
Esas No: 2021/8557
Karar No: 2022/2396
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8557 Esas 2022/2396 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2021/8557 E. , 2022/2396 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Kadastro Tespitine İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro çalışmaları sonucunda, ... İli Merkez İlçesi ... Köyünde kain 106 ada 123 nolu parsel sayılı taşınmazın 1/8 hissesi ölü olduğu belirtilerek ..., 1/8 hissesi ..., 6/8 hissesi ... adına tespit edilmiş, sonuçlar 28.02.2016-29.03.2016 tarihlerinde ilan edilmiştir.
Davacı ..., 13.03.2006 havale tarihli dava dilekçesinde, ... İli Merkez İlçesi ... Köyünde kain 106 ada 123 nolu parsel sayılı taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altında sayılan yerlerden olmasına karşın hukuka aykırı şekilde davalılar ... ve ... adına tespit edildiğini beyanla, taşınmazın tespitinin iptali ile ... adına tapuya tescilini talep etmiş, bilahare ... mirasçılarını davaya dahil etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu yerde Kadastro Kanunu’nun aramış olduğu 20 yıllık kesintisiz, nizasız ve amacına uygun zilyetlik koşullarının oluştuğu, davalıların dava konusu yerlerde zilyet olduğu, taşınmazın uzun zamandır davalıların kullanımında olduğu, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava konusu ... ili Merkez ilçesi ... köyü 106 ada 123 nolu parselin tespit malikleri ... dava tarihinde ölü olduğundan, ... yargılama sürecinde vefat ettiğinden yapılan tespitin iptali ile; parsel üzerindeki tüm hisseler 71.680 pay kabul edilerek 53760 payın Süleyman ve Hurmiye olma ... adına, bakiyesinin Arif ve ...’ün ilamda adları ve hisseleri belirtilen mirasçıları adına tespit ve tesciline karar verilmiş, davacı Hazine vekili temyize gelmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Somut olayda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki, Mahkemece aralarında eldeki davaya konu taşınmazın da bulunduğu çok sayıda taşınmazın kadastro tespitine itiraz istemine yönelik dava aynı Mahkemenin 2006/434 Esas sayılı dosyası altında birleştirilmiş ve yargılama bu dosya üzerinden yürütülmüş, bilahare karar aşamasında dosyalar tefrik edilmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucunda düzenlenen orman bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor, incelenen taşınmaz sayısı itibariyle yetersiz olup, her bir taşınmaz için ayrıntılı incelemeler içermemektedir. Taşınmazların toprak nitelik bilgisi genel olarak bildirilmiş, keza davaya konu taşınmazın eğimi ise bildirilmemiştir. Bu yönüyle rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir.
Öte yandan, dava konusu taşınmazın kuzeyinde dere, doğu ve batısında 106 ada 2 parsel sayılı ormanın bulunduğu, güneyinde bulunan 124 parsel sayılı taşınmazın kişiler adına tespitine itiraz istemiyle Hazinece açılan davanın aynı Mahkemenin 12.07.2010 tarihli ve 2007/321 Esas, 2010/90 Karar sayılı kararı ile kabul edildiği ve taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına orman vasfıyla tespit ve tesciline karar verildiği, hükmün ... (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 20.09.2011 tarihli ve 2011/6389 Esas, 2011/10233 Karar sayılı ilamıyla onandığı anlaşıldığına göre, oluşan durum itibariyle dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun'un 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, Mahkemece, yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi bilirkişi, bir ziraat mühendisi bilirkişi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Keşifte getirtilen belgeler çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; zilyetlikle veya hukuki değeri kalmamış olan tapu kayıtlarıyla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen, jeodezi ve fotogrametri ile uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (... veya benzeri programlar kullanılarak)denetime elverişli olacak şekilde çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmaz, çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli; taşınmazın gerçek eğimi klizimetre aletiyle ölçülerek memleket haritalarındaki münhanilerden (yükseklik eğrilerinden) de faydalanılmak suretiyle belirlenmeli; stereoskopik hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranı ile dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını, taşınmazın imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 17/2. maddesinde belirtilen orman içi açıklık vasfında olup olmadığını belirten müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak şekilde, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli ve dosyadaki belgeler ile karşılaştırıldığında denetime elverişli rapor alınmalıdır.
Ayrıca keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim veya kimler tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; dava konusu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden taşınmazın evveliyatını, toprak yapısını, niteliğini ve zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı şekilde açıklayan, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki alınmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanun'un 03.07.2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanun'un getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... ilamının tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 16.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.