20. Hukuk Dairesi 2011/12571 E. , 2012/800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve dahili davalı ... Güldal tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/06/2010 gün ve 2010/5279 – 7836 sayılı bozma kararında özetle; “Dava kesinleşen orman kadastrosuna dayalı olarak açılmıştır. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan uygulama sonucunda taşınmazın (I) ile işaretli bölümünün orman sınırı içinde, (II) ile işaretli bölümünde orman sınırı dışında kaldığı belirlenmiştir. Kesinleşmiş orman sınırı dışında kalan bölüm yönünden Hazinenin bir davası olmadığı gibi 3402 sayılı Yasanın 26/D. maddesi gereğince davaya da katılmadığı halde, kesinleşen orman sınırı dışında kalan (II) işaretli bölümün de orman bütünlüğü içinde olduğu kabul edilerek taşınmazın tamamının orman sayılan yer olduğu kabul edilmiştir. O halde, Hazinenin davaya katılmaması halinde istemle bağlı kalınarak kesinleşen orman kadastro sınırı dikkate alınarak karar verilmesi gerekir."denilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve çekişmeli ... köyü 212 ada 10 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi ...’in ek rapor ve krokisinde (I) harfiyle işaretli 5960,56 m²’lik bölümün kadastro tesbitinin iptaliyle orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ifraz sonrası kalan ve aynı raporda (II) harfiyle işaretli 2645,71 m²’lik bölümün tespit gibi ... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve dahili davalı ... ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1744 sayılı Yasaya göre 23.085.1983 tarihinde ilanı yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması ile daha sonra 2896 sayılı Yasaya göre 23.10.1985 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunamamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesinde “Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderine hükmolunmaz” ve yine 6099 sayılı Yasanın 17. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen geçici 11. maddesinde “Bu Kanununun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri içinde uygulanır” hükümleri uyarınca davalı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğinden hükmün yargılama giderlerinden sayılan harç yönünden düzeltilerek
onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple; hükmün yargılama giderlerine ilişkin 4 numaralı bendi tamamen hükümden çıkarılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 01/02/2012 günü oybirliği ile karar verildi.