Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2373
Karar No: 2021/1579
Karar Tarihi: 11.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/2373 Esas 2021/1579 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2373 Esas
KARAR NO: 2021/1579 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/07/2019
NUMARASI: 2018/874 Esas 2019/781 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı borçlu şirketin davacıya olan fatura borcundan dolayı davalı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, dava konusu mal ve ürünlerin müvekkile teslimatının yapıldığını ve bunun karşılğında davacıya iş bu bedellerin eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 02/07/2019 tarih ve 2018/874 Esas - 2019/781 Karar sayılı kararında; "....Tüm bu deliller ışığında dosya değerlendirildiğinde,davacı tarafın üç adet fatura toplamı olan 22.963,39 Tl tutarında ürünü davalı şirketi gönderdiği davalı tarafın ürün bedellerinin eksiksiz ödendiğini söyleyerek ispat yükünü üzerine aldığı,ancak daha sonra bu yöndeki cevabın ıslah ile değiştirildiği bunun sehven yapılan hata olarak mahkemece kabul edilmediği,ıspat yükü üzerinde bulunan davalı tarafın ödeme iddiasını ispatlayamadığı,kaldığı davacı tarafın söz konusu beyannameye tabi faturasını beyan ettiği de anlaşıldığından davalı tarafın iddiasının ispata muhtaç kalması nedeniyle davacı davasının kabulü cihetine gidilmiş olup,likit alacağın haksız itirazı uğraması nedeniyle davacı lehine takdiren %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir...."gerekçesi ile, Davanın kabulüne, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında davalı tarafından 22.963,39TL borçlu olduğunun tespiti ile, bu miktar üzerinde itirazın iptali ve takibin devamına,22,963,39TL alacağın takipten itibaren ticari avans faizi uygulanmasına, 22.963,39TL' alacağın %20 oranında icra inkar tazminatı uygulanmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme yapılan yargılama sonucunda ; "davacı tarafın üç adet fatura toplamı olan 22.963,39 Tl tutarında ürünü davalı şirketi gönderdiği davalı tarafın ürün bedellerinin eksiksiz ödendiğini söyleyerek ispat yükünü üzerine aldığı,ancak daha sonra bu yöndeki cevabın ıslah ile değiştirildiği bunun sehven yapılan hata olarak mahkemece kabul edilmediği,ıspat yükü üzerinde bulunan davalı tarafın ödeme iddiasını ispatlayamadığı,kaldığı davacı tarafın söz konusu beyannameye tabi faturasını beyan ettiği de anlaşıldığından " gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiğini, Yerel mahkeme kararının dosya içeriği bilgi ve belgeler, hakkaniyete ve tümü hukuka aykırı olduğunu, Davaya cevap dilekçesinde sehven tüm fatura bedellerine ilişkin ödeme definde bulunulduğunu, bununla birlikte dava dilekçesi ekinde müvekkili ticari kayıtlarından, davacının cari hesap ekstresi de gönderildiğini, iş bu ekstre ve davaya cevap dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde dava dilekçesinde sehven tek bir fatura kabul edilecekken 3 fatura diye yazıldığı anlaşılacağını, Sehven yapılan bu hata anlaşıldığı anda dosyaya Islah dilekçesi ibraz edilerek, müvekkili şirketin borcu olmadığı hususundaki defiilerinin sebebi değiştirildiği, ıslah ile dava ve cevap dilekçesine yeni vakıalar ekleyip değiştirebileceklerinin kanunun amir hükmü olduğunu, Her ne kadar Yerel Mahkeme ıslah beyanını görmezden gelmiş ve hatanın sehven olmadığını beyan etmiş ise de Islah, karşı tarafın onamına ve hakimin kararına bağlı olmadığını, yerel mahkemenin ıslah beyanlarının reddedileceği gibi neden görmezden gelindiğinin de tam aydınlatılmadığını, Dosyadaki bilirkişi raporu ve tarafların ticari defterleri açık olduğu, davacının müvekkilinin borçlu olduğunu iddia ettiği 2 adet fatura müvekkilinin ticari defterlerinde bulunmadığını, davaya konu faturalar irsaliyeli faturalar olup, iş bu faturaya konu malların müvekkiline teslim ediliği ve /veya faturaların müvekkiline tebliğ olunduğuna dair tek bir delil dahi yokken ortada davanın kabulüne karar verilmesinin hukuken nasıl mümkün olduğunun anlaşılmadığını, dava sonucunda anılaşılan, önce ticaret yaptıkları bir şirkete istedikleri bedelde fatura kesip ve tek taraflı olarak defterine işlemelerinin o şirketi borçlandırmak için kafi olduğunu, Yine Mahkemece davacı tarafından müvekkilinin mailine gönderildiği iddia olunan cari hesap ekstresinden bahsettiğini, dosyada mevcut mail çıktılarına bakıldığına tek görülen müvekkiline gönderilen bir excel tablosu olup müvekkili tarafından bunu onaylayan tek bir mail veya yazı dosya içerisine konulmadığını, müvekkilinin iş bu maili görüp görmediği dahi muallak iken ve/veya iş bu mail adresinin tebliğ adresi olarak kabul edileceğine dair taraflar arasında yapılan bir sözleşme yokken , Yerel Mahkemece bunun delil olarak kabul edilmesi mümkün olmadığını, davacının BA/BS formalarında iş bu faturaları bildirmesi de fatura konusu malların müvekkiline gönderildiği ve/veya müvekkilinin bu faturaları kabul ettiği anlamını taşımadığını, zira ticari defterine işlemiş olduğu belirli bir bedelin üzerindeki faturaların zaten beyan edilmesinin mecburi olduğunu, davacının kanunun yapmak zorunda olduğu bir şeyin mahkemece delil olarak kabul edilmesi de mümkün olmadığını, Cevap dilekçelerinin mahkemenin ve/veya davacının onayına tabi olmamak üzere ıslah edilerek sehven yaptıkları hatanın düzeltildiğini, ıslah dilesi doğrultusunda yargılama