17. Hukuk Dairesi 2015/3746 E. , 2015/12005 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2014
NUMARASI : 2013/185-2014/567
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline trafik sigortalı, davalıya ait iş makinesinin karıştığı kazada, 3.kişiye ait aracın hasarlandığını, zarar gören araçta 3.400 TL tutarında hasar oluştuğunu, müvekkilinin hak sahibine zararı ödediğini, davalı aracının sürücüsünün firar ettiğini, davalının tazminat miktarı ve yükümlülüğü ile rücu hakkının kullanılmasına yararlı bilgi ve belgeleri ibraz etmediğini, davalının poliçe tarafı ve istihdam eden olarak sorumlu olduğunu belirterek şimdilik 2.400 TL"nın ödeme tarihinden işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, kusuru, tazminat miktarını kabul etmediğini, hasarın sigorta kapsamında olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 2.400 TL"nın 11.7.2012 tarihinden işleyecek yasal faziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ZMSS sözleşmesine dayanılarak sigortalı belediye hakkında açılan rücuen tazminat istemine ilişkindir. 2918 sayılı KTK"nun 95/2.maddesi uyarınca, sigorta sözleşmesinden veya sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinden doğan nedenlerle sigortacının tazminat yükümlülüğünün azaltılması ve kaldırılmasına ilişkin haller sigortacı tarafından 3.kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden, sigortacı zarar görene ödeme yaptıktan sonra tazminatın kaldırılması ya da indirilmesini sağlayabileceği oranda kendi sigorta ettirenine rücu edebilecektir. Sigortacının rücü hakkı, KTK 98/2 ve 99/2 maddelerinden ve ZMSS Genel Şartnamesinin 11.maddesinden kaynaklanmaktadır. Poliçe Genel Şartlarının 4.maddesinde de rücu halleri düzenlenmiştir. Rücu halleri arasında, sigortalının ağır kusurlu veya kasıtlı olması, istiap haddinin aşılması, ehliyetnamesiz sürücü yönetimindeki sigortalı aracın ya da uyuşturucu veya keyif verici madde kullanan sürücünün kaza yapması, aracın çalınması ya da gasp edilmesi (sigortalının kusuru ile) oto yarışına katılma gibi haller bulunmaktadır. Rizikodan sonra ihbar ve diğer yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle rücu hakkının doğması için bu nedenle zararda artış olması gerekir. Bu halde artan kısım için sigorta ettirene rücu edilebilir. Trafik kazasını müteakip sigorta ettirenin sırf olay yerinden ayrılması sigortacının kendi sigortalısına rücu hakkını vermez.
Somut olayda, davacıya trafik sigortalı, davalı Belediye adına kayıtlı iş makinası yol çalışması yaparken geri manevra sırasında 3.kişiye ait araca çarparak hasarlamış, davacı 3.kişinin zararını karşıladıktan sonra, iş makinası operatörünün olay yerinden firar ettiğine ve rizikoyla ilgili belge ve bilgileri vermediğine dayanarak sigortalı belediye hakkında bu davayı açmıştır. Davacı tarafından rizikoyla ilgili belge ve bilgilerin verilmemesi sebebiyle zararın arttığı iddia ve ispat edilmiş değildir. Kaldı ki zarar gören aracın hak sahibi tarafından 28.05.2012 kaza tarihinden sonra gerekli belge ve bilgilerle davacıya müracaat edildiği (07.06.2012 tarihinde), davacı tarafça araç üzerinde inceleme yapılarak ekspertiz raporu hazırlandığı da dosyadan anlaşılmaktadır. Sürücünün alkollü, ehliyetsiz olduğu da ileri sürülmemiştir.
Bu durumda mahkemece rücu şartları bulunmadığından ve davacı tarafça somut delillerle ispatlanmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.