
Esas No: 2021/8547
Karar No: 2022/2397
Karar Tarihi: 16.03.2022
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/8547 Esas 2022/2397 Karar Sayılı İlamı
Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)
Mahkeme, kadastro sırasında tespit edilen taşınmazın orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar vermiş, ancak Hazine vekili maddi hata yapıldığını belirterek tavzihen düzeltilmesini istemiştir. Mahkeme, talebin reddine karar vermiş, ancak tashihi ve tavzihi düzenleyen HMK maddelerine uyulmaması ve taşınmazın miktarının uyumsuz olması nedeniyle bozulmuştur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na göre, kadastro hakimi doğru ve infaza elverişli karar vermek zorundadır. Kararda geçen kanun maddeleri şöyledir: HMK'nin 304, 305 ve 306. maddeleri, HUMK'un 455. maddesi, ve HUMK'un 428 ve 440/I maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespite İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen tavzih talebinin reddine dair 10.10.2018 tarihli ek kararın müdahil Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyünde kain 101 ada 676 parsel sayılı, 38.186,20 m2 alanlı taşınmaz, senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile davalı ... adına tespit edilmiş, davacı ... İdaresi çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile tespite itiraz etmiştir.
Mahkemece verilen bir önceki karar ... (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 22.04.2008 tarihli ve 2008/2200 Esas, 2008/6234 Karar sayılı ilamıyla bozulmuş olup, bozma ilamında özetle "daha önce verilen bozma kararı gereğince Orman İdaresi lehine oluşan usulü kazanılmış hak dikkate alınarak fen bilirkişilere ek rapor düzenlettirilerek, çekişmeli taşınmazın usuli kazanılmış hak kapsamındaki 8.186.20 m2'lik kısmının orman niteliğiyle Hazine, (B)=7.813.80 m2'lik kısmının tespit gibi davalı, (C)=22.184,17 m2'lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... Köyü 101 ada 676 sayılı parselin, 09.11.2010 tarihli krokide (A)=8.186.20 m2 ve (C)=22.184,17 m2'lik kısmının orman niteliğiyle Hazine adına, (B)=7.813.80 m2'lik kısmının tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline dair verilen karara yönelen temyiz itirazları aynı Dairenin 24.10.2011 tarihli ve 2011/7990 Esas, 2011/11020 Karar sayılı, karar düzeltme istemi ise 27.09.2012 tarih ve 2012/9835 Esas, 20748 Karar sayılı ilamları ile reddedilmiştir.
Bilahare Hazine vekili 14.03.2018 havale tarihli dilekçesi ile, dava konusu 101 ada 676 parselde ifraza konu A, B, C, parsellerinden "C" parselinde maddi hata yapılarak taşınmazın 22.184,17 m2 olarak hüküm altına alındığını fakat söz konusu parselin yüz ölçümünün 22.186,20 m2 olduğunu belirterek, gerekçeli karardaki maddi hatanın tavzihen düzeltilmesini istemiş; Mahkemece, dosyadaki bilirkişi raporları ve hükmün uyumlu olduğu, kararın ... incelenmesinden geçerek kesinleştiği, HMK'nin 305/2. maddesine göre hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yolu ile sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, talebe göre m² değişikliği yapmanın diğer hak sahiplerine tanınan haklar ve yüklenen borçların değiştirilmesi sonucunu doğuracağı gerekçeleriyle temyize konu ek karar ile talebin reddine karar verilmiş, tavzih talebinin reddine dair 10.10.2018 ek karar Hazine vekilince temyiz edilmiştir.
1. Bilindiği üzere; hükmün tashihi ve tavzihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 304. (1086 sayılı HUMK'nın 455.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK'nin 304. maddesinde "(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." şeklindeki hükmün tashihi; 305. maddesinde de "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müesseseleri düzenlenmiştir. Aynı kanunun 306. maddesinde de "Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece, HMK’nin 306. maddesi uyarınca tavzih dilekçesinin bir suretinin asıl kararda yer alan taraflara tebliğ edilmesi ve cevap vermeleri halinde bu cevapların da tavzih talebinde bulunana tebliğ edilmesi ve ancak bundan sonra HMK’nin 305. vd maddeleri gereğince hüküm kurulması gerekirken, belirtilen usul kurallarına riayet edilmeksizin yazılı şekilde tavzih talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil, infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak ve taşınmaz hakkında sicil oluşturmaya elverişli şekilde karar vermek zorundadır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın tespit tutanağındaki miktar ile hükme esas alınan bilirkişi raporunda tespit edilen miktarın uyumsuz olduğu anlaşıldığına göre, Mahkemece sözkonusu uyumsuzluğun maddi hata olup olmadığının değerlendirilmesi, dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen alanla ilgili bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle çelişkinin giderilmesi ve infaza elverişli hüküm kurulması gerekirken talebin reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile tavzih talebinin reddine dair 10.10.2018 tarihli ek kararın HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince ... Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 16.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.