yapılması gerekirken, mahkemece bu durum görmezden gelinerek hüküm kurulduğunu, müvekkilinin ödeme definde bulunduğu tek fatura 23.5.2016 tarihli fatura olup , iş bu fatura bedeli kadar ödemenin yapıldığı müvekkilinin ispat yükünde olduğunu, geri kalan faturalar taraflarınca kabul edilmemiş olup ispat yükünün tarafına yüklenmesi hukuka aykırı olduğunu, bahsi geçen diğer faturların müvekkiline tebliğ ediliği ve/veya dava konusu malların müvekkiline teslim ediliğine dair tek bir delil sunamadığını, iddiasını ispat etmeyen davacının davasının kabul edildiği yerel mahkemenin yukarıda esas ve karar no belirtilen kararı dosya içeriği bilgi ve belgelere, hakkaniyete ve tümü ile hukuka aykırı olup kaldırılması talepli olarak iş bu kararı istinaf etme zarureti hasıl olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında davalı tarafından 22.963,39TL borçlu olduğunun tespiti ile, bu miktar üzerinde itirazın iptali ve takibin devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı tarafa dava dilekçesinin 08/10/2018 (pazartesi günü) tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili 2 haftalık cevap süresi dışında uyap sisteminden 25/10/2018 tarihinde gönderdiği cevap dilekçesi ile ;'' davacının da dilekçesinde belirttiği üzere müvekkili şirket ile davacı arasında ticari bir ilişki bulunduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan mal ve ürünlerin müvekkiline teslimatının yapıldığını ve bunun karşılığında davacıya iş bu bedellerin eksiksiz olarak ödendiğini, yargılama aşamasında müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarında yapılacak olan incelemeden de açıkça görüleceği üzere müvekkilinin davacıya davaya konu faturalar sebebi ile herhangi bir borcunun bulunmadığını,'' beyan etmişir. Davalı vekili uyap sisteminden 17/01/2019 tarihinde gönderdiği dilekçe ile cevap dilekçesini ıslah ettiğini belirtip;'' Müvekkil ile davacı arasında bir ticari ilişki olduğu tarafımızca kabul edilmektedir ancak dava dilekçesi ekinde sunulan 23/05/2016 tarihli faturada belirtilen mal müvekkile teslim edilmiş diğer mallar müvekkile teslim edilmemiş olup , iş bu fatura bedeli de kendisine eksiksiz olarak ödemiştir. Sehven 3 faturadaki malların teslim edildiği ifade edilmiş olup, ISLAH yolu cevap dilekçemizde beyan ettiğimiz vakıayı değiştirip, müvekkilimin borcu olmadığı yönündeki iddiamızı tekrar ile müvekkilime davaya konu diğer 2 faturadaki malların tesliminin yapılmadığını, teslimi yapılan malların da ödemesinin yapıldığını iş bu sebeple müvekkilimin davacıya herhangi bir borcu olmadığını beyan ederiz..,'' şeklinde cevap dilekçesini ıslah ettiğini beyan etmiştir. Bu aşamada bir diğer istisnai hükmün açıklanması gereklidir. O da, “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. madde (HMK) hükmü olup, yasa hükmü; “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır.” şeklindedir. Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Şüphesiz bu imkân, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusudur. İkişer dilekçeden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Ön inceleme aşamasında, ancak karşı tarafın açık muvafakati (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir. Mahkemece 03/12/2018 tarihli duruşmanın ön inceleme duruşması olarak yapıldığı, davalı vekili ön inceleme duruşmasında cevap dilekçesini tekrar ettiğini beyan ettiği ve mahkemece uyuşmazlığı ;''Davanın itirazın iptali davası olduğu, davacının faturadan kaynaklı alacağını talep ettiği, davalı tarafın ise bu alacağı banka dekontları, çek ve nakit olarak tamamen ödendiğini iddia ettiği, tarafların defterlerinin incelenmesi gerektiği noktasında toplandığı,'' şeklinde tesbit edilmiş ve davalı vekili ön inceleme duruşmasından sonra uyap sisteminden 17/01/2019 tarihinde gönderdiği dilekçe ile cevap dilekçesini ıslah ettiğini belirtmiştir.HMK. 188/2 Maddesinde;''Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez,'' hükmü düzenlenmiştir. Yapılan açıklamalar ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde, davalı vekili kanuni süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediğinden kanuni süre içerisinde ibraz edilmeyen cevap dilekçesinin de ıslah ile değiştirilmesi söz konusu olmayacaktır.Ayrıca davalı vekili ön inceleme duruşmasından sonra savunmasını değiştirdiğinden HMK. 141 Maddesi uyarınca davacının açık muvafakatine bağlı olduğu, davacı tarafça açıkça davalının savunması değiştirmesine muvafakat edilmediği anlaşılmıştır. HMK 282 maddesinde "Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir, şeklinde yasal olarak düzenlenmiş olup, bilirkişi raporlarının hukuki değerlendirilmesi de mahkemeye aittir.Davalı taraf süresi içerisinde ibraz etmediği cevap dilekçesi ile ödeme itirazında bulunup borcu olmadığını beyan ettiğinden ispat külfeti davalı üzerindedir. Dosya kapsamı itibariyle davalının ödeme savunmasını isbat edemediği anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesince kurulan hüküm gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK' nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.568,62.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından peşin olarak yatırılan (44,40.TL+393,00.TL=) 437,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.131,22.TL' nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/11/2021 tarihinde HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi