
Esas No: 2020/317
Karar No: 2021/1382
Karar Tarihi: 04.11.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/317 Esas 2021/1382 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
.....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
.....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
.....
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2019
NUMARASI ......
DAVANIN KONUSU : ... Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/11/2019 tarih ve....... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalının “...” ibareli markanın tescili için ... Kurumuna ...... sayılı marka başvurusunda bulunduğunu, dava konusu markaya karşı müvekkili Şirket tarafından itiraz edildiğini, ... tarafından yapılan inceleme sonucunda itirazın reddedildiğini, iş bu karara müvekkili tarafından itiraz edildiğini, ... Kurumu ... tarafından itirazın reddine karar verildiğini, marka başvurusu ile müvekkiline ait ... ve ... ibareli markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin markalarının tanınmış ve seri markalar olduğunu, dava konusu marka başvurusunda yer alan ... ibaresinin ticaret unvanı olması nedeniyle esas unsur olarak algılanmayacağını, taraf markalarının kapsamında yer alan malların birebir aynı olduğunu, müvekkili Şirkete ait ... ibareli markaların tanınmış olduğu yönünde kesinleşmiş mahkeme kararları olduğunu, müvekkilinin ... ibareli markaları için 1990 yılından bu yana aralıksız reklam kampanyaları düzenlediğini, davalının marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu, emsal yargı kararları bulunduğunu ileri sürerek ... kararının iptalini ve dava konusu markanın tescil başvurusunun reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, başvuru konusu "..." ibaresinin tek başına bir anlam ifade etmediğini, bütün bir kelime olduğunu, ... ibaresinin ise bir şeyin istenilen ve olması gereken durumu ifade ettiğini, öte yandan ... ibaresinin vasıf bildirici olduğunu ve üçüncü kişilerce kullanımının engellenemeyeceğini, sektörde bir çok firma tarafından bu amaçla kullanıldığını, anlamsal, görsel ve sescil olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenim itibarı ile başvuru konusu işaretle davacı marka ve tasarımlarının ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer bulunmadıklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu markanın 6769 sayılı SMK’nın 5(1)(ç) maddesi yönünden tescil engeli bulunmadığı, dava konusu emtianın tamamının 32. sınıfta yer alan “Biralar; bira yapımında kullanılan preparatlar. Maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar. Sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar. Enerji içecekleri (alkolsüz); proteinle zenginleştirilmiş sporcu içecekleri..” aynı/aynı tür olduğu, ancak dava konusu marka ile itiraz gerekçesi markaların benzer olmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6(1) maddesi yönünden aralarında iltibas ihtimalinin ve tescil engelinin bulunmadığı, davalının “...” ibaresini markasında kullanmasının SMK 6(5)’teki üç durumdan birisine sebebiyet vermeyeceği, kötüniyetin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde....... temel prensiplerinden yoksun rapor esas alınarak kurulan yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, mahkemenin davanın konusunun dışına çıkarak yasal yolları ile sağlanmış olan müvekkilinin markasal hakkını ortadan kaldırır nitelikte fiili bir markanın hükümsüzlüğü kararı veremeyeceğini, müvekkili şirketin "..." markasının zayıf/ tanımlaycı marka olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bununla ilgili kararların olduğunu, ayrıca müvekkilinin ... markasının tanınmış marka olduğunu, tescilli markalar aleyhine hükümsüzlük davası açılarak mahkeme kararıyla bir marka sicilden terkin edilmediği sürece, marka sahibi marka tescilinin sağladığı hukuki korumadan yararlanacağını, iş bu dava konusu marka ile müvekkili şirket markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı yanın kötüniyetli bir şekilde müvekkili şirketin "..." markasından haksız bir menfaat sağlama amacı ile hareket ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, ... kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu "..." ibaresi ile davacının itirazına mesnet "..." ibareli markaları arasında SMK'nın 6/1. maddesi anlamında iltibas bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2021
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.