17. Hukuk Dairesi 2015/1305 E. , 2015/12318 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının işleteni olduğu 20 SR 897 plakalı aracın müvekkili şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, 12.07.2012 tarihinde sigortalı araç başka şahsın idaresinde iken, sürücünün alkollü ve asli kusurlu olarak karıştığı kaza nedeniyle karşı araçta oluşan 8.093,00 TL hasarın müvekkilince, 27.11.2012 tarihinde diğer aracın kasko sigortasına ödendiğini ve ödenen hasar bedelinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, beyanla davalının icra takibine vaki itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, duruşmadaki beyanında, aracı çalıştığı şantiyede bıraktığını, anahtar bozuk olduğu için yanına almadığını, aracın kilitli olmadığını, ... isimli kişinin kendisinden izinsiz şekilde aracı alıp kaza yaptığını, bununla ilgili olarak kendisine verilen trafik cezasına ... Sulh Ceza Mahkemesinde itiraz ettiğini ve itirazının kabul edildiğini beyan etmiştir.
Mahkemece;davanın kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan (rücuen tazminat istemine yönelik) icra takibine itirazın iptali davasıdır.
1-28.11.2013 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun"un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK"nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortalısı olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görenlere poliçe kapsamında ödeme yaptığından bahisle yaptığı ödemelerin zorunlu mali sorumluluk sigorta sözleşmesi genel şartlarına aykırılık sebebiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı trafik sigorta sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılmamış olması doğru görülmemiştir.
Kabule göre;
Zararın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla sürücünün alkollü olması tek başına zararın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda zararın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK"nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay"ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağı ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
O halde, mahkemece öncelikle, nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması yönünden yeni bir rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı lehine BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.