Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/176
Karar No: 2021/1416
Karar Tarihi: 04.11.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/176 Esas 2021/1416 Karar Sayılı İlamı

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
....
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
....
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

....

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI ...

DAVANIN KONUSU : Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/11/2019 tarih ve .... sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin .... asıl unsurlu tanınmış markalarının bulunduğunu, aynı zamanda anılan ibarenin müvekkilinin ticaret ünvanının çekirdek unsurunu oluşturduğunu, davalının "..." ibareli markalarının müvekkilinin markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ...Sayılı ilamında da başka bir kişiye ait "..." ibreli başvuru ile müvekkilinin "..." ibareli markalarının benzer olduğunun kabul edildiğini, dava konusu markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetlerin müvekkilinin markaları kapsamında yer mal ve hizmetlerle aynı olduğunu, somut olayda SMK'nın 6/1,6/5 ve6/6 koşullarının oluştuğunu, davalının kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek davalı şirket ait ....... sayılı “...” asıl unsurlu markalarının tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili şirketin 2006 yılında kurulduğunu ve o tarihten itibaren her türlü ... ve akaryakıt ürünlerinin imalatı, ithalatı ve ihracatı, nakliyesi ve akaryakıt istasyonlarının kurulması ve işletilmesi alanlarında faaliyet gösterdiğini, ticaret ünvanının kök unsuru konumundaki “...” ismini sektörde önde gelen bir marka haline getirdiğini, “...” ibaresini uzun yıllardır markasal nitelikte de kullanageldiğini, taraf markaları arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, son kullanıcı profilleri ve tüketicileri dikkate alınmadan ve markaları oluşturan işaretler bir bütün olarak incelenmeden sadece kelimelerin içerisinden bir kısım harflerin çıkartılıp benzerlik değerlendirilmesi yapılması yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu, davalıya ait dava konusu edilen markaların Türkçe’de somut karşılığı bulunan “...” ibaresinden ve ilgili sektördeki neredeyse tüm firmalar tarafından “...” sözcüğüne atfen bir kısaltma olarak kullanılan “...” ve “...” ibarelerinden oluştuğunu, bu markaların davacının “...” markasıyla herhangi bir yönden ilişkili olduğunun söylenmesinin mümkün bulunmadığını davalının “...” markasını davacı ile aynı sektörde 2006 yılından beri hem ticaret ünvanının kök unsuru hem de marka olarak kullanıyor olmasına rağmen bugüne kadar taraflar arasında iltibasa esas teşkil edebilecek bir durumun söz konusu olmadığını, bahsi geçen Yargıtay ilamına karşı mahkemece direnme kararı verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen markalar kapsamında 04, 35, 39.sınıfta yer alan mal/hizmetler bakımından davalı markaları ile davacının itiraz markalarına ait hizmet sınıflarının aynı/benzer oldukları, dava konusu markaların “...”, “...” ve “... ...” , davacı markalarının "..." ibareli bulundukları, anılan ibarelerin taraf markalarında asıl unsur olarak yer aldığı, taraf markalarında ortak olan “...” ibaresinin ilgili sektörde “...” anlamına geldiği, herkes tarafından bu algıyı yarattığı, herkes tarafından kullanılabileceği, bu şekilde algılanan “...” ibaresinin önünde yer alan “O” ibaresinin davacının markasını bilinen bir anlamı olmayan bir ibare haline getirdiği, davalının markalarında geçen “...” ibaresinin “bir ölçünün milyarda biri, mikro yüksek ileri teknoloji” gibi anlamları olduğu, buna göre tarafların marka işaretleri arasında görsel, anlamsal ve fonetik anlamda benzerlik bulunmadığından SMK'nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, davacının ... ibareli markası tanınmış olsa da taraf markları benzer olmadığından aynı Yasanın 6/5 maddesindeki şartların ve aynı nedenle 6/6 maddesindeki koşulların bulunmadığını, kötüniyet iddiasının da ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararının aksine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ... K. Sayılı ilamında "..." ve "..." ibareli markaların benzer olduğunun kabul edildiğini, işbu dava bakımından güçlü delil sayılan Yargıtay ilamının yok sayılmasının kabul edilebilir olmadığını, her ne kadar anılan karara karşı yerel mahkemece direnilmiş ve karar kesinleşmemişse de Yargıtay'ın kararının somut duruma ve hakkaniyet uygun olduğunu, ...,.... ibareli markaların müvekkilinin ... markaları ile benzerliğinin mahkeme kararıyla tespit edildiğini, dava konusu markaların esas unsurunu oluşturan "..." ibaresinin müvekkilinin markalarıyla ayırt edilemeyecek derece benzer olduğunu, Türkçede vurgunun son hecede olduğu dikkate alındığında dava konusu markaların telaffuzunda kulakta kalan izlenimin "..." ibaresi olacağını, müvekkilinin ... markasının tanınmış olduğu ifade edilmişse de tanınmışlığının ve orjinalliğinin markaların karıştırılma ihtimaline etkisinin değerlendirilmediğini, dava konusu ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin belirlenmediğini, belirleme yapılsa idi markalar arasında karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkacağını, müvekkilinin markaları tanınmış olduğundan SMK'nın 6/5 maddesindeki şartların gerçekleştiğini, davalının kötü niyetli bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı... sayılı, "... ...", "...", "...", "..." ibareli dava konusu markalar ile davacının itirazına mesnet "..." ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin olmadığı, zira dava konusu markaların "bir ölçünün milyarda biri, mikro yüksek ileri teknoloji" anlamlarına gelen "..." ibaresi ile "..." ve bu ibarenin kısaltılmışı olarak sektörde yaygın kullanımı bulunan "..." ibaresinden oluştuğu, dava konusu markaların tüketici nezdinde "... ..." ve "... ... " olarak algılanacağı, dava konusu "..." ve "..." ibareli markalar ile davacının "..." markalarında "..." ibaresi ortak olarak yer alsa da anılan ibarenin ... kelimesinin kısaltılmışı olarak sektörde yaygın olarak kullanılması ve ... türevi mal ve hizmetler yönünden tanımlayıcılığa yakın ibare olması karşısında bu ibarenin ortak olarak yer almasının taraf markaları arasında iltibasa neden olmayacağı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin... sayılı ilamında da aynı tespitlere yer verilerek “...” ibareli başvuru ile davacının "..." markalarının benzer olmadığı sonucuna varıldığı, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığından davacının "..." markalarının tanınmış olması sonuca etkili bulunmadığı gibi kötü niyet iddialarının da ispatlanamadığı, her ne kadar Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin...sayılı bozma ilamında, başka bir kişiye ait "..." ibareli marka ile davacının "..." ibareli markalarının benzer olduğu kabul edilmişse de anılan bozma ilamına karşı yerel mahkemece markalar arasında benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle direnme kararı verildiği ve direnme kararının temyiz edilmesi üzerine dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2021
....



Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi