19. Ceza Dairesi 2019/31677 E. , 2021/7023 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Nakil Aracının İadesi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
I-Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Duruşmadan haberdar edildiği hâlde, 5271 sayılı CMK"nin 237 ve 238. maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak kamu davasına katılmayan müşteki vekilinin sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunmadığından, müşteki vekilinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK"nin 317. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-Sanığın temyiz talebine yönelik incelemede;
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun"un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"un 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklinde düzenlemenin sanık lehine hükümler içerdiği, yine aynı Kanun"un 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun"un 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nin 7. maddesi ve 7242 sayılı Kanun"un 63. maddesi ile 5607 sayılı Kanun"a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası mucibince ilgili hükümlerin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2-Ele geçen kaçak eşyanın, nakil aracın taşıma kapasitesine göre miktar veya hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturması, aracın daha öncede sanığın abisi olan malen sorumlu tarafından kaçakçılık suçunda kullanılması dikkate alındığında malen sorumlunun iyi niyetli kabul edilemeyeceği, nakil vasıtasının müsaderesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı ve bu nedenle TCK’nin 54/3. maddesi uyarınca hakkaniyete de aykırı bir yanın bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu nakil vasıtasının müsaderesi yerine, yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
3-Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 51/8. maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağı ihtaratına yer verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Davadan ve duruşma gününden usulüne uygun şekilde haberdar edilmesine rağmen, duruşmaya katılmayan ve CMK"nun 237. maddesine uygun biçimde talepte bulunup katılan sıfatını almayan Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmolunması,
5-Sanık hakkında kurulan hükümde sanıktan ele geçirilen akaryakıtın derdest dosyalara nazaran fazla olduğu belirtilerek teşditen ceza tayini gerekli görüldüğünün belirtilmesi karşısında temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye yol açılması,
6- Davaya konu gümrük kaçağı akaryakıt hakkında 13.02.2014 tarihinde tasfiye kararı verildiğinin anlaşılması karşısında, eşya tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin Hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Kanun"un 13. maddesi delaletiyle TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 22/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.