MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Güveni kötüye kullanma suçundan TCK"nın 155/2, 43, 168/2, 62, 50/1, 52/2-4 maddeleri gereği 3.740 TL ve 40 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına
2-Resmi belgede sahtecilik suçundan TCK"nın 204/1, 53 maddeleri gereği 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına dair

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, 21/08/2009-08/01/2010 tarihine kadar mağdur şirket bünyesinde sigortalı olarak çalıştığı, 08/01/2010 tarihinden itibaren özlük dosyasını da yanına alarak bir daha iş yerine gelmediği, şirket içi yaptıkları denetim sırasında sanığın..."den 02/07/2010 tarihinde 400 TL"yi, 04/08/2010 tarihinde 1.300 TL"yi tahsil etmesine rağmen şirket muhasebesine teslim etmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullandığı, 23/12/2010 düzenleme, 30/01/2011 ödeme, 404.071.00 TL değerinde lehtarı... Ltd Şti, borçlusu ..., kefili ..., birinci cirantası... Ltd Şti, ikinci cirantası... olan senedi sahte olarak düzenlendiğini borçlu görünen ... isimli firma yetkilileriyle yapılan görüşmede öğrendikleri, yapılan bilirkişi incelemesinde senetteki imzanın keşidecisine ait olmadığı ve iğfal kabiliyetinin bulunduğu, olayların bu şekilde geliştiğini kabul eden sanığın tüm zararı gidermesi üzerine şirket yetkililerinin şikayetlerinden vazgeçtiği anlaşıldığından resmi belgde sahtecilik ve güveni kötüye kullanma suçlarını işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda ;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141. ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, 230 ve 5320 sayılı Kanunu"nun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 308/7. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak biçimde açık olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirebilmesi için, kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması gerekirken, bu ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.