Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3253
Karar No: 2022/2496
Karar Tarihi: 17.03.2022

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/3253 Esas 2022/2496 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Kadastro Mahkemesinde görülen bir kadastro tespitine itiraz davasında, davalı Hazine ve İdare vekilleri tarafından önceki kararın bozulması ve yeniden yargılama yapılması talebiyle temyiz edilmiştir. Yargıtay tarafından verilen bozma ilamında taşınmazların orman ve mera niteliği, zilyetlik durumu ve kullanım tarihleri gibi konuların belirlenmesi gerektiği vurgulanmıştır. Ancak yeniden yapılan yargılama sonucunda gerekli araştırmaların yapılmadığı ve eksik incelemelere dayalı olarak karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur. Yargıtay kararının temel dayanağı ise 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince davalılar veya müdahiller lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı hususunun belirlenmesi gerektiğidir. Kararın kanun maddeleri ise 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. ve 440/I maddeleridir.
8. Hukuk Dairesi         2021/3253 E.  ,  2022/2496 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemenin verdiği önceki karar Yargıtay tarafından bozulmuş olup, bozma ilamında özetle; "134, 136 ve 58 parsel sayılı taşınmazların, sınırında orman arazisinin bulunduğu anlaşılmakla, dava konusu taşınmazın ormandan kazanılıp kazanılmadığının kesin olarak belirlenmesi, dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının araştırılması, orman kadastrosu yapıldıysa orman kadastro tutanaklarının getirtilerek taşınmazın orman tahdit sınırları içerisinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, kalmıyorsa 6831 sayılı Yasa'nın 1 maddesi kapsamında kalıp kalmadığının tespiti amacıyla uzman orman bilirkişisinden rapor alınması; 179 ve 176 parsel sayılı taşınmazların sınırında 178 mera parseli bulunduğundan, taşınmazların meradan kazanılıp kazanılmadığı yönünde ve mera tahsis yapılıp yapılmadığı hususunda araştırma yapılması, 176 parselin birleşik haritasının hazırlattırılması, komşu parsel tutanakları ve dayanağı belgeler de göz önünde tutulmak suretiyle varsa mera tahsis kararı kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi, mera tahsis kararı yoksa bu taşınmazların geleneksel biçimde kullanılan kamu malı mera olup olmadığının komşu köyler halkından seçilecek yerli bilirkişilerden sorulması, ayrıca tüm taşınmazlar yönünden davacıların aynı çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlik yoluyla yasal sınırlardan fazla taşınmaz elde edip etmediklerinin tespit edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; dava konusu 176 parsel saylı taşınmazın sınırında 178 parsel sayılı mera parsile bulunduğu halde, yöntemine uygun şekilde mera araştırması yapılmamış, mahallinde yapılan keşiflerde, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların evveliyatının ne olduğu, ne zamandan beri, kim tarafından ne şekilde zilyet edildiği hususlarını detaylı ve maddi olaylara dayalı olarak açıklayan beyan alınmamış, orman bilirkişi raporunda dava konusu yerin mera vasfında olduğu belirtildiği halde, ziraat bilirkişisi raporunda dava konusu yerin çayır vasfında olduğu belirtilmek suretiyle, raporlar arasında taşınmazın niteliği hususunda çelişki yaratılmasına rağmen bu çelişki üzerinde durulmamıştır.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, dava konusu 176 parsel sayılı taşınmazın tespit tarihi 1978 yılından geriye 15-20-25 yıllık farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü'nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenmeli, ayrıca bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli yüksek çözünürlüklü uydu fotoğrafları getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, komşu köylerden ve aynı köyden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi, orman bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, yerel bilirkişi yardımı ve fen bilirkişi eliyle arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır belirlenmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, bilinmeyen bir zamandan beri geleneksel biçimde mera olarak kullanılıp kullanılmadığı hususunda maddi olaylara dayalı, ayrıntılı bilgi alınmalı; mahkeme hakiminin, taşınmazların konumuna, niteliğine ve çevre parsellerle karşılaştırılmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin gözlemi keşif tutanağına aynen yansıtılmalı; en bilirkişisine, keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, çekişmeli taşınmazlar ile komşu mera parsellerinin konumlarını yan kesit krokisi ile gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli; ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, çekişmeli taşınmazların toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden komşu mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı, dava konusu taşınmazların kadim nitelikte yani öncesi bilinmeyen zamandan beri mera olarak kullanılıp kullanılmadığı, meranın devamı niteliğinde olup olmadığı hususlarını ve tarımsal niteliğini belirten, meraya sınırı olmayan dava konusu taşınmazların zirai faaliyete konu olup olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kullanım sınırlarının oluşup oluşmadığı hususlarını açıklayan, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ve yan görünüş (kesit) krokisi ile desteklenen somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılarak, dava konusu taşınmazların önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, taşınmazların komşu mera parselleri ile aralarında ayırıcı unsur sayılabilecek bir doğal yapının bulunup bulunmadığı, taşınmazların ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğine ne zaman başlanıldığı hususlarının belirlenmesine çalışılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri, bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; taşınmazların konumu uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmazların öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı düşünülmeli; mera olmadıklarının anlaşılması halinde ise 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesi gereğince davalılar veya müdahiller lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek, hükmüne uyulan bozma ilamının gerekleri tam ve eksik olarak yerine getirilmeden, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olduğundan, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekili ve davalı ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 17.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi