17. Hukuk Dairesi 2015/2721 E. , 2015/11766 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni olduğu aracın trafik sigortacısı(ZMSS) olduklarını, kaza tarihinde, davalıya ait aracın ehliyetsiz 3. kişi tarafından sevk ve idaresi sırasında yaptığı kaza ile karşı araca verdiği zarar bedeli olan 6.639,00 TL"yi, bu aracı kaskolayan ... A.Ş"ye ödediklerini, yaptıkları ödemenin davalı sigortalılarından rücuen tahsili için ... 3.İcra Müdürlüğü"nün 2012/284 Esas sayılı dosyasından başlattıkları ilamsız icra takibine davalının itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu belirterek davalının itirazının iptalini ve icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacı tarafça icra takibinde iki borçluya karşı takip yapıldığı halde sadece kendisine açılan davanın husumetten reddinin gerektiğini, kazada araç sürücüsünün ehliyetsiz ve tam kusurlu olan ... olduğunu, kendisinin aracını verdiği kişinin ... olmadığını, ..."a ilişkin polis ifadeleri ve ... ilinde açılan ceza davası sonucunun beklenilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,kararda belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulü ile davalının icra takibinde asıl alacağa yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden faiz işletilmesine, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Dava, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi gereği ödeme yapan sigortacının, ödediği bedelin rücuen tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde,dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya kapsamına göre,mahkemece hükme esas alınan 06.11.2013 tarihli trafik kusur uzmanı bilirkişisi raporunun davalıya tebliğ edilmediği görülmektedir. T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmü düzenlenmiştir. Yine 6100 Sayılı HMK"nın 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir.Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.Bu husus da usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir.6100 Sayılı HMK"nın 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir" hükmünü amirdir.
Somut olayda, davalıya mahkemenin hükme esas aldığı kusur bilirkişi raporu tebliğ edilip rapora karşı varsa itirazları alınmaksızın, 02.10.2014 tarihli celsede davanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda mahkemece, kusura ilişkin bilirkişi raporunun davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmesi ve itiraz süreleri beklenerek davalının itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalının itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Trafik kusur ve hasar uzmanı bilirkişisinden alınan 06.11.2013 tarihli raporda,dava dosyası içinde hasar dosyasının bulunmaması nedeniyle hasar incelemesi yapılamadığı bildirilmiş; yerel mahkeme tarafından bu eksiklik giderilip ilgili hasar dosyası temin edilerek uzman bilirkişiden rapor alınmaksızın, sadece davacı tarafın kazaya karışan karşı aracın kaskocusuna yaptığı ödemeye ilişkin belgelere göre, hasar bedelinin kabulü yoluna gidilmiştir.
Rücuen tahsil istemine dayanan davada, davacı sigortacı, davalı sigortalısına ancak 3. kişinin uğradığı gerçek zarar oranında rücu edebileceğinden, mahkemece gerçek zararın tespiti gerekmekte olup bu tespitin yapılması da özel ve teknik bilgiyi gerektirmektedir. 6100 Sayılı HMK"nun 266/1. Maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" düzenlemesine yer vermiştir.
Mahkemece,dava konusu trafik kazasında hasarlanan ve davacının hasar ödemesi yaptığı, ... plakalı karşı aracın kasko sigorta poliçesini düzenleyen ... A.Ş. nezdindeki, ... numaralı hasar dosyası getirtilerek, karşı araçtaki gerçek zarar miktarının tespiti bakımından, İTÜ ve Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek hasar konularında uzman bilirkişi(makina mühendisi) veya bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre hasar bedelinin tespiti konusunda rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.