde ..... numaralı ürünü 369,00.-TL bedelle sattığını ileri sürerek, dava konusu eserin 3 katı kadar olan bedelin şimdilik 1.000,00.-TL maddi, 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ettmiş, 31.12.2018 tarihli dilekçesi ile müvekkiline ait tescilli tasarıma davalı tarafça yapılan tecavüzün 6769 sayılı SMK uyarınca durdurulmasını, önlenmesini, müvekkilinin uğradığı zarar ile yoksun kalınan kar için şimdilik 10.000,00.-TL maddi ve manevi zarar için 50.000,00-TL’nin 09.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz olarak nitelendirilen ürünü ... isimli üreticiden aldığını, müvekkilinin iş bu dava ile söz konusu durumdan haberdar olması üzerine, iyiniyetli olarak (elbisenin tasarım tescil başvurusundan önce veya sonra satışa sunulduğuna bakılmaksızın) 8 adet satın aldıkları bu elbisenin satışını derhal durdurduğunu, davacının tasarım hakkına tecavüzün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalı şirketin "..." adlı internet sitesinde satışını gerçekleştirdiği "..." markalı elbise ürününde kullanmış olduğu tasarımın, davacı adına tescilli ....sıra numaralı tasarıma ilişkin hakları ihlal ettiği, davalının kusurunun olmaması nedeni ile tazminat talebi dışında davacının taleplerinin kabulünün gerekeceği, manevi tazminat şartlarının da doğmadığı, kaldı ki tazminat hesabı yapılsa bile davacının gelir kaybının olmadığının bilirkişi raporunda belirtildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının davacının tasarımına konu ürünlere ilişkin satışının durdurulmasına, davalıda bulunan ürünlerin toplatılmasına, davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tecavüzün varlığı tespit edilmesine ve diğer taleplerinin kabul edilmesine rağmen, davalının kusurunun olmadığına ilişkin olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, zira uyuşmazlık konusu tasarımın satışının davalı şirketin internet sitesinde dava tarihinden, hatta davalı şirketin web sitesi üzerinde yapılan inceleme neticesinde hazırlanan rapor davalı şirkete 16/08/2018 tebliğinden sonra da sürdürüldüğünü, hal böyle iken davalı şirketin tescilli olduğunu bildiği bir tasarımın satışına devam ettiği gözetilerek kusurlu olduğuna karar verilmesi gerektiğini, ayrıca davalı şirketin her ne kadar üreticiden uyuşmazlık konusu tasarımı satın aldıklarını ve tasarımın tescilli olduğunu bilmediklerini iddia etmiş ise de, bu tasarım modelinin üreticiye verilerek özellikle bu tasarımın sipariş üzerine ürettirildiği konusunda da aksine bir delil sunamadığını, mahkemece tazminat hesabı yapılsa bile davacının gelir kaybının olmadığına ilişkin hükme esas bilirkişi raporunda da, tecavüz edilen dönemlerin hatalı olarak tespit edildiğini ve eksik değerlendirmeyle satış karlarının hesaba katılmadan, sadece satış adet ve tutarları gösterilerek hesaplama yapıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, tasarıma tecavüzün giderilmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davacının maddi tazminat talebini 6769 sayılı SMK.'nın 151/2-a maddesine dayandırdığı, davalı şirketin ise sadece internet sitesi üzerinden satış yaptığı, üretim için atölyesinin veya çalışanlarının olduğunun iddia ve ispat edilemediği, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda, somut uyuşmazlıkta tasarım faaliyetinin yoğun olduğu tekstil sektöründe ciddi bir yaratıcılık göstermediği hallerde, alelade bir ürünün tasarım koruması altında bulunduğunun bilinmesinin mümkün olmadığının ve 29.07.2019 tarihli ek raporda da davalının satışının dava tarihi itibariyle durdurduğunun kabul edilmesi gerektiğinin bildirildiği, taklit tasarımlı malların satıcıları yönünden, men ve ref sorumluluğu ile tazminat sorumluluklarının birbirinden ayrılmasının gerektiği, taklit tasarımlı malların üreticilerinin kural olarak gerek men ve ref, gerekse tazminat sorumluluğu yönünden sorumlu olduklarının kabulü gerekirken, bu malları başkasından satın alarak kendileri satışa arz edenlerin men ve ref sorumlulukları yönünden, kusurlu olup olmadıklarına bakılmazken, tazminat talepleri yönünden sorumluluklarının kusur esasına dayalı bulunduğu, dolayısıyla satıcının bu malların taklit olduğunu bilerek satmasının ve bu hususu bilebilecek durumda olmasının gerektiği, somut uyuşmazlıkta da sadece satıcı olan davalının malın türü, niteliği, tüketilme sıklığı ve ait olduğu sektör itibariyle satışa sunduğu malların, tescilli tasarıma konu olduğunu bildiğinin veya bilebilecek durumda olduğunun ispatlanamadığı, bu durum karşısında mahkemece, davalının tazminat taleplerinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 260,00.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 200,70.TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.