
Esas No: 2016/9376
Karar No: 2019/1640
Karar Tarihi: 19.02.2019
Sahte fatura düzenleme - defter ve belgeleri gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/9376 Esas 2019/1640 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme, defter ve belgeleri gizleme
HÜKÜM : Sanık ... defter ve belgeleri gizleme suçundan; beraat
Sanık ..."ın sahte fatura düzenlemek suçundan; mahkumiyet
Katılan vekilinin temyiz talebinin, sanık ... hakkında “defter ve belgeleri gizleme” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu kabul edilmiştir.
A) Sanık ... hakkında “defter ve belgeleri gizleme” suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi:
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığına ilişkin vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu verilere dayandırıldığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesi:
2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanığın savunması dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
1. Sanığın üzerindeki yazıların kendisine ait olduğunu kabul ettiği faturalar dışında kalan suça konu faturaların asıllarının getirtilip sanığa gösterilerek, yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi hâlinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
2. Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerden, kanaat oluşturacak sayıda kişinin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak, tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının, fatura tutarının ödendiğine dair ellerinde herhangi bir belgenin bulunup bulunmadığının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
3. Kabule göre; hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140-2015/85 sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz talebi bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
19.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.