17. Hukuk Dairesi 2015/4831 E. , 2015/12446 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili tarafından kasko sigortası yapılan aracın 03.07.2010 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında aracın hasarlandığını, kazanın kaza yeri ve çevresinde bulunan gevşek malzeme nedeniyle meydana geldiğini, hasar nedeniyle müvekkilince sigortalısına 7.740,00 TL tazminat ödendiğini ileri sürerek, 7.740,00 TL tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, hizmet kusuruna dayanıldığından davaya bakmaya adli yargının görevli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile 5.805,00 TL alacağın, 14.12.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı rücuen maddi tazminat istemine ilişkindir.
1-Bir kamu kuruluşu tarafından, kamu yasaları uyarınca tesis yapma, yapılmış olan tesislere bakma ve o tesisleri kullanma yükümlülüğü yine kamu yasalarından kaynaklanan bir yükümlülüktür. O halde, anılan nitelikteki bir kamu tesisinin gerek yapılmasındaki, gerekse kullanılması veya muhafazasındaki kusurdan doğan zararlar, idari karar ve eylemlerden doğan zararlar niteliğinde bulunduğundan zararın ödetilmesi istekleri 11.02.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararının 2. bendi hükmünce tam yargı davasının konusunu oluşturur. Bu davaların ise 2577
Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2/1-b maddesi hükmünce idari yargı yerinde açılması gerekir.(HGK"nun 4.11.2015 tarih, 2015/17-86 E, 2015/2364 K sayılı ilamı) Yargı yolu dava şartlarından olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan açıkça veya hiç ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilmelidir.
Kaldı ki somut olayda davalı ... Müdürlüğü vekili, idari yargı mahkemelerinin görevli olduğunu, davada hizmet kusuruna dayanıldığını bildirmiştir.
Dava dilekçesi eki incelendiğinde davacı ... şirketinin dava konusu aynı kaza nedeni ile Kastomonu İdare Mahkemesinin 2012/70 E, 2012/57 K sayılı dosyasında Karayolları Genel Müdürlüğü hakkında dava açtığı ve idare mahkemesince davaya bakmaya adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle görev yönünden davanın reddine karar verildiği, ancak idare mahkemesince verilen görevsizlik kararının kesinleşmiş olup olmadığı yönünde bir şerh yer almadığı ve mahkemece de yargılama sırasında bu hususun araştırılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dava konusu hakkında idari yargıda açılan davada adli yargının davaya bakmaya görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı daha önce kesinleşmiş ise 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun"un 19. maddesine göre görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi yönünde bir karar verilmesi gerektiği, şayet idari yargının verdiği karar kesinleşmemiş ise bu hususun ön mesele olarak değerlendirilip kararın kesinleşmesi beklenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın esası hakkında karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebebine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.